Editörün Seçtikleri ‘Kim olursan ol, yine gel’

‘Kim olursan ol, yine gel’

14.12.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

‘Kim olursan ol, yine gel’

‘Kim olursan ol, yine gel’



‘Kim olursan ol, yine gel’


Savaşların, çatışmaların ve çekişmelerin yaşandığı 21. yüzyıl dünyasında Mevlana hoşgörüsüne tüm dünyanın ihtiyacı olduğu tartışmasız bir gerçek. Konya’dan dünyaya asırlar boyu dalga dalga yayılan, ümitsizliğe kapılanlara ‘Yine de gel... Yine de gel. Ne olursan ol yine de gel!’ diyerek sevgiyle seslenen Mevlevilik bugün özellikle ABD, Kanada, Fransa, Hollanda gibi ülkelerde çok sayıda gönüldaşa sahip.
Prof. Dr. Hayrani Altıntaş da, Mevlana Celaleddin Rumi’nin Mesnevi’sine ‘Magz - i Kuran’ dediğini vurguluyor. Anlamı Kuran’ın içyüzü. Mevlana’ya göre; halk şiir ve hikâyeden çok hoşlanır. Ve bu iki öğe zihinlerde uzun süre kalır. Bu nedenle Mevlana, Mesnevi’sini de şiir ve hikâye tarzında yazmıştır. Böylelikle Kuran’daki gerçekleri ve hikmetleri yorumlayarak insanlara takdim eder. Mevlana Kuran’da toplumun huzuru, güveni, mutluluğu için bildirilen üç temel öğenin eşitlik, hürriyet ve adalet olduğunu kavramış ve anlatmıştır.

Dostluk, birlik - bütünlük
Yaratılış itibariyle, bütün insanların hak ve hürriyetler açısından eşit olduklarını ifade etmektedir. Soy, sop, ırk, cins, renk, deri, zenginlik, fakirlik gibi unsurlar görev açısından önem taşımamaktadır.
Hürriyet’e gelince, o insan olmanın bir gereğidir. Hürriyet, kendine, başkalarına zarar vermeyen ve ilahi emirlere aykırı olmayan her şeyi yapabilmek demektir. Mesnevi’deki eşitlik, hürriyet ve adalet kavramları bugünkü anlamda demokratik unsurlardır. O halde, hem Kuran, hem de ona bağlı olarak Mesnevi, her türlü sosyal davranışlarda, demokratik bir anlayışın hâkim olması gereğine işaret etmektedirler.
Mevlana’ya göre; insanların anlaşabilmeleri için ortak değerlere sahip olmaları en önemli unsurdur. Beyitlerinde bunu şöyle vurguluyor:
‘Aynı dili konuşmak dostluğa vesiledir
Aynı dili bilmeyince nasıl arkadaş olunur?
Hintli ve Türk, aynı dili bilip dost olan çoktur;
Aynı lisanı bilmeyen iki Türk sanki yabancı gibidir.’
Mevlana; kültür ve dil birliğinin, bütünleşmenin ve bir milletten olmanın işareti olduğunu vurguluyor. Milli birlik ve bütünlük üzerine de şöyle diyor:
‘Biz birleştirmek için geldik, biz ayırmak için gelmedik.’

Batı dünyası için önemi
Araştırmacı Süleyman Wolf Bahn, Mevlana’nın Batı dünyası için ne anlama geldiğini şöyle anlatıyor:
"Mevlana, Batılı insanı, diğer sufi klasiklerine kıyasla daha doğrudan etkiliyor. Diğerlerinden farklı olarak, belirli bir şekil aramıyor, belirli görevler vermiyor. Mevlana’nın Divan’ındaki şiirler insanın özüne doğrudan dokunuyor. Batılı insan, kendi kişisel tecrübesi ile İslam ilahiyatı hakkında bir bilgisi olmadan da onları benimseyebiliyor. Mesnevi hikâyelerini kolayca anlayabiliyor. Bu hayali dünyayı kültürel ya da dini altyapısından biliyor. Mevlana mutlak bağlılığı ve Tanrı’ya dönük yüzü ile, hangi din ve kültürden olursa kendisiyle tanışan herkes için bir yol gösterici. Mevlana’nın Türkiye’nin yıllardan beri coğrafi ve kültürel açılardan benimsediği siyasi konumla aynı konumda olması enteresandır; doğu ve batı arasındaki köprüdür."

"Rengi kara bile olsa değil mi ki seninle aynı maksadı güdüyor, aynı senin rengindedir, sen ona beyaz de..."
"Kimin aşka meyli yoksa, o kanatsız bir kuş gibidir, vah ona..."

Mevlana, Türkistan’ın Belh şehrinde 1207 yılında dünyaya geldi. Babası Bahaeddin Veled, devrinin en büyük âlimlerindendi. Annesi Mümine Hatun ise Harzemşahlar sülalesine mensuptu. Bahaeddin Veled, Harzemşahlar sarayı ile fikir ayrılığına düşerek Belh’i terk edip, Konya’ya yerleşti. Mevlana büyük bir âlim, vaiz ve müderris olan babasının meclislerinde yetişti. Babası ölünce 24 yaşında yerine geçti. 1244 yılında Muhammed Şemseddin Tebrizi adlı esrarengiz bir derviş ile tanışınca hayatı değişti. Mevlana 17 Aralık 1273 yılında ebediyete kavuştu.

Üsküdar Numan Dede Dergâhı’nda, Mevlevi Dedesi Hasan Çıkar ‘a biz sorduk, o yanıtladı: n Mevlana felsefesi nedir?
Temeli bütün insanlığı sevmektir. Hepsini bir görmek ve birden kabul etmektir. İkiyi bir gören bizdendir. Biri iki gören bizden değildir. Konya’da kendini Mevlevi sanan kişiler Kültür Bakanlığı’na bağlıdırlar. Bunlar birer memurdurlar. Maaşla çalışırlar. Mevlana dilinden anlamazlar. Kıyafetleri Mevlevi yoluna uygundur ama kendileri Mevlana’dan çok uzaktırlar.

Sizi diğer tarikatlardan ayıran özellik nedir?
Sema, nota bilmeden dergâhımız yürümez. Sadece sohbet olursa Bektaşilik, sadece zikir olursa Halvetilik olur. Bizde sanat var. Harem - selamlık yok. Tanrı katında sınıf ayrımı yoktur. Kadın erkek birdir. Bizim burada herkes aile gibi bir arada otururuz.

Mevlevi olmak için Müslüman olmak şart mı?
Gayrı müslimlerde Mevlevi olabilir. Onların Mevlevi olması için din değiştirmeleri gerekmez. Mevlana Hazretleri hepsine kucak açmıştır. Gönlünde varsa zaten Müslümandır. Gönlünde yoksa papağan gibi şahadeti diline dolamışsa o Müslümanı ben de zaten istemem.

Her yerde sema gösterisi yapılması uygun mu?
Otellerde, içkili lokantalarda turistler için sema yapılmasına karşıyız. Çünkü sema bir ibadettir. Orada Allah zikredilir. Ancak ramazan aylarında iftar açılırken sema edilmesine hoş bakarız. Bugün Mevlevilerin ne merkezi, ne enstitüsü var. Hatta sema etmek için kendi yerimiz olan Galata Mevlevihanesi’ni kira ödeyerek kullanıyoruz. Vakıflara iki saat için 250 milyon lira ödüyoruz.

YARIN
• Mevlana, filozofları nasıl etkiledi?
• Mevlana’nın sosyal görüşleri
• Mevlana ve çevresindeki kadınlar
• Mevlana’nın yaşayan torunları ne diyor?






















Yazarlar