Kültür Sanat Müziğe entelektüel bakış

Müziğe entelektüel bakış

05.01.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Müziğe entelektüel bakış

Müziğe entelektüel bakış

ROCK müziğin farklı bir kişilik kazanmasında önemli payı olan Alan Parsons, 23 - 24 Ocak tarihlerinde İstanbul'da grubuyla iki konser veriyor. Alan Parsons'ı bir "müzik adamı" olarak tanımlamak gerek. Önce çok önemli bir "ses mühendisi". O denli önemli bir prodüktör. Ama tüm bu özelliklerini kucaklayan yanıyla beraber, bir müzisyen ve besteci. Sanatçı, ilk gençliğinde EMI'nin ünlü Abby Road stüdyolarında asistan ses mühendisi olarak çalışıyor. The Beatles'ın son klasiği "Let It Be" ve albümü "Abbey Road"da aktif bir rolü var. The Beatles'ın dağılmasından sonra, Paul Mc Cartney ve grubu Wings'in bir albümünde mühendislik yapıyor. O dönemin birçok önemli İngiliz pop grubunun çalışmalarında Parsons'ın imzası var. Onu, dünya çapında üne kavuşturan albüm, Pink Floyd'un 1973 çalışması "The Dark Side of the Moon". Sanatçı, EMI bünyesinden ayrıldıktan sonra, John Miles ve Al Stewart gibi dev sanatçıların albümlerinin prodüksiyonunu yapıyor.
Parsons, Abbey Road'daki yol arkadaşı Eric Woolfson'la kurduğu "Alan Parsons Project"le birlikteyse, özel bir tarihe daha adını yazdırıyor. İlk albümleri "Tales of Mystery and Imaginations"da grup ünlü yazar Edgar Allan Poe'nun öykülerini müzikleştiriyor. 1987'ye kadar çıkan on stüdyo albümünün en karekteristik özelliği, her birinin konsept projeler olması. Yani, Alan Parsons'ın müzikal hedefi hiçbir zaman listelerin üst sıralarına tırmanmak ve hitler patlatmak olmamıştır. Ama, tüm bu tavra rağmen albümlerdeki birçok parça, liste başlarına kadar yükselir. Beşinci stüdyo albümleri "The Turn of A Friendly Card" ve iki yıl sonra çıkan "Eye in the Sky" grubun dünya ölçüsünde doruklara ulaşmasını sağlar. Alan Parsons Project'in son stüdyo albümüyse, Eric Woolfson'un bestelediği bir müzikal olan "Freudiana"dır.
1992 yılında, Eric Woolfson'ın projeden ayrılıp, tiyatro müzikallerine yönelmesi sonucunda, Alan Parsons'da solo albümler çıkarmaya başlar. Sanatçı önce "Try Anything Once"ı çıkarır. Bu dönem de entelektüel serüveninden hiç ödün vermez. Ardından, Almanya ve Amerika konserlerinden oluşan iki "live" albüme daha imzasını atar. 1990 yapımı "On Air" albümüyse, "uçuşun tarihini" müziklendiriyordur. Bu solo albüm, sanatçının otuz yıla ulaşan müzik tarihinin entelektüel algısının uçuk bir özeti niteliğindedir.
Akademi İstanbul ve Major Müzik Organizasyon'un ortak çabaları sonucunda, Parsons'ın bu inanılmaz projesi İstanbul'da canlı olarak izlenecek. "On Air" projesinin CD Room'unu izleyenler bu büyülü müzikaliteyi şaşkınlıkla izliyor. Akademi İstanbul'un uluslararası kimlikte bir kültürel hizmet yapmak yanında; ana hedeflerinden biri de, okulun Müzik Bölümü burslarına, bu konserler yoluyla destek sağlamak. En önemli beklentilerden biri de, Alan Parsons'ın Akademi İstanbul'da konser günlerinde birer workshop yapması.
Bu, çok boyutlu müzik adamının konserleri Bostancı Gösteri Merkezi'nde gerçekleşecek. Progressive rock'ın bu süper ismine, müziksever ortamımızın geniş bir kesiminin ilgi göstereceği kanısındayım. Çünkü, bu müzisyeni 20'den 60 yaşa kadar uzanan geniş bir kesim uzun yıllar zevkle dinledi.