25.11.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
MİRAÇ ZEYNEP ÖZKARTAL
Sabahattin Ali’nin doğumunun 100. yılı nedeniyle yıl boyunca süren etkinliklerin sonuncusunun ev sahibi Bilgi Üniversitesi oldu.
Dün, üniversitenin Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü’nün santralistanbul’da düzenlediği “Sabahattin Ali 100 Yaşında” adlı etkinlik, 1948 yılında, hâlâ aydınlanmamış bir cinayete kurban giden yazarımızın edebiyatına kapsamlı bir bakış olmasının yanı sıra, yazarın kızı Filiz Ali’nin babasını anlatması açısından da etkileyiciydi.
Ne yazık ki - önceden ilan edilmesine karşın- Sabahattin Ali’nin kız kardeşi Süheyla Conkman sağlık nedenleriyle katılamadı bu toplantıya.
Filiz Ali ve Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü’nün başkanı Murat Belge tarafından yapılan açılış konuşmalarının ardından Sabahattin Ali belgeseli gösterildi.
Nilgün Eroğlu Maktav tarafından 1998’de TRT için hazırlanan “Dağlar ve Rüzgar” adlı belgesel, yazarın çocukluğundan başlayarak edebiyat dünyasına girişini anlattı önce.
Ardından Sinop Cezaevi, oradan yazdığı mektuplar ve karakterindeki değişim göründü ekranda. Ve sonun başlangıcı diyebileceğimiz, Sabahattin Ali’nin bazı çevrelerce 'vatan haini’ olarak itham edilip hedef gösterildiği 1940’lar...
Yazarın mektuplarına “Namuslu olmak ne zormuş meğer...” diye yazmasına neden olan olaylar...Ve sonunda 1948 Mayıs’ında Kırklareli ormanlarında bulunan cesedi.