Kültür Sanat Okyanusya’dan Japonya’ya etnoloji

Okyanusya’dan Japonya’ya etnoloji

15.03.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Osaka’daki Ulusal Etnoloji Müzesi Pasifik halklarının kültürlerini tanıtan renkli bir mekan.

Okyanusya’dan Japonya’ya etnoloji
Mine Küçük - minekucuk@hotmail.com 
Milliyet Sanat

Japonya’nın Ulusal İnsan Bilimleri Enstitüsü alt kuruluşlarından biri olan Ulusal Etnoloji Müzesi, Osaka kentindeki Senri Expo parkının içinde yer alır. Ulusal Etnoloji Müzesi hem etnoloji ve kültürel antropoloji araştırmalarının yapıldığı bir araştırma merkezi hem de bir müze. Müzenin amacı, koleksiyonu ve sergileri vasıtasıyla dünyadaki kültürlerin, toplumların ve insanların anlaşılmasını sağlamak. Yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen veriler müzede sergileniyor ve sergileme sırasında tamamen tarafsız davranılır. Başka bir deyişle, bir kültürün diğerinden üstün ya da  daha önemsiz olduğu değil, hepsinin yeryüzünde eşit olduğu anlatılır ziyaretçiye.

Ulusal Etnoloji Müzesi’nin bugünkü haline gelmesi hem düşünce hem de yapım aşamasında yıllar almış. Müzenin kurulması ilk önce 1935 yılında düşünülmüş, ve çeşitli çalışmalardan sonra 1974 yılında kurulmuş. 1977 yılında 28 bin 778 metrekarelik müze binası ve çevre düzenlemesi tamamlanmış ve açılış töreni yapılmış.

Müzede  Okyanus kültürleri, Amerika, Avrupa, Batı Asya, Müzik, Dil, Güneydoğu Asya, Doğu Asya (Japon Kültürü) ile ilgili bölümler açılmış. 1979 yılında var olan sergi salonuna ek olarak bin 272 metrekarelik sergi salonu tamamlanmış ve  böylece yeni kültürlere ait bölümler de halka açılmış. İlerleyen yıllarda müzeye yeni sergi salonları eklenmiş, müze içinde yenilenmeler olmuş ve şimdiki haliyle 2004 yılında ziyaretçilerin karşısına çıkmış. Aynı sene araştırma projeleri hazırlayarak ve destekleyerek dünya kültürlerinin anlaşılmasını sağlamayı amaçlayan Kültürel Kaynakları Araştırma Merkezi de müze bünyesinde hizmete girmiş. Yine müzede yer alan Japon Araştırma Merkezi ise, dünyadaki belli başlı bölgelerin kültürünü ve sosyal yapılarını, şu andaki durum ve geleceklerini  inceler.

Müze sergileri
Müze sergilerinin amacı en son tamamlan etnolojik, antropolojik ve onunla bağlantılı diğer bilimsel konularla yapılan araştırmaları değişik sergileme usulleriyle halka sunmak. Bu yolla, ziyaretçilerin farklı kültürleri ve onların arasındaki ilişkileri anlamalarını sağlamak. Sergiler, ana bina sergileri ve özel sergilerden oluşur. Ana bina sergileri bölgesel ve kültürler arası farklılıkları gösteren sergileri içerir. Diğer sergiler ise bazı konuları özel olarak inceler.

Ana bina sergileri içinde yer alan bölgesel sergiler, Okyanusya, Amerika, Avrupa, Afrika, Batı Asya, Güney Asya, Güneydoğu Asya, Orta ve Kuzey Asya, Doğu Asya olmak üzere dokuz bölümden oluşur. Doğu Asya bölümü de kendi içinde Kore yarımadası kültürü, Çin kültürü, Ainu kültür ve Japon kültürü olmak üzere dörde ayrılır.

Sergiler Okyanusya ile başlar ve Japonya ile biter, böylece izleyiciler diğer kültürleri Japonya ile karşılaştırma fırsatı elde ederler. Bütün kültürlerin eşit olduğu ilkesiyle hazırlanan bölümlerde, sergilenen kültürlerin iyi anlaşılması için yiyecekten ev yapma şekillerine kadar çeşitli konular anlatılır.

Okyanusya bölümünde o Pasifik Okyanusu’ndaki adalarda yaşayan kültür gruplarının geleneksel olarak günlük hayatı, kullandıkları aletler, kıyafetleri, süs eşyaları, maskeler ve heykelleri sergilenir. Esas olarak Mikronezya, Polinezya kültürleri tanıtılsa da Hawai, Yeni Zelanda ve Avustralya yerlilerini özellikleri hakkında da bilgi edinebilir. Amerika bölümünde bu bölgede yaşayan grupların tarımını yaptıkları yiyecekler, giysileri, dini inançları ile ilgili objeler, kıyafetleri tanıtılır.

Farklı kültürleri bünyesinde barındıran Avrupa’nın anlatıldığı bölümde günlük hayat, dini bayramlar, tarım hakkında bilgi edinilebilir. Afrika medeniyetlerinin tarihleri, insanların hayat tarzları, dini inançları, sanatı hakkında bilgiler Afrika bölümünde anlatılır. Arap ve İslam dünyasına bir bakış atabilecek yer ise gene burası.

Batı Asya’nın anlatıldığı bölüm, medeniyetlerin doğduğu ve birbirine karışıp dünyaya açıldığı bu bölgeyi ürettikleri ve yaşam biçimleri ile tanıtıyor. Güney Asya bölümünde, Hintlilerin çiftçilik ve balıkçılık adetleri, günlük yaşamları, dini inançları anlatılıyor. Hindistan ve Çin’den etkilenen köklü bir medeniyet gelişimine  sahne olmuş Güney Doğu Asya bölgesinin denizcilik, dağ yaşamı, pirinç yetiştirme, Budizm üzerine bilgileri  ayrıntılarıyla Güney Doğu Asya bölümünde verilmiş. Orta ve Kuzey Asya bölümünde ise Kazak,Türkmen, Özbek ve Tacikistan ve Sibirya kültürleri tanıtılır, özellikle Sibirya avcılık, balıkçılık metotları ve Şamanizm ayrıntılarla anlatılır.

Doğu Asya’nın anlatıldığı bölüm kendi içinde dörde ayrılıyor. Giysi, yerleşim şekilleri ve  Budizm’in tanıtılığı Kore bölümü, günlük yaşam ve özellikle festivallerin anlatıldığı Çin kültürü bölümü, Japonya’nın yerlileri olan Ainuların tanıtıldığı Ainu kültürü bölümü ve nihayet Japon festivalleri, sanatı, yerleşim şekilleri, günlük yaşam ve giysilerinin anlatıldığı Japon kültürü bölümü.

Bağımsız olarak müzede yer alan iki bölüm ise müzik bölümü ve dil bölümü. Kültürün ayrılmaz bir parçası olan müzik, üretildiği etnik grupların kendi hayat stillerini ve geleneklerini yansıtır. Bu amaçla özenle hazırlanmış müzik bölümünün en ilgi çeken müzik alet grupları arasında İran, Hint, Kore, Japon müzik aletleri yer alıyor. Dil bölümünde, bugün dünyamızda konuşulan 5 binin üzerinde dilden  200 kadar dilin özelliklerini farklı yönlerden inceleniyor. Değişik yazı sistemleri, dünya dilleri, dil ailelerinin özellikleri, Japon lehçelerinin burada anlatılıyor.

Müze tam bir eğitim merkezi. Müzeye yakın bir yerde, bölgede yer alan Biwa Göl Müzesi ile ortaklaşa müzecilik dersleri veriliyor. Çalışma alanında bilgisayarlar,  CD’ler ve yaklaşık 2 bin kitapla ilgilendiğiniz kültürler üzerine daha fazla okuyup, onların müziklerini dinleyebiliyorsunuz. Video salonunda insan gruplarının yaşam ve materyal kültürlerini gösteren programlar izlenebiliyor.

Obje kütüphanesi müzenin en eğlenceli bölümü. Burada bazı seçilmiş objeler masaların üzerinde bulunuyor. Ziyaretçi istediği objeyi alıyor, dokunabiliyor ve hakkında bilgi almak için aynı salon içinde yer alan Dr. Minapaku adlı robota gidip objenin kodunu okutturuyor ve böylece onun ne olduğunu, kimin yaptığını öğreniyor. Ulusal Etnoloji Müzesi tam anlamıyla öğrenmenin zevk haline geldiği bir müze.