Stil Önder Özkan - Röportaj

Önder Özkan - Röportaj

15.02.2012 - 00:00 | Son Güncellenme:

Tasarımcı Önder Özkan ile yaptığımız keyifli röportaj..

Önder Özkan - Röportaj

Önder Özkan ile geçtiğimiz günlerde ofisinde yapmış olduğumuz bir toplantı esnasında tanıştık. Kendisi ile birçok lansmanda karşı karşıya gelmiş olsakta, detaylı konuşabilme fırsatımız olmamıştı. Türkiye ve dünya klasmanında modaya dair fikirlerini aldığımız Özkan ile tasarım hayatının gelişim sürecini ve başarılarını detaylandıran bir röportaj yapma fırsatı da bulduk. Keyifli geçen röportajımızda, hızlı çıkışı ile birçok başarıya imza atmış olan Önder Özkan’ı daha yakından tanıyabilirsiniz.

Haberin Devamı

-Birçok kişi sizi yurtdışındaki başarılarınız ile tanıyor. Bize kendinizden bahseder misiniz? Eğitiminiz? Yurt dışı deneyimleriniz?

On yıldır Türk ve Global Hazır Giyim Endüstrisi’nde moda tasarımcısı olarak projelerime devam ederken aslında sektörde bir çok konuda ifade eksiklği olduğunu farkettim. Bu birikimimle kendi yolumu çizmeyi seçtim. Beykent Üniversitesi’nde ki eğitimimden sonra Londra’da ki London College Of Fashion ve Central Saint Martins’de eğitimlerime yüksek lisans olarak devam ettim. Londra’nın sentez yapısını özümsemiş olması, kendinizi ifade edeceğiniz imkan ve ortamların rahatlığı beni geliştirdi.

-Yurtdışında hangi markalarla çalıştınız?

Londra’da Armondi Ltd., Punkyfish, ve Pepe Jeans Erkek Departmanında çalışma ve proje yapma imkanlarım oldu.

Haberin Devamı

-Bir modacı olarak yurtdışında çalışmış olmak, fikirlerinizi geliştirmek açısından önemli midir?

Bildiğiniz üzere Rönesans Avrupa’da doğdu. Kültürel ve dini açıdan bizde “ Moda “ yeni gelişen bir kavram. Bu sosyolojik bir durum ve ülkenin kalkınmasıyla da alakalı. Yurtdışı tecrübesi bir kere “Analitik” düşünme biçimini kazanmanıza yardımcı oluyor. Ayrıca hür olarak üretkenliğinizi ifade etmenize imkan tanıyor.

-Peki, modanın her geçen gün gelişmekte olduğuna şahit oluyoruz ve moda dünyasındaki gelişmeler sayesinde son zamanlarda birçok "tasarımcı” koleksiyonlar hazırlıyor, sektör içinde sizin farkınız nedir?

Az çoktur felsefesinin ruhuyla bir kere malzemeyi formlara aktarıyorum. Global kadının ihtiyaçlarını özümseyerek koleksiyonlarıma yön veriyorum. Kimliği olan güçlü bir kadın tipi hedefliyorum. Genel geçer trendler beni anlatmıyor.

Önder Özkan - Röportaj

-Tasarımlarınız ile ulaşmayı amaçladığınız hedef kitleniz nedir?

Koleksiyon ve markalarda sınıflandırmalar vardır. ONDEROZKAN’ın kitlesi A ve A+ . Bunun yanısıra yeni oluşacak bir alt markamızda yüksek volümlü üretimiyle B ve B+ çalışan tüketiciyi hedefliyecek.

 -İnsanların tasarımlarınıza nasıl tepkiler vermesini istiyorsunuz?

Türkiye’de çok anlaşıldığımı düşünmüyorum henüz. Bu bir süreç elbette. Biz tüketiciye yaklaşmayı hedefleyen projelerle gittiğimiz ve devam ettiğimiz sürece yavaş yavaş bir algı farklılığı elbette yaratacağız. Bu anlamda Türk tüketicisine inanıyorum.

Haberin Devamı

-Bulunduğumuz zamanda moda dünyasının bulunduğu konumu değerlendirmenizi istersek neler söyleyebilirsiniz? 

Türkiye moda anlamında henüz bilinirliliğe sahip değil. Açık konuşmak gerekirse Güzel Sanatlar ve Moda ile yeni tanışıyoruz. Bu süreçte eğer tasarımcılarla endüstri anlaşır, doğru işbirlikleri olursa ülke bundan kazanır. Ama “Günü Kurtarmak” esaslı çalışan endüstrimiz “Moda Ürünü” nü henüz anlayabilmiş değil. Hergün üretim atölyelerinde yerel markaların direkt yaptığı taklitleri görüyorum. Bu genel olarak sadece “Tekstil Üretimi” odaklı düşünme zihniyetiyle alakalı. Hatta “yeni bir şey yapmayalım boşver” gibi son derece ufku dar zihniyet kalıplarını görüyorum. Dolayısıyla ülkemizden moda markalarının çıkması maalesef kolay değil. Tekstil üretimi zihniyetiyle moda ürünü üretmezsiniz.

-Tarih tekerrürden ibaret derler. Koleksiyon sezonlarına baktığınızda hep bir döneme ait çalışmalar görüyoruz, moda dünyasında "geçmişe gitmek" olası bir durum mudur?

Haberin Devamı

İnsanoğlu nolstaljiyi sever ve hep kullanmıştır. Bunu Rönesans’ta da görüyoruz. Sanatçıların Roma ve Helen dönemlerine uzandığını, tarihi ve mitolojik sahneleri yeniden yorumladıklarını dolayısıyla geçmişten ilham aldıklarını şevkle iziyoruz. Moda’nında güzel sanatların kadın vücudunda estetik olarak vuku bulması olarak baktığımızda bu olası bir durum elbette.

-Sizin tasarımlarımız herhangi bir zamana bağlı mı?

Eğitimimde ve güzel sanatlar estetiği kazanmamda en büyük rolü oynayan, güçlü ve dinamik karaktere sahip olan kıymetli anneannemden , Akdeniz kültür tarihi mozaiğinden ve yaşama sanatından ilham alıyorum. Şehirli kadına bu kültürü anlatıyorum.

Önder Özkan - Röportaj

-Koleksiyonlarınız gelişim sürecinde etkilendiğiniz, ilham aldığınız detaylar nelerdir?

Bir kere çok gezerim ve çok araştırırım. Bu çocukluğumda hergün iki makale okuyup anlatma disipliniyle alakalı bir durum. Çağdaş sanat beni çok ilgilendiriyor. İlham aldığım bir çok sanatçı ve üslup var. Bunun yanısıra ben malzemeyle çok oynarım. Çok resim çekerim. Gözüm sürekli araştırır ve inceler. Herşeye çok dikkat ederim. Bunlar sonra detaylarda vücuda geliyor.

Haberin Devamı

-Moda haricinde ilgi alanınızda başka çalışmalar var mı?

Yazmayı seviyorum. Stil üzerine çalışmalar yapıyorum. TUGİAD üyesiyim. ( Türkiye Genç İş adamları Derneği ) Ocak ayında stil üzerine seminerlerine başlayacağım. Fotoğraf çekmeye başladım. Doğayla alakalı farklı renk süzmelerini içeren bir sergi yapmak istiyorum. Bunun yanısıra çok spor yaptığım için kadın ve erkeklere özel Gym kıyafetleri tasarlamayı düşünüyorum. Son olarak yemekle aram çok iyidir. Beni anlatan sofra stilleri, füzyon yemek tasarımları yapıyorum. Şimdilik arkadaşlarımla paylaşıyorum ama bir gün sizlerlede paylaşmak istiyorum.

-Yurt dışında öncelikli olarak hangi ülke ya da şehir "moda" konusunda başarılı yansımalar gösteriyor?

Paris her zaman önde geliyor görünüyor ama artık Dünya tek kutuplu değil. Yeni çıkış yapan moda toplulukları ve şehirleri oluşmaya başladı. Kuzey Avrupa’da Stockholm ve Copenhagen bunların başında geliyor. Akabinde Vancouver Moda Haftası çıkış yapıyor görünüyor. Londra moda sahnesinde canlılığını kaybedecek bence. İlgi son moda haftasında epey azalmıştı.

-İstanbul'a dönecek olursak, moda haftası hakkında ne düşünüyorsunuz? Moda haftası sayesinde İstanbul moda kültürü açısından gelişim sağlıyor mu?

İstanbul için şu an yorum yapamıyorum. Bekle gör diyorum. Beni istenmeyen adam ilan edebilirler. 

-İstanbul'da da yaşayan bir tasarımcı olarak, kadınların ve erkeklerin moda anlayışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Moda anlayışı var mı? Bakın bizim kopyaladığımız Batı kültürü 200 yıldır Moda Stili otutrmuş. Doğuya gidelim Çin’e mesela veya Japonya’ya. Batının felsefe ve sanat dediğini onlar 4000 yıl içinde kendilerince oturtmuşlar. Şunu demek istiyorum. Kültür ve din size konfor sağlarsa daha rahat ifade özgürlüğü yakalarsınız. Sizce bu var mı Türkiye’de ?

Önder Özkan - Röportaj

-Sizin gözünüzden sokakta görmek istediğiniz kadın ve erkekler nasıl giyinmeli?

Kimseye şunu şu renkle bunla kombinle diyemem. Ama toplu bir bayan veya erkek dar giymesin. Hele bunu meslektaşlarımız yapınca iyiden komik oluyor. Aşırı makyajı hiç anlamadım. Buna biraz özen göstersinler. Birde kaşlarını iyice inceltmesinler. Doğallık, az olan kafidir. Bunlara taktım bu ara. Çok şişman biri asla kürk tercih etmemeli. Dar giymemeli. Erkeklerde şu paça boyunun kat kat olmasını algılamakta hep zorlandım. Burdan hanımlara sesleniyorum. Özellikle eşine alışveriş yapan bayanlar paçaları kısalttırın en azından boyuna uygun ayakkabıyla paça arasında 3 cm olmalı. Stil ya vardır ya yoktur.

-Hep tartışılan bir konu hakkında sizin de fikrinizi merak etmekteyiz. Bir kadının ve erkeğin giydiği kıyafete, kullandığı aksesuarlara göre üzerinde kaç renk olmalıdır?

3- 4 renk arasında uyumlu olmak kaydıyla olabilir diyorum. Renk güzeldir. Renk insana renk verir.

-Peki bir kadının ve erkeğin dolabında mutlaka olması gereken yegane parçalar nelerdir?

Kadınlar için konuşmak gerekirse, bir kere rahat günlük şıklığa vurgu niteliğinde üst ağırlıklı olmalı. İç bluz ve triko hırkalı kombinasyonlar, gömlek bluzler olmalı. Bunlara ek olarak uzun ve kısalı ceketler olmalı. Şık bir triko tunik veya hırka bulundurmalı. Çünkü kurtarıcı. Kalem etek mutlaka olmalı ve pliseli etekler uzunlu kısalı alternatifleriyle olmalı. Bunlar zamansızdır . Size çok kombinasyon imkanı verir. Şık ve iyi kesimli bir Jean grubu olmalı. Herşeyle kullanırsınız.

-Sizin olmazsa olmaz dediğiniz parçalar nelerdir?

Kolsuz midi veya mini boy triko bir elbiseniz olmalı. Ceketi cıkarttıgınızda buyrun kokteyle. Ozel günler için rahat sade ama çarpıcı mümkünse soft renklerde bir Couture elbise hazır olmalı. Soft renk diyorum cunku bizler genel olarak esmer tenliyiz. Devetuyu bir palto mutlaka olmalı. Genel olarak bu dediğim parçalara ek olarak eksiklerinizi belirlemelisiniz. Çok almak bir sey ifade etmez. Onemli olan tatmin edici daima sizi çarpıcı ve farklı kılıcak ozgun stilinize uygun kombinasyonları yakalamanız. Ben bunu beceremiyorum diyorsanız veya zamanınız yoksa. Bizlere danışabilirsiniz.

-Kişisel olarak giyim konusunda hazır giyim markalarını mı yoksa tasarımcıları mı tercih ediyorsunuz?

Armani. Tek kelimeyle. Ben Armani erkeğiyim. Zamansız , fit, entellektüel ve tatminkar yorumuyla Giorgio Armani beni ifade ediyor.

-Geçmişte ya da gelecekte moda dünyasında "asla" moda olmaması gerekiyor dediğiniz bir detay var mı?

Asla diye bir şeye inanmıyorum. Günümüz çok sentez içeren bir felsefe içeriyor. Moda her nekadar Demokratik olmasada artık tüketicinin istediği hikayeye uygun yeni bir söylem geliştiriyor. O yüzden genel geçer aslalar yok oldu.

Önder Özkan - Röportaj

-Sürekli gelişen bir dünyanın içinde tasarım konusunda genç tasarımcılara yardımı olabileceğini düşündüğünüz püf noktalarınız var mı?

Kendilerini korusunlar. Şöyleki. Çalıştıkları ortamları iyi tahlil etsinler. Kendi yollarını ancak kendileri çizer. İyi ilişkiler kurmak ama yürümeyen ilişkileride süreç içinde tasfiye etmek ileriki hedefleri için yol açar. Bu benim yöntemim elbette. Çok çalışsınlar klişelerine katılmıyorum. Verimli çalışmayı önemsiyorum. Boşa çok çalışmak sadece ömrü tüketir. Ama inaç,sebat ve hayırlı olan dediğimiz bazı ruhani durumlar mevcut hayatta. Kişisel olarak kendilerine güvensinler. Altı sağlamsa öğrenmeye açıksa elbette.

-Moda dünyasında gelecekte ne gibi gelişmeler ön görüyorsunuz?

Moda interneti keşfetti. İnternetsiz ve sanal alem olmadan var olmak onumuzdeki 10 yılda imkansız. Artık hersey klik klik ile işliyecek. Bu maliyetleri elbette düşürecektir. Yeni maliyetler çıkaracktır. Ayrıca çok üretmelimiyiz? Sorusu gündemde. Niçin çok üretelim? Dünya’yı bur kadar kirletme hakkını bize kim veriyor? Bunlar Uluslararası Konferanslarda takip ettiğim konuların başında geliyor. Organik modaya inanmıyorum. O zaman yaşamınızı buna göre düzenlemelisiniz. O birilerini zengin etmek için. Size organik bluz vb diye satılan her ürüne inanmayın diyorum.

-Son koleksiyonunuzun Vakko mağazalarında satışa çıkacağını biliyoruz. Raflara çıkmadan önce koleksiyonunuz ile alakalı ipuçları verebilir misiniz?

Sırt detayları, renk geçişleri, farklı kumaş ve triko dokularının uyumunu görüceksiniz. Canlı renklerin abartısız yorumunu görüceksiniz. İpek triko birlikteliğinin yorumu inovatif bir tarz ortaya çıkarttı. Bunlar genel stili özetliyor.

-2011 Mart ayında gerçekleşen “Miami Moda Haftası” nda sunduğunuz 2011-2012 kış koleksiyonu ile “Yılın Moda tasarımcısı” ödülünü aldınız, bundan sonraki başarı hedefleriniz nelerdir?

Ben Uluslararası boyutta “Tasarımcı Hazır Giyim “ markası oluşturmayı hedefliyorum. Bununla ilgili altı yıllık bir plan yapıyoruz. Dünya’nın ekonomik konjüktürünü takip ediyoruz. Yatırımlarımızı ve planlarımıız genel gidişata göre belirlemeyi tercih ettik. Güzel gelişmelere inşallah hep beraber tanık olacağız.

Röportaj; İlknur Şener & Selin Çetinkaya

Yazarlar