Editörün Seçtikleri Öptüm sizi

Öptüm sizi

02.10.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Pratik bilgiler

Öptüm sizi





Bir tür erkek vardır ki, aslı "kifayetsiz muhteris" olan bu erkek, zamanın modası, "doğallık" da denilebilecek "hayvan gibi erkek" türünün Avrupa'da ve bilumum ülkelerde ne çok talep gördüğünden bihaber, burjuvazi hayalleri kurup dururlar... Hem de eşyanın tabiatı gereği genellikle "alt sınıf" tabir ettiklerine karşı kaba davranış olarak yansıtırlar bu özenişlerini.
Susturmak istediği aslında kendi özünde hissettiği ilkel çığlıklardan başka bir şey değildir. Ne kadar "lumpen" hissederse, şiddetini aynı oranda dışa vuracaktır.
Bu erkekler yanlarında bir kadın olduğunda bir şeyciklerinin hep küçük kalacağı korkusundan iktidarlarını "aslanlar" gibi gürleyerek göstermeye, kanıtlamaya kalkacaklarından iyice azıtırlar. (Galatasaraylı erkekler burjuva mıdır?)
İşte Bilirkişi olarak yazıyorum: Böyle bir erkeğe en iyi gelecek şey sürekli tuttuğu takımın galibiyeti değil, içindeki bayağılıkla yüzleşmesini sağlayacak işveli ve kendinden emin bir kadına aşık olmalarıdır.
Tabii o kadın ona aşık olur mu bilinmezzz...
Bugünkü yazımın anafikri şu: Vallahi ben yeni öğrendim, Galatasaraylı erkekler biraz burjuva olurmuş, Beşiktaş'ı beyaz yakalılar tutarmış, Fenerbahçeliler de her sınıftan ve mebzul miktardaymış...
Ne dersiniz?
İyi oyunlar herkese...

  • "Stelyo ile Seren ayrıldı!" Şamdan'da okudum. Ne zaman beraberdi bunlar ki ne zaman ayrıldılar? Bu ne hız yarabbim! Aslında mankenlere değil de bu tip ünlülerin "ilişkileri" için TSE lazım. Mesela: İdeal ilişki süresi ne kadar olmalıdır? Sevgili olmak için en az kaç saatlik bir ilişki gerekir? Kaç dakikalık muhabbetten sonra o kişiler "sevgili" olurlar? Yani genç kızlarımızın kafası karışmasın diye diyorum... Bütün "sevgilileri" öptüm.
  • Stelyo Pipis herkese ha bire evlenme mi teklif ediyor? Mesela Asuman Krause ve Seren Serengil arasında ne gibi benzerlik var diye düşününce yok, hakikaten benzerlik yok yani. Demek ki Stelyo Pipis "çok etkilendiği bir kadına" değil de "denk gelene" evlenme teklif ediyor. Sonuç budur olsa olsa. Stelyo Pipis'i evlendirme kampanyası başlamıştır! Ama ufukta Mehmet A. Erbil gibi kaynana ruhlu biri oldukça hiçbir kadın evlenmez. Benden söylemesi.


  • Kadınlara: Bir erkeği nasıl şımartırsanız başınıza öyle bela olur. Mesela, "Çok maçosun" derseniz adam sahiden maço kesiliverir.
  • Erkeklere: Bir kadın sizin en çok neyinizi sevdiğinizi söylüyorsa bilin ki en çabuk o huyunuzdan yakınmaya başlayacaktır.


  • Erkek: Hangi takımı tutuyorsun?
    Kadın: Vallahi yılın modası hangi renklerse onların olduğu takımı tutuyorum. Mesela bu yıl kırmızı moda.
    Erkek: Garson milleti kötü servis yaparsa basacaksın azarı!
    Kadın: Benim yanımda tek garsona gık yaparsan ertesi gün aynı azarı magazin basınına yaparsın, yapar mısın?
    Erkek: Ben şahsen aynı anda iki kadına birden kibar davranabilirim!
    Kadın: Güzelim çok güzel eğitilmişsin sen. Ay bayıldım vallahi. Bayılabiliyor musun pekiii?

    BİLİRKİŞİ: "Bak Şebnem Özinal'a sevgilisi evlenme teklif etmiş... Çok canım çekti, sen de bana teklif etsene..."
    ÖZBİLİRKİŞİ: "Ama biz evliyiz. Daha kaç defa teklif etmem gerekiyor?"

    "Güzele kırk günden sonra doyulur..."
    Ben hoşlandığım kişiye nasıl yaklaşacağımı bilemiyorum. Hiç sevgilim olmadı, suskun kalmaktan korkuyorum. Diğer kızlara bakıyorum... Bir arkadaşım var, ilk tanıştığı erkekle sanki kırk yıl tanışıklıkları varmış gibi konuşuyor. Sevgilisiyle öyle tatlı muhabbet ediyor ki, ben onu gördükçe özeniyorum. Sevgilisinin de bu çok hoşuna gidiyor. Daha da bağlanıyor. Hani bir söz vardır ya "Güzele kırk günden sonra doyulur" diye... Erkekler sizin de dediğiniz gibi muhabbet etmek istiyorlar. Ben biraz çekingen kalıyorum galiba. Ama bunun yüzünden birçok fırsatı kaçırıyorum. Ne yapmam lazım?
    E. P.
    * * *
    Bir konuşmayı muhabbete dönüştürmenin en kolay yolu karşınızdaki kişiye kolayca yorum yapabileceği soruları sormaktır. Mesela seyretmiş olması muhtemel bir filmden ya da okumuş olabileceği bir kitaptan (roman, anı kitabı gibi) konu açın. Onlarda etkilendiğiniz bölümleri düşünün. Aklınıza bin tane şey gelir o zaman. Konuşurken daha çok onun anlatmasına fırsat verirseniz, aslında konuşmanın değil de karşınızdakinin konuşmasını dinlemenin meseleyi pek kolay çözdüğünü görürsünüz. Zira o konuştukça siz de yorum yapacak, konuyu o açacağı için de yorulmayacaksınız ve böylece muhabbetinize doyamayacak. Hem birini dinlerken insan sürüyle şey öğrenir.





    YAŞAM


    'Suç dünyasının büyük değeri'ni nasıl bilirsiniz?
    Kosovalı bakanın kızı kask kurbanı
    Eyvah hastalık hastasıyım!
    Milliyet muhabiri Arslan'a ödül
    Uluer sergisi konserle açılacak
    Yanan taksiden polis kurtardı
    Bir koydu, üç aldı
    Naziler, 200 bin de 'hasta' katletmiş
    Küresel ısınma çok can alıyor
    "Sinek kadar kocam olsun, başımda bulunsun"
    Evin perileri
    Galatasaraylı erkekler!

    Yazarlar