Çocuklarda Mahremiyet Eğitimi

Herkese merhaba! Çocuklara yönelik istismar haberlerini okudukça insanlığımızdan utanır oldum ve uzunca bir aradan sonra tekrar yazmaya karar verdim. Kulağa pek hoş gelmese de günümüzün çığırından çıkan konularından biri olan çocuk istismarı ve bu istismarı yapan insanlar(!) ile ne yazık ki aynı toplum içerisinde yaşıyoruz. İşte bu yüzden sevgili ebeveynler sizlere büyük sorumluluk düşüyor.

Çocukların 0-6 yaş dönemi gelişim sürecinde mahremiyet eğitimi önemli bir yer tutmaktadır. Çünkü insan kişiliğinin temeli okul öncesi dediğimiz bu dönemde atılır. Kimi ebeveynler henüz erken veya daha çocuk diyerek mahremiyet eğitimini ileri yaşlara bırakmaktadır ancak bu yanlış bir düşüncedir. Çünkü bu eğitimin verilmesi çocuğun ruhsal ve cinsel açıdan korunması adına önemlidir. Mahremiyet eğitimi dediğimiz “özel bölge eğitimi” çocuğun kendinin ve diğer insanların özelinin farkına varması, kendi özel alanını koruması, diğer insanların özeline saygı duyması, kendi ile çevresi arasında sağlıklı sınırlar çizmesi, istemediği her dokunuş ve talebe hayır diyebilme özgürlüğüne sahip olduğu bilgilerini içerir.

Haberin Devamı

Peki bu eğitimi kimler vermelidir? Bu eğitim verilirken dikkat edilmesi gereken durum ve davranışlar nelerdir? Çocuklara tam olarak kaç yaşında mahremiyet eğitimi verilmelidir?

Buyurun şöyle devam edelim:

Mahremiyet eğitiminin çocuklara korku ve endişe yaratmadan, günlük yaşamın içinde doğal olarak verilmesi uygundur.

Vücudunun özel olan bölgeleri ve bu bölgelerin gizlenmesi gerektiği çocuğa iki yaşından itibaren anne veya babası tarafından yavaş yavaş anlatılabilir. Ancak bu durumda bir tercih yapmak gerekirse bu eğitimin anne tarafından verilmesi daha uygun olacaktır.

Çocuğun kendi mahremini/özel alanını koruyabilmesi adına öncelikle bu alanı çocuğa doğru ve dikkatli bir şekilde tanımlamak gerekir. Bu bölgeler; dudak, göğüsler, popo ve bacak arasından meydana gelmektedir.

Bu alanların başkalarından gizlenmesiyle birlikte ihtiyaç durumunda yalnızca anne, baba ve yanında ebeveynleri olduğu sürece doktoru dışında kimsenin görmemesi ve dokunmaması gerektiği çocuğa öğretilmelidir. Çocuğun cinsiyeti ne olursa olsun bir yabancı yetişkinle (bu doktoru bile olsa) bir ortamda yalnız kalmamalıdır, mutlaka odanın içerisinde ebeveynlerinden biri bulunmalıdır.

Haberin Devamı

Çocuklara mahremiyet eğitimi verilirken “ayıp, günah, yasak” gibi kelimeler yerine “mahrem” sözcüğünün kullanılması çocuğun duygusal gelişimi açısından önemlidir.

Anne ve babanın çocuğa dokunacağı durumlarda ona nedenini açıklayıp izin alarak yaklaşması gerekmektedir. Bu davranış çocuğun kendi beden imgesinin oluşmasına katkı sağlayacağı gibi korunma refleksi ve hayır diyebilme becerisini kazandırır.

Ebeveynler veya akrabalar çocukları severken ya da onlarla oyun oynarken mahrem bölgeler ile ilgili şaka yapmaktan kaçınmalıdır. Özel bölgeler hakkında son derece hassas ve titiz davranılmalıdır.

Çocuklara anne/babanın veya kardeşlerin odası kapalı ise odaya kapıyı tıklatıp izin alarak girmesi gerektiği öğretilmelidir. En iyi öğretme biçimi ise tabi ki rol model olmaktır. Bu yüzden çocuğun odasına girerken kapısının çalınıp izin alınması çocuğa iyi bir öğrenme sağlayacaktır. Çünkü o oda özel alandır ve özel alanlara girişte izin alınır.

Haberin Devamı

Küçük yaşlardan itibaren çocukları başkalarının yanında giydirmemek, altlarını değiştirirken bir başka odaya götürmek çocuğun mahremiyetine saygı gösterdiğinizi ona hissettirir. “O daha küçük, bilmez, anlamaz veya bu amcası, o teyzesi yabancı değil” diye düşünerek çocuğu başkalarının önünde giydirip soymak doğru değildir. Özellikle üç-dört yaşından itibaren cinsiyeti ayırt etmeden çocuğu iç çamaşırı ile yıkamak, çamaşırını değiştirirken mümkün olduğunca hızlı ve o alana bakmamaya çalışmak onun özeline saygı gösterdiğinizi hissettirmek çocuklarda mahremiyet duygusunun gelişmesine katkı sağlayacaktır.

Tuvalet eğitimi verilirken eğitimin bir parçası olarak tuvalette yalnız olunması, başkalarının göreceği şekilde tuvaletini yapmaması gerektiği çocuğa anlatılmalıdır.

Olası bir istismar durumunda çocuğunuzun bu olayı sizinle paylaşabilmesi için öncelikle onunla sağlıklı bir iletişim kurabilmiş olmanız gerekmektedir. Çocuk üzerinde otorite kurma arzusuyla sergilenen katı tutum; ebeveyn ve çocuk arasında iletişimi koparır. Çocuklarınızın size korkmadan, utanmadan her sıkıntıda gelebilmeleri için onlara katı bir tutum değil sıcak ve samimi bir yaklaşım göstermelisiniz.

Çocuklara mahremiyetlerinin ihlal edildiği durumlarda çekinmeden itiraz etmeleri, bağırmaları, kaçmaları veya yardım istemeleri gerektiği anlatılmalıdır. Çocuklar mahremiyetlerine yönelik tehdit hissettikleri durumları ebeveynleriyle veya güvendikleri bir yetişkinle paylaşmaya teşvik edilmelidir. Böyle bir durum anlatıldığı zaman önemseyerek dinlenmeli ve asla “sana öyle gelmiştir, yanlış anlamışsındır, o öyle yapmaz” gibi kelimeler kurulmamalıdır. Çünkü bu tavır çocuğunuza, ona inanmaz veya bu durumu küçümser olduğunuzu düşündürür. Onu anladığınızı ve bu konuda kendini kötü hissetmiş olabileceğini ancak bunu halledeceğinizi anlatmalısınız. Ve sizinle bu durumu paylaştığı için çocuğunuza teşekkür etmelisiniz. Konuyu yalnızca ismi geçen kişi veya şahısla ciddi bir tavır ile ikaz ederek konuşmalı ve bu durumun bir daha yaşanmaması gerektiğinin altını çizerek konunun takipçisi olacağınızı ona bildirmelisiniz.

Çocuklarımıza öğretmek istediğimiz her davranışı yetişkinler olarak önce bizlerin uygulaması ve örnek olması gerekmektedir. Mahremiyet dâhil her türlü değer eğitiminin en iyi verilme şekli ancak rol model olma yöntemiyle mümkün olacaktır.

Çocuk Bedenime Dokunma!

Sevgilerimle.

Psikolog Ayşe Düşüngülü