Editörün Seçtikleri Sarayda acı tablo

Sarayda acı tablo

31.08.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sarayda acı tablo

Sarayda acı tablo


Hesap verecek kimse yok!


       Dolmabahçe Sarayı’nın içinde bulunan binlerce antika eser meğer dört yıl önce ölen Hüseyin Tuzlu adlı çalışan üzerine zimmetliymiş. En son 1952 yılında yapılan envantere göre 72 bin objenin bulunduğu saraydan bir eser kaybolsa hesap verecek kimse yok. Durumu doğrulayan TBMM Milli Saraylar Daire Başkanı Polat Akbulut; “Saray eşyalarının bir ölünün üzerinde zimmetli olduğunu göreve geldiğim ilk gün duydum. Korktum. Hâlâ da korkularım devam ediyor. Saray müdürü arkadaşımız zimmeti üzerine almamış. Ben de olsam almam. Ne olduğunu bilmediğim bir şeyi niye imzalayayım. Envanter tamamlanınca zimmet işi de halledilecek" diyor.

       Sarayda geçen 43 yıl
       Yıllarca Dolmabahçe Sarayı’nın bekçiliğini yapan Tuzlu’nun saraydaki tüm eserlerden sorumlu olmasının öyküsü ise oldukça ilginç. 43 yıl bilfiil Dolmabahçe Sarayı’nda görev yapan Tuzlu, saraya evi gibi bakardı. Zaman zaman sarayda yatar, eserlere zarar gelmemesi için titiz davranırdı. 1978’de dönemin Koruma Müdürü Bahadır Atalay görevinden ayrılırken, üzerindeki zimmeti o dönem vekaleten Müdür Yardımcılığı yapan Hüseyin Tuzlu’ya devretti. Tuzlu, 1997 yılının ocak ayında yaş haddinden emekliye ayrılmak zorunda kaldı. 65 yaşında emekli olan Tuzlu, gözü gibi baktığı eserlerin sayımının yapılarak, üzerindeki zimmetin kalkmasını istedi, ancak emekliye ayrıldığı hafta kalp krizi geçirerek vefat etti.

       50 yıllık bilmece
       Sarayda son envanter çalışması 1952’de yapıldı ve 72 bin obje bulunduğu kayıt altına alındı. Ancak, o tarihten bu yana başka sayım yapılmadı. Halen Dolmabahçe Sarayı Müdürü olan Savaş Savcı, sayım yapılmadığı için zimmeti üzerine almadı. Sarayın tüm odalarının mühür ve kapı kilitleri Savcı’da. Bu durumda prosedür gereği zimmetin de kendisine verilmesi gerekir. Ancak eserlerin sayımının yapılamamasından dolayı zimmet işlemi de dört yıldır gerçekleştirilmiyor. Saraydan bir eser kaybolmuş olsa, zimmet merhum Hüseyin Tuzlu üzerinde olduğundan hukuken hesap sorulacak kimse yok. Hukuk adamları da kesin bir yargıda bulunmamakla birlikte eksik eserlerin üzerinde zimmet bulunan kişinin varislerinden istenebileceğini belirtiyorlar.

       Kayıplar belli değil
       Diğer yandan son sayımdan sonra geçen 50 yıl zarfında ne kadar eşyanın kaybolduğu, çürüdüğü ya da kırıldığı da belli değil. İçinde başta hazineye ait eşyalar olmak üzere pek çok kıymetli tablo, porselen yemek takımları, vazo, Beykoz cam işlemeler, avize, şamdan gibi paha biçilmez eserler bulunuyor. TBMM Milli Saraylar Daire başkanı Polat Akbulut, göreve geldiği günden itibaren sayım işlemini başlattığını, oda oda sarayın tüm eşyalarını bilgisayara kaydettiklerini ve bundan sonra da zimmet işleminin yapılacağını belirtti. Binlerce objenin sayımı yapılmadan zimmet işleminin yapılmasının zor olduğunu kaydeden Akbulut şöyle devam etti; “1952 yılında yapılan envanter defterlerinin tümünü bilgisayar ortamına geçirdik. Şimdi oda oda gezip eserleri yeniden bilgisayara kaydediyoruz ve oda sorumlularına zimmetliyoruz. Diyelim odalarda bazı eserler yok. Onu düşünmek bile istemiyorum."

       Tek tuşla saray karşınızda
       Göreve geldiği günden beri zimmet olayını çözmeye çalıştığını belirten Akbulut şöyle devem etti: “Bodrumlarda kırık, dökük, harap bir şekilde duran eşyalarımızın da fotoğraflarını çekerek ayrı bir envanter çalışması yapıyoruz. Binlerce eserin bakım onarımı yapılmakta. Oda bazında tüm eserler bilgisayara yükleniyor. Tuşa bastığımızda tüm eserleri ekranda göreceğiz. Her esere barkod numarası veriyoruz. Bunlar kesinleşince zimmet problemi ortadan kalkacak ve saray güvenli hale gelecek."




Yazarlar