Kültür Sanat Serinkanlı bir kitap

Serinkanlı bir kitap

03.11.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Berna Turam'ın kitabının Türkiye'de bir an önce çevrilip basılması gerektiğini; konuya ilgi duyan herkesin hemen okumasını söylüyorum.

Serinkanlı bir kitap

AKP VE İSLAMİ HAREKETLER... Türkiye'ye gelip giden yabancıların, öncelikle gazetecilerin, gene aynı süre içinde, en fazla ilgilerini çeken konu bu. Hele AKP iktidar olalı, bundan başka bir şey konuşmaz olduk. Ama gene bu olayla birlikte, tartıştığımız olayın ne olduğunu gerçekten anlama merakımızı iyiden iyiye kaybettik. 'İslam' konusu şimdi bir siyasi ajitasyon vesilesi; dolayısıyla, bilimsel bir bakışın, sorgulamanın, araştırmanın nesnesi değil.Genel gidiş bu yönde olsa da, herkes kendini bu ajitatif söylemle sınırlayacak değil. Belki hâlâ nicelikçe az, ama niteliği yüksek bazı bilimsel incelemeler de ortaya çıkmaya başladı. Türkiye'de bu konuyu oldukça erken bir zamandır inceleyen sosyoloğumuz Şerif Mardin'dir; ilgisini devam ettiriyor ve yeni gelişmeleri de dikkatle izliyor. Bu yeni dönemin başında olguya alıcı bir gözle bakan ve verimli bir yöntemsel ufuk açanlardan biri de, "Modern Mahrem"iyle, Nilüfer Göle olmuştu. Türkiye'de yıllardan beri, adını 'İslamcılık' mı koyacağız, 'siyasi İslam' mı, kimilerinin tercih ettiği 'babadan kalma' adıyla 'şeriatçılık' mı, bunun üzerine konuşuyoruz. Şimdi, elimde Amerika'da, Stanford University Press'te yayımlanmış (2007) bir kitap var. Yazarının adı Berna Turam, kitabın adı "Between Islam and the State (İslam ile Devlet Arasında)". Bunun altbaşlığı "The Politics of Engagement". Bu 'engagement' kelimesini Türkçeye nasıl çevireceğimi bilemiyorum, çünkü bu olay, kendisi, Türkiye'de pek olan bir şey değil. AKP'nin yaptığı yenilik ve Berna Turam'ın da Türkiye siyaset hayatında tespit ettiği yenilik bu.Açıklamak için, Türkçede gene çok doyurucu olmayan karşıtı, 'confrontation' kavramından başlayayım. Bu, 'yüzleşme', 'karşı karşıya gelme', Türkçedeki karşılığıyla 'çatışma' demek. Yani, bizim burada alışık olduğumuz 'siyasi mücadele' biçimi. Siyasi mücadelede yer alanlar, son analizde, ellerindeki gücü sahaya sürerler; daha güçlü olan kazanır.Berna Turam, AKP ve şu sırada etkili olan İslami hareketlerin böyle davranmaktan vazgeçtiğini anlatıyor (temelde buna dayanan Erbakan siyaset anlayışından uzaklaşma). 'Engagement', işte bunun bir anlamda karşıtı: "Kavga etmeyelim, gelin, tartışalım" tavrı. Karşı taraftan "Erkeksen er meydanına gel" çağrıları yapılıyor sık sık. Ama kimse "Tamam, işte geliyorum" demiyor. Bunun yerine, "Bakın biz neyi tartışıyorduk... Şimdi varsayalım ki..." türünden bir cevap, bir tavır geliyor. "Laiklik mi? Tamam, gelin tartışalım... Biz, bakın şu şu şu konularda laiklikten yanayız - içtenlikle, ama siz..."Yani 'uzlaşma'yı, 'konsensüs'ü ve bunların kaçınılmaz yöntemi olan 'ikna'yı temel alan bir 'siyaset yapma' biçimi.Berna Turam'ın bu kitabını okudum ve birkaç küçük itiraz noktası dışında, genel akışını doğrusu çok beğendim. Bu kadar çok ajitasyon, duygusallık, siyasi manipülasyonun kol gezdiği bu ortamda, serinkanlı, aklı başında, neyin ne olduğunu anlamaya çalışan ve anladığını da doğru düzgün anlatan bir kitap. Bu özellikleriyle: 1) Türkiye'de bir an önce çevrilip basılması gerektiğini; 2) Konuya ilgi duyan herkesin hemen okuması gerektiğini söylüyorum - öneriyorum. Tamam, gelin tartışalım! Ama bunu -ciddiyetle- önerdikten sonra, şu kadar yerde çok yalan yanlış değinebildiğim yukarıdaki konuya değişik bir terminoloji içinde bir daha bakmak istiyorum: Berna Turam'ın terminolojisindeki 'confrontation / engagement' ikilisini bir başka terminoloji ve bir başka siyasi metedoloji içinde anlamaya çalışırsak, Gramsci'nin 'manevra savaşı / siper savaşı' kavramlarına, oradan da 'politik toplum / sivil toplum' ayrımının inceliklerine gelebiliriz.Türkiye'de sol her zaman 'confrontation' ('çatışma' diyelim) politikası yaptı. Berna Turam'ın 'engagement' dediği politikayı yapmadı (anlamadı bile). Hep Leninist oldu, Troçkist veya Stalinist oldu; hiçbir zaman Gramsci'ci olmadı.Yıllar önce Gramsci'nin anlattığı tarzda politika yapma işi İslamcılara düştü; onlar bunu yapıyor ve başarılılar. Leninist, Troçkist, Stalinist