Mutluluğa Da Bir Şans Verin

Ne yazık ki tabiat olarak birçoğumuz olan biteni negatif yorumlamaya ve başkalarını çekiştirmeye bayılırız. “Ahmet’i gördün mü; eşinin vefatının üzerinden 1 sene geçmeden yeniden evlenmiş.” “Ayşe’yi duydun mu; kendisinden 20 yaşbüyük biri ile berabermiş, adam belli ki zengin.” “Mehmet’i tanıyor musun; gitti kendinden 5 yaşbüyük çocuklu bir kadın buldu, üstelik çocuğun daha ilk evliliği.” “O üniversitede hoca olan Pelin kiminle beraber biliyor musun? Lise mezunu bir adamla.” “Zehra evlilik sözleşmesi imzalamış.” “Ali ile Selin evliliğe karşıymış, evlenmeyi düşünmüyorlarmış.” Sonra da kendi ördüğümüz örümcek ağlarının esiri olur, içimizden geldiği gibi davranamayız. Her yapılana, her yaşanana bir kulp takınca kişisel hareket alanı da epey kısıtlanıyor, boğulmalar başlıyor.

Haberin Devamı

Özel hayatındaki çalkantılardan ötürü eleştirdiğin yanı başındaki kişinin ünlü ve zengin versiyonuna hayranlık besleyebiliyorsan (Bakınız: popçular, topçular, siyasetçiler, oyuncular) gerçekte neyi eleştiriyorsun? Görünürde senden hiçbir farkı olmadığı halde hayatını çok daha özgürce yaşayan insanların cesaretini mi? Hayat kısa, ömür gelip geçiyor. Herkesin ne istediği ne düşündüğü önemli değil, kendinizi mutlu eden şeylere kulak verin.

Birçok kişinin ideal çift olarak parmakla gösterdiği üniversitede tanışan ve evlenen çiftler de mutsuz olabiliyor, aldatabiliyor, boşanabiliyor ya da boşanmayıp bir yalanı devam ettirebiliyor. Biraz derine indiğinizde büyük aşk hikayesi olarak gözünüze sokulan çoğu ilişkinin aslında sıradan, sıkıcı, samimiyetsiz, içi boşhikayeler olduğunu göreceksiniz. O halde ben neden aradığım aşka daha önce falan yerde falanca zamanda denk gelmedim diye umutsuzluğa kapılmayın. Farklı sebepler göstererek -yaşlandım, boyum kısa, fazla kilom var, işim yok, ortamım yok- neden bugüne kadar olmadığını kendi kendinize ve başkalarına tekrar etmekten vazgeçin. İçimi rahatlatayım derken bütün dünyayı neden yalnız kalmanız gerektiği konusunda ikna ediyorsunuz, farkında değilsiniz. Geçmişi bir kenara bırakıp geleceğinize odaklanın.

Haberin Devamı

Kaç yaşında olursanız olun, daha önceki tecrübeleriniz ne olursa olsun, sokakta, barda, restoranda, internette, tatilde, yurtdışında, hastanede ya da trafikte tanışacağınız biri ile mutluluğu yakalayabilirsiniz. Tanışma şekliniz ya da tecrübeniz kimseyi ilgilendirmez, kendi aşk hikayenizi oluşturmak yine sizin elinizde. İlişkinizin kredibilitesini, saygınlığını siz belirliyorsunuz. “Aa şu adama/kadına bak, onu kim ne yapsın!” denilen birini siz öyle güzel yüceltir, kolunuza takarsınız ki herkes mest olur. Bir şeyi değerli yapan ona verdiğiniz değerdir. Yeter ki siz eşinize, sevgilinize sahip çıkın, değer verin, özen gösterin, saygıda kusur etmeyin.

Kendinizi ve yaşadıklarınızı dışarıya karşı nasıl yansıtırsanız o şekilde algılanırsınız. Daha önceki ilişkinizi partnerinizin sizi aldatması sebebi ile salya sümük ağlayarak bitirmişolabilirsiniz. Etrafınıza karşı ben yetersiz ve beğenilmeyen biri olarak aldatıldım diye yakınmak yerine hak ettiğim değeri bana göstermekten aciz bu kişiye tahammülüm kalmadı ve ayrıldım diyebilirsiniz. İş ki öncelikle siz kendi değerinizin farkına varın ve kurduğunuz cümlelerin gerçekliğine inanın. Siz kendinizi nerede konumlandırırsanız o mertebenin getirdiği değeri görürsünüz.

Haberin Devamı

Değerinizi başkalarının size gösterdiği davranışlar belirlemez. Değerinizi aslında bilinçaltınızda kendinizi konumlandırdığınız yer ile kendiniz belirliyorsunuz. İkili ilişkilerde yaşanan ilgisizlik, aldatma, küçümsenme, şiddet gibi pek çok negatiflik en başından sinyallerini verir. Kendinizi bilinçaltınızda koyduğunuz yer ile orantılı olarak bu davranışlara katlanıp katlanmama kararını siz verirsiniz. Kimileri için bu sınır en ufak bir ses yükselmesinde tükendiği gibi kimileri senelerce aldatılmaya, şiddet görmeye katlanabilmektedir. Arzuladığınız hayatı ve ilişkiyi yaşamak için önceliklerinizi, çizginizi belirleyin ve o hayata layık olduğunuza gerçekten inanın.

Unutmayın, kıskandığınız hayatları yaşayan hiç kimse sizden daha özel değil. Sadece daha özel olduğunu düşünüyor ve bu gerçekliğe yürekten inanıyor.

Kalbinizin güldüğü bir hafta olsun,

Sibel ŞENGÜL