ŞUBAT / Yarayla Alay Eder Yaralanmamış Olan
02.11.2012 - 09:19 | Son Güncellenme:
.
Şubat, 1987 yılında bir yetiştirme yurdunun kapısına bırakılır. Beş yaşına kadar burada büyür. Fakat 1992 senesinde binada bir yangın çıkar. Şubat, yangın sırasında bir kuyuya saklanır. Günlerce o kuyuda kalır. Arkadaşları ölür, doğup büyüdüğü bina kül olurken, Şubat altı gün boyunca o kuyuda ışıktan yoksun, kimseyle konuşmadan sessizce durur. Aynı yangın sırasında yüzünün bir yanında derin bir yara oluşur.
Altı gün sonra kağıt toplayıcı Aziz, işe yarar birkaç eşya toplamak maksadıyla girdiği yanmış binanın bahçesinde Şubat’ı bulur. Aziz, onu bulduğunda Şubat’ın elinde bir anahtar vardır. Yurtta çıkan yangından birkaç gün önce bir hastabakıcı Şubat’a bu anahtarı vermiş ve şöyle demiştir, “Bu anahtarı iyi sakla, bir gün annen gelip bu anahtarı senden alacak!” Şubat o anahtarı hiç kaybetmez.
Şubat, Aziz’le birlikte yirmi yıla yakın zaman boyunca İstanbul’un altındaki o meşhur geçitlerde yaşar. Aziz, Şubat’ı kollar. Çünkü o hassas bir çocuktur. Yaşıtlarından farklıdır. Yabanidir. Aziz onu hem kendi şaşırtıcı gücünden hem de dışardaki tehlikelerden korur.
Ama Aziz, Şubat’ın günün birinde aşık olup İstanbul’un altını üstüne getireceğini hesaplamamıştır... Şubat aşık olur...
Kız, televizyon denilen ışıklı kutunun içinden konuşmaktadır. Şubat’ın dokunamayacağı kadar uzaktır. Kızın adı Yağmur’dur. Namı diğer “haberler”.
Şubat’ın koruyucusu Aziz, şüpheli bir araba kazası sonucu
hastanelik olur. Şimdi Şubat’ı dışarıdaki dünyadan ve dışardaki dünyayı Şubat’tan ayıracak kimse kalmamıştır. Şubat bütün üzüntüsü, kafa karışıklığı ve kontrolsüz gücüyle yapayalnızdır.
Hırslı, genç gazetecimiz Yağmur ise büyük bir haber peşindedir. Şubat’ın dünyasına girer. Amacı sokakta yaşayan insanlarla ilgili bir haber yapmaktır. Ama o dünya, korkutucu ve zalim bir dünyadır.
O zalim dünyada Yağmur, Şubat’la karşılaşır... Bütün büyük aşklar gibi Yağmur ve Şubat’ın aşkı da bir yanlış anlaşılmayla başlar. Şubat, bir cesedi sürüklemektedir şimdi ve tam da bu Yağmur’un beklediği büyük haberdir... Yağmur, bir canavarı suç üstü yakalamıştır.
Yağmur bütün dünyaya Şubat’ın bir katil olduğunu duyurur...
“Haberler” kötüdür. Çaresiz ve yalnız Şubat, bir de sevdiğinin ihanetine uğramıştır. Arif Komiserin başlarında bulunduğu polis ekibi Şubat’ı yakalamak üzere yeraltındaki bütün dünyayı talan ederler. Ama Şubat’ı bulamazlar...
Yağmur korku içindedir. Çünkü babasını 10 yaşındayken gözlerinin önünde kaybetmiştir. Babası Cihan Çankaya bir sokak serserisi tarafından öldürülmüştür. Ceset taşıyan Şubat görüntüsü bir sürü kötü anıyı geri getirmiştir.
Şubat, suçsuzluğunu ispat etmek zorundadır. Tek başına bir ordu gibi mücadele ederek bazı delillere ulaşır. Ulaştığı deliller Yağmur'uda Şubat'ı daha evvel karşılaşmadıkları bir dünyayla karşı karşıya bırakacaktır…
Kliniğin sırrı budur işte; sokak çocukları üzerinde yapılan deneyler...
Yerin üstündeki dünya aslında Şubat’ın dünyasından çok daha zalimdir. Şubat bunu çok acı bir şekilde tecrübe eder... “Haberler kötü” diye dökülüverir dudaklarından, bir çocuğun cesedi kucağındayken.
Ve karar verir; o yaralarıyla kalacaktır. Yerin altında kalacaktır. Yerin altında kalmaya devam ederken hem aşık olduğu kadının peşinden gidecek hem de adaleti arayacaktır. Sokakların şiddeti, dokunulmazların zalimliği, Şubat’ı bir kahramana dönüştürür...
Detaylar için tıklayın!
