'Sürgün ve Ölüm’ belgeseli tanıtıldı
25.01.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:
Müslüman Türklerin Osmanlı İmparatorluğu’nun duraklama devrinden itibaren Balkanlar’dan, Osmanlı - Rus harbinden sonra ve Stalin döneminde Kırım, Çin tarafı ve Doğu Türkistan’dan göçe zorlanmasının yol açtığı trajediler, Zeytinburnu Belediyesi tarafından “Bir Göç Hikayesi” altbaşlıklı “Sürgün ve Ölüm” belgeseline dönüştürüldü.
Yönetmenliğini “Son Kale Çanakkale” adlı belgeseli ile adı duyulan Ahmet Okur’un üstlendiği dokuz bölümlük televizyon belgeselinin 90 dakikalık bir özeti, önceki akşam İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen galada gösterildi. Galaya Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahin, AKP İstanbul Milletvekili Hüseyin Kansu, eski AKP milletvekili Nevzat Yalçıntaş, belgesele katkıda bulunan Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Turkuaz Hareketi lideri Ali Müfit Gürtuna ve Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın ile birlikte çok sayıda davetli katıldı. Davetliler arasında sinema ve televizyon dünyasından az kişi yer aldı. Belgeselin anlatıcısı da olan Bedirhan Gökçe’nin sunuculuğunu yaptığı gecede Murat Aydın, Ahmet Okur, Yusuf Halaçoğlu ve Ertuğrul Günay konuştular.
Bakan Günay, yaptığı kısa konuşmada kendisinin de göçmen bir aileden geldiğini belirterek alkış topladı. “Acıları bile olsa başkasına kıymamış bir milletin evladı olmaktan” övünç duyduğunu vurguladığı konuşmasında Günay, “Bir daha bu acıları kimsenin yaşamamasını hem kendimiz hem başkaları için niyaz ediyorum. Allah kimseyi doğduğu topraklardan kendi iradesinin dışında kopmak zorunda bırakmasın. Allah kimseyi vatanından cüda etmesin. Akif ne kadar güzel söylemiş: 'Canı cananı bütün varımı alsın da Hüda / Etmesin tek beni vatanımdan dünyada cüda’.
Hilmi Yavuz 'Hüzün ki en çok yakışandır bize...’ demiş. Ama hüznün bize yakıştığı kadar vakar, hüznün bize yakıştığı kadar kendine güven, hüznün bize yakıştığı kadar tarihiyle övünmek ve sevmek de bizim milletimize yakışır. Böyle bir milletin evlatları olduğumuz için sanıyorum ki hepimiz iftihar ediyoruz,” dedi.
Süpervizörlüğünü Ekrem Ak’ın yaptığı, senaryosu Cemil Yavuz, müziği ise Ali Otyam imzası taşıyan belgeselin yayını için birkaç televizyon kanalıyla görüşmelerin sürdüğü bildirildi.
