Ebeveyn Süt dişi deyip geçmeyin

Süt dişi deyip geçmeyin

31.03.2015 - 10:30 | Son Güncellenme:

Acıbadem Bahçeşehir Tıp Merkezi Diş Hekimi Aysun Dorman, o tehlikeleri milliyet.com.tr’ye anlattı, çok önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Süt dişi deyip geçmeyin

Çocuklarda süt dişi çürükleri kimi anne-babalar tarafından önemsenmeyip ‘nasıl olsa düşecek, yerine yenisi gelecek’ denilerek ihmal edilebiliyor. Ancak bu yanılgıyla çok ciddi tehlikelere davetiye çıkarılıyor.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de ağız ve diş sağlığına ne yazık ki gereken önem yeterince gösterilmiyor. Kimi aileler çocuklarının süt dişi temizliğini ihmal ederken, kimileri ‘nasıl olsa düşecek, yerine yenisi gelecek’ diye önemsemiyor, kimileri de çocuklarına diş fırçalama alışkanlığı kazandırmak için “dişlerini fırçalamazsan dişlerin çürür, sonra gider iğne yaptırır çektiririz” gibi benzetmelerde bulunarak içine korku düşürebiliyor.

Gerçekten bir tedavi görmesi gerektiğinde de çocuğu koltuğa oturtmakta güçlük yaşanıyor. Pek çok anne-babanın düşebildiği bu yanılgılar ve yanlış davranışlar, çocukların ağız ve diş sağlığı için henüz küçücük yaşlarda hem fiziksel hem ruhsal açıdan büyük sorunlarla karşı karşıya kalmalarına neden olabiliyor.

6 aylıkken tülbentle temizlik

Bebeklerde ve genç erişkinlerde ağız diş sağlığı ile ilgilenen pedodontistler halk arasında çocuk diş hekimi olarak biliniyor. Diş temizliği bebeklik döneminde başlıyor. İlk dişlerini 6 aylık iken sürdüren çocuklarda diş bakımının özellikle gece yatmadan önce ıslak tülbent parmak fırça yardımı ile mekanik temizlik şeklinde yapılması gerekiyor.

Ağızda sadece şekerin değil,temizlenmemiş gıda artıklarının da diş ile uzun süre temas halinde kalmasının çürüklere yol açtığını belirten Acıbadem Bahçeşehir Tıp Merkezi Diş Hekimi Aysun Dorman, “Ağız bakımı her ne kadar iyi yapılsa da gece biberon ile beslenme, yanlış gıda seçimleri, ailesel yatkınlık, dişin anatomik farklılıkları ve süt dişlenmesinde sürekliye geçiş sırasındaki karmaşa ağız hijyeninin bozulmasına ve çürük oluşumunun artmasına neden olmaktadır.

Bu nedenle mekanik temizliğin mutlaka yapılması gerekmektedir” diyor. İlerleyen dönemde ise çocuğun diş temizliğinin, yaşına uygun küçük kafalı fırça ile çok ufak bir miktarda çocuk macunu kullanarak 4 yaşına kadar ailesi tarafından yapılması önemli.

4 yaşından sonra öz bakım becerilerinin gelişebilmesi için çocukların dişlerini kendilerinin fırçalamasına izin verilmeli ancak diş fırçalama işlemi bitiminde anne baba tarafından mutlaka kontrol edilmeli, yetersiz olan yerler konusunda çocuk gerekirse uyarılmalı ve tekrar fırçalaması istenilmeli.

Aileye çok önemli görevler düşüyor

Düzenli diş bakımı alışkanlığının öncelikle ailede kazandırılması gerekiyor. Süt dişi de olsa çürüğün bulaşıcı bir hastalık olduğunu, bir süt dişindeki çürüğün diğer dişlerin de çürümesine neden olduğunu belirten Diş Hekimi Dorman, ayrıca alttan gelen sürekli dişin gelişimini de bozabildiğini vurguluyor. Ağız hijyeninin kötü olmasının çocukta ağrıdan gelişim geriliğine, huzursuzluktan sosyal iletişimde bozukluğa dek bir çok soruna neden olabildiğini belirten Dorman “Süt dişi çürükleri sonuç olarak vücutta bir enfeksiyon kaynağıdır. Doğuştan sistemik problemi olan çocuklarda, özellikle kalp problemi olanlarda çok ciddi sonuçlar doğurabilir.

İlerlemiş ve ağrılı çürükler çocukta beslenme eksikliğine bağlı gelişimde gerileme, tek taraflı yeme alışkanlığı sonucu çene eklemi problemleri, sosyal hayatındaki olumsuzlukların yanında alttan gelen sürekli dişlerin tomurcuğunun gelişiminin bozulması hatta çenede gömülü kalmasına bile neden olabilir ” uyarısında bulunuyor.

Aileler korkularını çocuğa yansıtmamalı

Çocuklarda diş hekimi korkusu oluşmasında ailelerin de önemli etkisi bulunuyor. Kendi korkularını çocuklarına yansıtmaları, sözlerini dinletebilmek adına çocuğu doktor ya da iğne ile korkutmaları çocukta diş hekimine karşı direnç oluşturuyor. İlk deneyim ve bilinmeyenden korkma ile arkadaşlarından duydukları kötü tecrübeler de eklendiğinde diş muayenesi için koltuğa oturmak fobiye dönüşebiliyor.

Diş Hekimi Dorman “Bunları engellemek için çocuk düzenli olarak sorun olsun ya da olmasın hekim kontrolüne gelirse doktoru ve ortamı tanıyacaktır. Çocuk hastalarla ilk ziyarette tanışıp güven sağlamak son derece önemlidir. İlk muayenede yalnızca basit bir şekilde ayna ile yapılan kontrol sonrası fissür örtücü ve yerel flourid uygulaması gibi acı ya da sıkıntı hissetmeyeceği işlemler yapılırsa hem çocuğun ortama güveni artacak hem de dişlere koruyucu tedavi uygulanmış olacaktır” diyor.

Genel anestezi ile diş tedavisi

Tüm bu ılımlı yaklaşımlara rağmen çocukla hala gerekli iletişim sağlanamayabiliyor. Bu durumda ailelerin hekime yardımcı olması gerekiyor. Çocuğun ağzında yapılacak çok sayıda işlem yok ise bu denemelerin gerekirse birkaç seans hiç bir şey yapmaksızın çocuk ikna olana kadar sürdürülmesi önemli. Bir diğer aşama ise çocuğun endişesini gidermek amacıyla hekimin tavsiyesi ile kullanılabilecek suruplar.

Bu şuruplar sayesinde çocuğun korkusu baskılanabiliyor ve hekimin daha rahat çalışması mümkün oluyor. Bazı durumlarda diş tedavisinin genel anestezi altında yapılmasının doğru olacağını belirten Dorman “Çok korkan, alerjik yapıya sahip, uzun mesafeden gelerek sınırlı zamanı olan, ağır sistemik tedavi görmesi gereken ve ağızlarında birden fazla işlem gereken zihinsel engelli hastalar için en uygun tedavi seçeneği hastanın uyutularak genel anestezi altında işlemlerinin yapılmasıdır.

Aileler çocuklarının anestezi almasından her ne kadar çekinse de işlem öncesinde çocukları anestezi uzmanı değerlendirmekte ve gerekli tetkikler yapıldıktan sonra uygun ise işleme almaktadırlar” diyor. Dorman, gerek çocuklar gerek erişkinlerin anestezi ile yapılan tam ağız rehabilitasyonu sonrası ‘sanki hiç öyle bir korkusu yokmuş gibi’ koltuğa oturduklarına şahit olduklarını da belirtiyor.