Yaşam Türk tiyatrosu ‘hafızası’nı yitirdi

Türk tiyatrosu ‘hafızası’nı yitirdi

02.10.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Türk tiyatrosunun ‘hafızası’ Metin And, Ankara’da geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Gösteri sanatları üzerine onlarca eser kaleme alan, illüzyon gösterileri yapan And, Türkiye’nin önemli koleksiyoncularından da biriydi

Türk tiyatrosu ‘hafızası’nı yitirdi

Tiyatro araştırmacısı, yazar Metin And hayatını kaybetti. Önceki gün sabah saatlerinde Ankara’daki evinde kalp krizi geçiren ve Güven Hastanesi’nde yoğun bakıma alınan And, gece 23.00 sularında vefat etti. 81 yaşında hayatını kaybeden Metin And, İstanbul’a getirilerek, yarın öğle namazını takiben Teşvikiye Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından Eski Kozlu Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
Türk tiyatrosunun ‘hafızası’ Metin And, 17 Haziran 1927’de İstanbul’da doğar. İlkokul dördüncü sınıfta başladığı Galatasaray’da liseyi yatılı okur. Sanata ilgisi burada yeşerir, henüz bir lise öğrencisiyken İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda Ferdi Statzer’den piyano; Cemal Reşit Rey’den müzik analizi dersleri alır. Ancak büyük bir piyanist olma yolunda ‘küçük’ bir engeli vardır: Elleri piyano çalarken ritmleri bozacak kadar küçüktür. 

BBC dinleyerek İngilizce öğrendi
Üniversitede hukuk eğitimi alan Metin And, 1950’lerin başında lisansüstü eğitimi için Londra Üniversitesi Uluslararası Ekonomi Hukuk bölümüne girer. Ama İngilizce bilmiyordur! Neyse ki BBC Radyo vardır, dinleye dinleye öğrenir bu dili. Londra, And’ın önünde yepyeni iki kapı açar: Bale ve opera. Gündüzleri okulda, geceleri opera-balede geçer hayatı ve o zaman fark eder ki gönlünde hukuk da yoktur, uluslararası ekonomi de...
Türkiye’ye döner ve aralarında Bülent Ecevit, Sadun Aren ve Turan Güneş’in de bulunduğu isimlerle birlikte yayımladıkları Forum dergisinde edebiyat eleştirileri yazmaya başlar. Kısa süre sonra da Forum Yayınları’nı kurar. İlk kitabı “Gönlü Yüce Türk - Yüzyıllar Boyunca Bale Eserlerinde Türkler”i ise 1958 yılında yayımlar.

Ünlü şarapların isim babası
Pek çok alana merak duymuş, bu alanların tamamında başarılı olmuş, yeniliklere öncülük etmiş bir isim Metin And. Rockefeller bursuyla ABD’ye gidip gazete eleştirmenliği dersleri alır. Almanya’da ise şarapçılık dersleri... Hatta bir süre Kavaklıdere Şarapları’nda çalışır, ünlü Lâl ve Yakut şaraplarının isim babası olur.
Gösteri sanatlarının her dalına, her dönemine olan ilgisi o günlerde de devam eder. Bu topraklarda varlık göstermiş tiyatroların en kapsamlı araştırmalarını yayımlar art arda: “Tanzimat ve İstibdat Tiyatrosu”, “Meşrutiyet Tiyatrosu”, “Başlangıcından 1983’e Türk Tiyatro Tarihi”, “Oyun ve Bügü: Türk Kültüründe Oyun Kavramı”, “Türk Tiyatrosunun Evreleri”, “Ritüelden Drama: Kerbela - Muharrem - Ta’ziye”...
Bir yandan Osmanlı tiyatrosunu incelerken bir yandan da ortaokul sıralarından beri tutkun olduğu illüzyon gösterilerini sahneye taşır. Hem ‘numaraları’ yapar hem de illüzyonun tarihini anlatır. Ama ne zaman ki sağlığı tehlikeli numaralar yapmasına izin vermez, kendini emekli eder bu işten.
Metin And, Ankara Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nün başkanlığını yürütür yıllarca; Japonya, Çin, Hindistan, Rusya, ABD ve çeşitli Avrupa ülkelerinde konferanslar, dersler verir. Hem çağdaş Türk tiyatrosunun kuruluşunu hem de Anadolu’daki tiyatronun tarihini, kaynaklarını inceler ömür boyu...
Aralarında Türk Dil Kurumu Bilim Ödülü, Sedat Simavi Sosyal Bilimler Ödülü, Fransız Hükümeti’nin Officier de l’Ordre des Arts et des Lettres nişanı, İtalyan Cumhurbaşkanı’nın Şövalyelik nişanının da bulunduğu pek çok ödüle değer görülür.

Geçen yıl fuarın onur yazarıydı
Hayatı kağıtların, belgelerin, kitapların içinde geçen Metin And’ın başından üç de evlilik geçer. İlk olarak yakın arkadaşı Şara Sayın ile evlenen Metin And’ın ikinci eşi ve tek kızı Nilüfer Esra’nın annesi balerin Yüksel Çapanoğlu’dur. Dört yıl süren son evliliğini ise yazar Nazlı Eray ile yapar. 
2007 ise, Metin And için kutlamalarla dolu bir yıl olur. Önce 1 Nisan’da dostları Devlet Tiyatroları Taksim Sahnesi’nde And’ın 80. yaşını kutlar. Bu geceye özel “Metin And’a Armağan” kitabı da Sabri Koz tarafından hazırlanır. 10 Eylül’de Devlet Opera ve Balesi, Türk balesinin gelişmesi, Türk halk danslarının sahneye uyarlanması ve Devlet Halk Dansları Topluluğu’nun kurulması konularındaki katkıları nedeniyle bir plaket takdim eder And’a. Ve son olarak 26. TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı seçilir, “Kendimi taçlandırılmış hissediyorum” diye ifade eder hislerini.
Ve 30 Eylül 2008 gecesi, ardında 10’u İngilizce, 3’ü Fransızca, biri İtalyanca olmak üzere, imzasını taşıyan 54 kitap, 1500 makale ve eşi benzeri bulunmayan bir arşiv bırakarak ayrılır bu dünyadan Metin And.
Cumhurbaşkanı Gül, And’ın vefatı nedeniyle ailesine telgraf göndererek başsağlığı diledi. 

Sıradışı bir koleksiyoncu
Tiyatro araştırmacılığı, şarap uzmanlığı, eleştirmenlik, hocalık, illüzyonistlik... And’ın ‘şapkaları’ bunlarla bitmiyor. Bir de sıradışı koleksiyonculuğu var. And’ın koleksiyon merakı çocukluğunda başlar. İlk topladıkları ise böcekler olur. Çünkü karıncalara ve örümceklere özel bir ilgisi vardır.
Zengin bir böcek koleksiyonu sahibi aile dostu Süreyya Özek sayesinde gerekli materyalleri edinerek işe koyulur, ancak fazla uzun sürmez bu girişimi. Nedeni, And’ın böcekleri canlıyken sevdiğini keşfetmesidir.
İkinci koleksiyon objeleri, daha bildiktir: Pullar. Yıllarca toplar ve toplama sürecini ulaşılan birikimden daha keyifli bulduğu için yok pahasına satar bunları.
 Ardından Karagöz tasvirlerini toplamaya başlar; bir de opera, tiyatro, bale temsillerinin video kasetlerini, çeşitli klasik müzik kayıtlarını. And’ın bitmez tükenmez koleksiyonlarının arasında belki de en renklisi, iskambil koleksiyonudur.
Hiçbir iskambil oyununu bilmeyen And’ın bir Macar illüzyonist sayesinde başladığı bu koleksiyonunda; Jules Verne destesi, geleneksel Japon, Çin, Hint, İsrail Tevrat ve Shakespeare desteleri yer alır. 200 desteye ulaştığında yine heyecanı söner ve bir antikacı dostundan koleksiyonu satmasını rica eder. Satılan yer ise bir kumarhanedir. 
And 1987’de koleksiyonculuğa tövbe eder, çünkü 1950’lerden bu yana biriktirdiği, el yazmaları ve benzersiz belgelerden oluşan Türk tiyatrosunun tarihçesi koleksiyonu, kapıcıları tarafından eskicilere satılmış ve SEKA’da kağıt hamuruna karışmıştır. 


Başlıca   yapıtları
 “Tanzimat ve İstibdat Tiyatrosu”
 “Meşrutiyet Tiyatrosu”
 “Başlangıcından 1983’e Türk Tiyatro Tarihi”
 “Oyun ve Bügü: Türk Kültüründe Oyun Kavramı”
 “Türk Tiyatrosunun Evreleri”, “Ritüelden Drama: Kerbela - Muharrem - Ta’ziye”
 “Karagöz”
 “Dünyada ve Bizde Gölge Oyunu”
 “Bizans Tiyatrosu”
 “Ataç Tiyatroda”
 “Türk Köylü Oyunları”
 “16. Yüzyılda İstanbul/ Kent-Saray-Günlük Hayat”
 “Tiyatro Terimleri Sözlüğü”
 “Tiyatro, Bale ve Opera Sahnelerinde Kanuni Süleyman İmgesi”
 “40 Gün 40 Gece Osmanlı Düğünleri, Şenlikleri, Geçit Alayları”
 “Osmanlı Tasvir Sanatları 1: Minyatür”
 “Atatürk ve Tiyatro”
 “Şair Evlenmesinden Önceki İlk Türkçe Oyunlar”
 “Osmanlı Şenliklerinde Türk Sanatları”
 “Saraya Bağlı Tiyatrolar ve II. Abdülhamit’in Yıldız Sarayı Tiyatrosu”

Yazarlar