Kültür Sanat Türkeş üzerine anılar

Türkeş üzerine anılar

17.04.2010 - 22:31 | Son Güncellenme:

Yaşar Okuyan’ın Doğan Kitap’tan çıkan “O Yıllar” adlı kitabı hem Türkeş ve Milliyetçi Hareket, hem 12 Eylül tarihini yazacaklar için önemli bilgiler ve belgeler veriyor.

Türkeş üzerine anılar

Yaşar Okuyan’ın Doğan Kitap’tan çıkan “O Yıllar” adlı kitabı hem Türkeş ve Milliyetçi Hareket, hem 12 Eylül tarihini yazacaklar için önemli bilgiler ve belgeler veriyor.

Yaşar Okuyan’ın Doğan Kitap’tan çıkan “O Yıllar” adlı kitabı hem Türkeş ve Milliyetçi Hareket, hem 12 Eylül tarihini yazacaklar için önemli bilgiler ve belgeler veriyor. Ben de o zaman Hareket’in içinde bulunduğum için çok iyi biliyorum ki, Okuyan, Türkiye’nin en yakınındaki isimdi; verdiği bilgiler de çok önemli...
Tarihçiler için en önemli verilerden biri, Türkeş’le Nihal Atsız’ın arasının açılmasıdır. Türkeş Anadolu insanıyla daha çok temasa geçtikçe Hareket’te İslami renk artmıştır. Bu olgu, ırkçılığın bu topraklara ne kadar yabancı olduğunun kanıtlarından biridir.
Okuyan, 1969 Adana Kongresi’ndeki kavgalı yol ayrımını anlatıyor:
“Atsız Hoca saf bir Türkçülük ideolojisi peşindeydi. Türkeş ise bu görüşün Türkiye gerçeğiyle uyuşmadığını düşünüyordu. Türkeş, hem askerlik döneminde hem siyasette halkın arasındaydı. Daima ‘halka dayanmayan bir hareket başarılı olamaz’ derdi. Nihal Atsız ise Türkeş’i ‘Türkçülükten ayrılmak ve şeriatçı olmakla’ suçlamaya başlamıştı... Atsız ve Türkeş, Kürtler hakkında da ayrı fikirlere sahipti, Nihal Atsız’ın sert Türkçülük ideolojisini benimsemiyordu...”
1969 Adana Kongresi’nde parti amblemi olarak ‘Bozkurt’ yerine ‘Üç Hilal’in kabulü MHP tarihindeki bu dönüm noktasını ifade eder.

Şiddet unsuru
Kongreyi Okuyan anlatıyor:
“Büyük kavgalar çıktı. Sopalarla birbirimize girdik, polis bile müdahale etmekte zorlandı. O gün Türkeş ekibi olarak seçimleri kazandık. Partinin ismi MHP, amblemi Üç Hilal oldu...
Otobüslerle İstanbul’a dönerken Türkçü grup peşimize düştü. Otobüsü durdursalar bizi indirip döveceklerdi... Yola barikat kurdular... Otobüsü barikatın üzerine sürüp kurtulduk ellerinden...” (Sf. 26)
O dönemde böyle kavgalar solda da çok olurdu. Okuyan solculardan yedikleri dayakları anlatıyor, o zaman “komünistlerin hepsi vatan haini” diye düşündüklerini de belirtiyor samimiyetle. (Sf. 27)
Düşünüyorum da, o zamanki Türkiye’de demokrasi ve tartışma kültürü daha zayıf, şiddet kültürü ise daha güçlüydü.
Sonra 12 Eylül’ün şiddeti geliyor! Kitabının “Mamak Cehennemi” bölümünde benim de yaşadığım askeri tutukevinde yaşananları anlatıyor: Zorlu ve dayaklı Atatürkçülük dersleri, işkenceler, eşlerimizin önünde aşağılamalar, idama götürülecek gencecik Ali Bülent Orkan’ı Mamak ayazında idam hücresinde bir tek gömlekle titrer vaziyette bekletmeler, solcu kızlara dayaklar!
12 Eylül öncesinde MHP’nin koalisyon önerisini reddederek çatışmacı siyaseti maalesef kıramamış olan Ecevit’in, askeri tutukevinde MHP’lilerle dostluğu ve Türkeş’le pingpong oynaması! (Sf. 121)
Rahmetli Gün Sazak’la rahmetli Vedat Dalokay’ın o koalisyon çabası başarılı olsaydı tarih galiba daha iyi bir yönde seyrederdi.

Fevkalade ilginç bilgiler
Okuyan’ın kitabında bugünkü MHP’liler için ‘öğretici’ olabilecek çok önemli bir konu da Türkeş’in iş çevrelerinden başka Yahudi ve Ermeni cemaatleriyle kurduğu sıcak ilişkilerdir. Ben bu temasları o zaman duymamıştım. Zaten Okuyan da Yahudi cemaatiyle Türkeş’in yaptığı görüşmeleri çok gizli tuttuğunu yazıyor. (Sf. 67)
Onlar bunu istemiş de olabilir, Türkeş ‘milliyetçi’ camiada homurdanmalar olmasından da çekinmiş olabilir.
1993 Mart’ında Ter Petrosyon’la görüşerek ilk ‘Ermenistan açılımı’nı da o yapmıştı.
Okuyan’ın kitabında birçok fevkâlade ilginç bilgiler var:
4.5 yıl tutuklu kalan Türkeş’in tahliyesinde Org. Turgut Sunalp’ın rolü gibi. (Sf. 141)
Türkeş’in hapishaneden Evren’e yazdığı mektupların perde arkası gibi. (Sf. 101)
Sıkıyönetim mahkemelerinde komutanların hakimlere yaptığı baskılar ve bazı hakimlerin direnişi gibi. (Sf. 167)
Okuyan, Türkeş’in gerçekten en yakınındaki isimdi; hatta siyasi konularda oğlu Tuğrul’dan da yakındı! Türkeş’le yollarının nasıl ayrıldığını da anlatan Okuyan’ın anlatımında bu yakınlıktan kaynaklanan vefa hissi de etkili olmuş; son derece insani bir durum... Bir döneme ışık tutan değerli bir eser...
Eline sağlık sevgili Okuyan...


Türkeş üzerine anılar


Devlet Bahçeli ve Yaşar Okuyan.