Editörün Seçtikleri Umuda adım adım

Umuda adım adım

28.03.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Umuda adım adım

Umuda adım adım


Evini terkeden bir avuç insan, Türkiye'ye gelirken gümrükte bir tek umudunu beyan ediyor

Bülent Ayan Gostivar


Kosova'daki Sırp katliamından kaçarak Makedonya'ya sığındılar. Ancak yüreklerinde yine korku ve endişe var. Ya ateş buraya da sıçrarsa!
Makedonya belki de onlar için bir ara istasyon olabilir. Bu nedenle hemen hemen hepsi yüzlerini Türkiye'ye çevirmiş bekliyor.
Korkudan adlarını dahi söylemekten çekiniyorlar. Fotoğraflarının çekilmemesi için objektiften yüzlerini gizlemeye çalışıyorlar. Çünkü bir gün olur da geriye dönerlerse Sırplar "ne anlattıklarının" hesabını kendilerinden sorabilir, ya da yakınlarına büyük kötülükler yapabilirler.
Eşlerini geride bırakan Gilanlı Ariya ve Vildane'yle Priştineli Lirim, genç, Sırp katliamından kaçıp Makedonya'ya sığınan mültecilerden sadece birkaçı. Geride bıraktıkları anavatanlarını anlatırken gözleri hemen doluveriyor. Kosova'daki Sırp katliamının tüm hızıyla sürdüğünü anlatan üç sığınmacı, her tarafın asker ve tanklarla sarılı olduğunu belirterek şöyle konuşuyor:
"İlk günler sınır kapılarından geçişlere izin verdiler. Böylelikle Makedonya'ya gelebildik. Ancak, bundan sonra zor. Zaten, çok kişinin de pasaportu yok. Tek yolları dağlık bölgeleri aşmak. Bu da oldukça güç. Her taraf sarılı. Her an ölebilirsiniz. Kaç kişinin öldürüldüğünü kimse bilmiyor. Okullar, camiler, dükkanlar kapalı. Telefonlar çalışmıyor, elektrikler kesik. Ülke her yönüyle karanlık. Allah, geride kalanların yardımcısı olsun".
Gostivar kenti, Ariya, Vildane ve Lirim için komşu ülke Makedonya'da ilk durak. Tek amaçları buradaki üç günlük bekleyişin ardından Türkiye'ye ulaşmak. Yakınları İstanbul'da yaşıyor. Bu nedenle kendilerini diğerlerine göre oldukça şanslı görüyorlar.
Onları Türkiye'ye götürecek otobüsün şoförü kontak anahtarını çevirdiğinde gözleri parlıyor. Gecenin karanlığında Makedon topraklarında ilerleyen otobüs, Bulgar sınırına ulaşınca Sırp korkusu bir adım daha geride kalıyor. "Türkiye'ye ne kadar kaldı?" sorusu ise yol boyunca ağızlarından hiç eksik olmuyor.
Kapıkule'ye yaklaştıkça kendi aralarındaki fısıldaşmaların yerini tebessümler alıyor. Hele Türk Bayrağı'nı farkettikleri ilk an, üçü de gördüklerine inanamıyor.
Polis mühürü için otobüsten iniş Türk topraklarındaki ilk adım oluyor. Muayene peronlarında ise görevli memura ancak yanlarında getirebildikleri birkaç eşyayı gösterebiliyorlar. Çünkü herşeyleri geride kaldı. Yanlarında bir tek umutları var.

Yazarlar