Kültür Sanat Vatan kurtaran vahşiler!

Vatan kurtaran vahşiler!

08.11.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hollywood savaş propagandasına devam ediyor: "Rüzgarla Konuşanlar" her etnik kökenden Amerikalıya geçmişi örnek gösterip hataların telafi edileceğini duyuran bir seferberlik çağrısı...

Vatan kurtaran vahşiler

"Rüzgarla Konuşanlar / Windtalkers" ABD yönetiminin propaganda aracı Hollywood yapımlarının ayrımcı içeriklerine takılmamaya, çifte standartlarına sinirlenmemeye çalışıyorum ama boşuna! "Rüzgarla Konuşanlar" yine tepemin tasını attırdı! Savaş fonunda bir aksiyon Filmin kör parmağım gözüne milliyetçilik propagandası dışında bir kusuru yok. Arkasında John Woo klasında bir yönetmen olduğunu belli eden kamera-gövde gösterileriyle şıklaştırılmış gayet sağlam bir film. Savaş fonunda aksiyondan hoşlananları memnun edecek bir mizansene sahip. Silah ve patlama sesi biraz baş ağrıtıyor ama dehşet verici yaralanma ve ölüm sahnelerini kısıtlı tuttuğu için Wooya müteşekkiriz. Japonlara müşfik davranmamasını da Çinli olmasına bağlayabiliriz!Ayrımcılık bir yana, insanı asıl sinirlendiren çifte standart. Araya sıkıştırılmış eleştirilerle filmin iki türlü okunabilmesini sağlamak ne edepli bir tavır ne de onurlu. Ancak "Rüzgarla Konuşanlar"ın en acıklı yanı sanki bir tarihi ihmali telafi edermiş gibi yapmaları. Sözüm ona 2. Dünya Savaşında, anadillerinde oluşturdukları bu yüzden Japonların çözemedikleri şifrelerle haberleşerek ABDyi zafere taşıyan Navajoların hakkını teslim ediyorlar! Oysa film boyunca en konformistinden iki Navajo karaktere -ki başrolde görüneni bile aslında yardımcı rolde- etnik mistik nesne muamelesi yapılıyor. Filmin başrollerinden biri olan Er Ben Yahzee, Katolik misyonerlerin pazar okulundan geçmiş, rahipler Navajo dilinde konuşmalarını istemiyor diye onlardan soğumuş. Filmde göreceğiniz gibi Hıristiyanların savaşçıları başıboş ruhlardan koruyucu ritüelleri bile yok zaten. Mistik mücadeleden alnının akıyla çıkan Ben Yahzee, etnik mücadelede bükemediğin bileği öpeceksin sözünü düstur edinmiş. Yerlisi olduğu kıtaya sonradan gelip halkından geriye kalanları "rezerv"lerde barındıranların uygarlığına özenip oğlunun adını George Washington koymuş. Yahzee film öyküsünün bahanesi ve Nicolas Cagein canlandırdığı çavuş Joe Endersin vicdan rahatlatma faktörü olarak yer alıyor. "Rüzgarla Konuşanlar" İtalyan Katolik göçmeni olup Endolfini soyadı meşhur Ellis Adasındaki -kuşkusuz WASP memur tarafından Enders gibi ne idüğü belirsiz bir ada dönüştürülen askerin şahsında militer vicdanlara da sesleniyor: Yüksek rütbelilerden umut kesildiği için erata "gereğinden fazla itaatkar olmayın, inisiyatif kullanın, yukarıda Allah var", diyor. Manitu da olabilir. Ben de ona yakarıyorum böyle filmlerden aklımı korusun, diye. İşine gelirse vatan evladı, işine gelmezse vahşi! İster WASP (Beyaz Amerikalı) olsun ister Akdenizli Katolik, Avrupalıların istila ettikleri Amerika kıtasının yerlilerine karşı tavrı bu... Dünyanın bütün egemen güçlerinin baskı altında tuttuklarına karşı tavrı böyle değil midir zaten? Çıkarına denk düşüyorsa hoşgör, düşmüyorsa hor gör! Hele söz konusu olan nüfusu hakikaten azınlık oluşturan bir toplumsa... Anıt Vadisi ve kim bilir başka hangi ırak bölgelerde yaşayan Navajo nüfusu 250 milyonun binde kaçını oluşturur? Bu yazı çığrından çıkıp sayıklamaya dönüşebilir, baştan söylemedi demeyin. Yönetmen: John Woo Görüntü: Jeffrey L. Kimball Senaryo: John Rice, Joe Batteer Müzik: James Horner Oyuncular: Nicolas Cage (Çavuş Joe Enders), Adam Beach (Er Ben Yahzee), Christian Slater (Çavuş Anderson), Peter Stormare (Çavuş Hielmstad), Roger Willie (Er Charlie Whitehorse), Noah Emmerich (Corporal Rogers), Mark Ruffalo (Er Pappas), Frances OConnor (Hemşire Rita) "Rüzgarla Konuşanlar / Windtalkers"