Kültür Sanat Yeni cazın gözbebeği İstanbul'da

Yeni cazın gözbebeği İstanbul'da

15.07.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yeni cazın gözbebeği İstanbul'da

Yeni cazın gözbebeği İstanbulda

CAZ Festivali bünyesinde, bu akşam Açıkhava'da, '90'lı yılların parıltılı isimlerinden Joshua Redman, grubuyla sahne alacak. Bu sanatçıyı İstanbullu cazseverler yakından tanıyor. İlk kez, iki yıl önceki caz festivalinde grubuyla izlediğimiz Redman; geçen yıl, Bud Powell'ın anısına Chick Corea'nın öncülük yaptığı konserler kadrosunda yer almıştı. Yeni caz kuşağının, kendisi gibi son derece önemli bir müzisyeni olan Christian McBride, trompetçi Wallace Roney ve antika davulcu Roy Haynes, bu yıldızlar kadrosunun diğer üyeleriydi. Bunun yanında, Redman'ın tüm albümleri Türkiye'de piyasaya çıkıp, kapış kapış satıldı.
Adı, 1991 yılına kadar hiç bilinmeyen Joshua'yı birden tüm dünyanın sevgilisi yapan ayrıcalık neydi? Müziğini, diğerlerinden ayıran özellikler neydi? Bence, en başta, cazın sınırlarını genişlettiği için çekici bir isim oldu. Kendine özgü müzik felsefesini oluştururken, cazın dışındaki birçok müzik kanalından kıyasıya beslendi. Funk, onun en önemli esin kaynaklarından biri oldu. Siyah müziğin iki idolü Stevie Wonder ve James Bronwn, onun yaptığı müziğin küçük ama anlamlı bir parçasıydı. Duygularındaki akışkanlık ve sezgi gücü, caz anlayışını kıyasıya kuşattı ve ortaya benzersiz ve genç bir caz sound'u çıktı.
Cazın '70'li yıllarla beraber kişilik ve ruhunu yitirdiğini savunan tutucu caz otoritelerine, Redman en anlamlı müzikal yanıtı ürünleriyle verdi. Cazın standartlarını değiştirmedi, genişletti. Cazın ruhani havasından hiç ödün vermediği gibi, benzersiz bir yapı ustası oldu.
Joshua, adını ilk kez 1991'de Thelenious Monk ödülünü alarak duyurdu. Bir yıl sonra, kendi adına çıkardığı albüm büyük yankı uyandırdı. Büyük sansasyon yaratan 1993 yapımı "Wish" albümüyse; Pat Metheny, Charlie Haden ve Billie Higgens gibi caz devleri Joshua'ya eşlik etti. Yaptıkları konserle büyük ilgi gördü. Artık, kendi grubunu da tam anlamıyla oluşturmuştu. "Mood Swing" adlı yeni albümle satış rekorları kırdı. Büyük yetenek Christian McBride, bu albümde yer alırken, bu akşamki konserde grubunun davulcusu olan Brian Blade'i de Joshua'nın ekibinde dinleme olanağı bulmuştuk.
Anın ruhunu, anın nabzını yapıtlarında yansıtmayı başarmıştı artık. "Spirit of the Moment", bu müzik felsefesinin özeti olan bir albümdü. Grup üyelerinde inanılmaz bir duygusallık yakalanıyordu. Geçen yıl çıkan son albümü "Freedom in the Groove"da, artık bir özgürlük bildirgesi sunuyordu dinleyenlerine.
Onu ilk keşfeden isimler arasında Elvin Jones'dan özellikle söz etmek gerekiyor. Paul Motion, Joshua'yı hemen grubuna alan bir başka dev adam. Ama, belki en önemli öğe, Joshua'nın, ünlü saksofoncu Dewey Redman'ın oğlu olması. Yani, sanatçı, cazın tam göbeğinde doğmuş; kaçınılmaz biçimde cazı solumuş, benimsemiş bir isim. Ama, bunlarla da yetinmeyip, rock ve pop müziği bile ciddiye alıp, cazla arasında köprüler kurmaya çalışan genç bir kişilik.
Joshua Redman'ın son yıllardaki kadrosu, bütün olarak İstanbul'a konuk oluyor. Brian Blade'in dışında, Joshua'yı enine boyuna etkileyen piyanist Peter Martin'in ilginç lirizmini es geçmemiz olası değil. Bası Chris Thomas, gitarıysa Peter Berustein çalmakta. Yaşı bugün 28 olan ve saksofona yeni bir kişilik, açılım getiren Joshua Redman'ı İstanbullu cazseverlerin merakla beklediğini biliyorum. Bakalım, kendisi ve grubu, nasıl bir performansla çıkacak karşımıza?..