Editörün Seçtikleri Zehrin kralı

Zehrin kralı

12.09.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Zehrin kralı

Zehrin kralı


Deniz analarından kertenkeleye kadar yüzlerce zehirli hayvan yaşıyor dünyamızda. Frankfurtlu toksikolog Dietrich Mebs, öldüren faunayı inceliyor


       Dietrich Mebs, 22 yaşındayken neredeyse bir sürüngenin kurbanı oluyordu. Arizona menşeli kertenkele cinsi bir mahluk, elini ısırınca Mebs bayıldı. Üç dakika sonra kendine geldiğinde ter içindeydi, defalarca kustu. Dudakları ve dilinin ucu şişti. 25 dakika sonra bir kliniğe yetiştirildiğinde tansiyonu durmak üzereydi. Nabız ölçülemiyordu. Kalp ritminde bozukluklar başlamıştı. Eli dirseğine kadar şişmişti ve çok ağrıyordu. Doktorlar saatlerce uğraştı. Sonunda onu kurtarmayı başardılar.
       “Bu kertenkele deneyimi, zehirli hayvanlarla son maceram olabilirdi" diyor Mebs. Bugün 58 yaşındaki Mebs’in, “Gila canavarı" adı verilen kertenkele ile bu sancılı tanışmasının başka sonuçları da oldu: Zehirli hayvanlar ve zehirler, o zamandan beri onun en büyük tutkusu.

       Sinir sistemini felç ediyor
       Der Spiegel dergisinde yayınlanan habere göre, Mebs, Frankfurt Üniversitesi Adli Tıp bölümünde toksikolog olarak çalışıyor. Bilim adamı, suçluların DNS örneklerini ve kan gruplarını analiz ediyor. Ama en çok zehirli akrepler ve zehirli kurbağalardan konu açılınca gözleri parlıyor. Mebs, 1964’den beri kendini genellikle öldürücü guddeli yaratıklara adamış durumda: Doktorasını, yılan cenneti Brezilya’da yaptı; 1970’de ilk olarak karmaşık yapılı yılan zehirinin oluşumunu çözdü; dünyadaki 500 zehirli hayvan araştırmacısı arasında “otorite" kabul ediliyor.
       Mebs, yıllardır çok sayıda zehri analiz etti. Tüylü örümceklerle, sanki zararsız toplarmış gibi oyun oynadı. Bu uğurda bütün dünyayı dolaştı. Mebs’i, en çok da toksiklerin çok yönlü etkisi büyüleniyor. Karmaşık yapıdaki bu zehirler, çok karmaşık mekanizmalar yoluyla kurbanın biyokimyasına giriyor. Birçok yılan zehiri kanın pıhtılaşma düzenini bozuyor. Diğer zehirler ise doğrudan kurbanın sinir sistemine etki ediyor. Solunum yolları felç oluyor ve sonuç ölüm.

       Chironex adlı deniz anası
       Hayvanlarınki fantastik bir yöntem. Onlar hızla kurbanının kralı oluyor ve kendi riskini en aza indirgiyor. Mebs’e göre yeryüzünün en zehirli deniz hayvanı, deniz anası türünden Chironex Fleckeri. Avustralya ve Yeni Gine kıyılarında rastlanan 20 santim büyüklüğünde iki metre uzunluğunda dokunaçlı bir yaratık bu. Su dolu bir torba görünümündeki Chironex kurbanını çok karmaşık bir zehirle öldürüyor. 19. yüzyıl sonlarından beri deniz anaları, Avustralya’da 63 insanı öldürmüş. Bu hayvan, dokunaçlarına temas eden insanla savaşa giriyor. Küçük zıpkın benzeri minik ısırgan otlarını inanılmaz bir süratle dokunaçlarından fırlatıyor ve zehirliyor.
       “Korkunç bir şey bu" diyor Mebs ve ekliyor: “En çok da, sakin denizde yüzen çocuklar etkileniyor ve bu onlarda ani kalp durmasına yol açıyor." Bu yüzden de Mebs, Avustralya’yı kimseye tavsiye etmiyor ve zehirli hayvanlar açısından çok zengin bir kıta olduğunu söylüyor.
       Mebs’e göre, karada yaşayan en zehirli hayvan ise üç metreye kadar varan uzunluğuyla kahverengi bir sürüngen olan “Taipan". Tesadüfen şimdiye kadar çok az insanı ısırmış. En çok da kuyruğundan yakalayan insanları ısırıyor. Bilim adamı, Taipan’ın sağ işaret parmağından ısırdığı 29 yaşındaki bir kızı anlatıyor:
       Kızcağız, ağzı kanlar içindeki hayvanı kaptığı gibi kliniğe zor yetişmiş ve verilen antiseruma rağmen dört hafta boyunca makineye bağlı solunum yapmak zorunda kalmış. “Beni gençlikteki tecrübemden sonra başka bir hayvan ısırmadı" diye seviniyor Mebs. Çünkü buna uygun çok ortamda bulunmuş.

       Avustralya tehlikeli kıta
       Avustralya’da zehirli hayvanların bulunduğu yerlerde çok dolaşmış. En önemli zehir hazinelerine ise Yeni Gine’de rastlamış. İlk olarak 1990’da Amerikalı bir araştırmacı, yeryüzünde zehirli kuşların da olduğunu keşfetmiş. “Pitohui" adlı kuşun kanatları ve derisi, aynı “Zehirli oklu kurbağaödaki gibi zehir içeriyor. Mebs, “Zehrin kuşun içine nasıl girdiği ve orada ne işe yaradığı bilinmiyor" diyor.
       Toksikologları o bölgenin mercan kayaları da çok ilgilendiriyor. Çok dar alanda yoğun bulunan mercanlar içinde hayvanların zehir geliştirmelerini normal karşılıyor. Çünkü orada zehirli hayvanların silahlanma yarışına tanık olmuş. Bazı deniz kirpileri kendilerini zehirli kıskaçlarıyla savunuyor. Sürüngen anemonlar “Palytoksin" adında dünyanın en zehirli doğal maddesini içeriyor. Ama deniz analarının dokunaçlarından hiç zarar görmeyen solucanların da olduğunu söylüyor.

       Almanya’da zehirlisi yok
       Mebs için en mucizevi hayvanlardan biri de kirpiler. Her türlü yılana bile dayanabiliyorlar çünkü. Sadece yılanlarla temas kuran kirpiler, bir kobra tarafından ısırılsa bile etkilenmiyor. “Mekanizmanın nasıl işlediği bile bir bilmece" diyor Mebs. Ama insanları da, kirpilerin zehir üretmedikleri konusunda rahatlatıyor.
       Mebs, Almanya’da zehirli bir hayvana rastlamanın imkansız olduğunu söylüyor. Geçen 50 yılda hiç kimse zehirli bir hayvanın ısırmasından dolayı hayatını kaybetmemiş. Ama eşek arıları konusunda temkinli. Almanya’da yılda on insanın arı sokması yüzünden, alerjik reaksiyona girip öldüğünü söylüyor. Bu konuda hassasiyeti olan insanlar arı sokmasından birkaç dakika sonrasında bile ölebiliyor.

       Alzheimer için umut
       Birçok zehir doğrudan sinirleri etkilediği için, Mebs, gelecekte Alzheimer gibi beyinle ilgili rahatsızlıkların tedavisinde uygun dozajlı zehrin etkili olacağını düşünüyor. Ancak, hiç kimse gelecekte birini öldürebilecek gelişmelere yatırım yapmıyor. Ona göre, zehrin olumlu etkisi araştırılmalı. Japonya’da “Fugu" adı verilen kirpi balığı lezzetli yemekler yapmak için kullanılıyor.
       Oysa ki bu balık yüksek dozda toksin içeriyor. Ancak bunu çok iyi bilen aşçılar, Fugu sevenleri bu zehirden uzak tutabiliyor. Dünyanın birçok ülkesinde afrodizyak olarak kullanılan kurutulmuş kurbağa zehirleri de var. Ama her zaman aynı etkiyi göstermiyorlar. Mebs, New York’ta Chinatown’da “Rock Hard" adı verilen bir madde satın alıp kullanan 26 yaşındaki bir adamdan bahsediyor. Geceyi kusma ve bağırsak enfeksiyonuyla geçiren adam, ertesi gün hastaneye yetiştirilmiş, ancak sabaha karşı kalp çarpıntısından ölmüş.





Yazarlar