Gündem Profesör Özkan’ın hayali maddi engele takıldı

Profesör Özkan’ın hayali maddi engele takıldı

13.12.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:

Türkiye’de ilk yüz ve çift kol ile, dünyada ilk rahim naklini gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, Türkiye’de araştırma çalışmalarının yapılabileceği laboratuvarların yetersizliğinden yakındı.

Profesör Özkan’ın hayali maddi engele takıldı

Özkan, “Mesela biz, kompozit doku naklini yapabiliyorsak bunun ilaçları zamanında bir yerlerde bulunmuş, bu ameliyatları birileri daha önce yapmış ve biz bunların üzerinden götürmüşüz. Değişik teknikler buluyoruz ama biz, ‘Başkalarının yaptığı ameliyatları burada yapalım’ demişiz. Kullanılan ilaçların hiçbirini burada üretmemişiz” diye konuştu.

Haberin Devamı

Yemek borusu üretimi

Kemik iliği, kök hücre, doku ve karaciğer hücrelerini üretme çalışmalarının yapılacağı yerlerin laboratuvarlar olduğunu belirten Özkan, “Kol naklini yapıyoruz ama dünyadan farklı ne yapıyoruz? Hiçbir şey yapmıyoruz. Dünyada insanlar, yemek borusu, mesane üretmeye çalışıyor. Bizim bunun çok daha ötesini yapmamız lazım” dedi.

Araştırma laboratuvarlarının kurulmasının çok kolay olmadığını da dile getiren Özkan, “Bizde kısa dönem çok önemlidir. ‘Kısa dönemde şu kadar böbrek nakli yapacağız’ dendiğinde insanların çok hoşuna gidiyor ama ‘Uzun dönemde biz böbrekleri şöyle yapacağız’ dendiği zaman 5 sene sonrayı kimse düşünmüyor. Uzun dönemli düşünemiyoruz” ifadelerini kullandı. Akdeniz Üniversitesi’nde organ nakli ve kompozit doku araştırmalarına yönelik laboratuvar kurulması için 2 yıldır uğraştıklarını anlatan Özkan, “Önümüzde bir tek maddi imkan kaldı. Bunu da aşarsak çok güzel olacak. Rektörümüz ve başhekim destek oluyor ancak maddi engele takılıyoruz. Yöneticilerin bu sorunu çözmesi gerekiyor” dedi.

Haberin Devamı

‘Almasını biliyoruz vermesini bilmiyoruz’

Geçmiş dönemde başkalarından yakınları için organ alıp, yakını vefat ettiğinde başkaları için organ vermeyen aileler tanıdıklarını söyleyen Özkan, “Almasını biliyoruz ama vermesini bilmiyoruz. Bu bir borç değil ama insanın erdemliliğiyle ilgili bir şey. Belki o anda acınız çok olabilir ama birkaç gün sonra bağışladığınız organlarla çok mutlu olabilirsiniz. Acınız bir miktar azalabilir. O zaman nerede eksiğimiz kalıyor? Bizim mutlaka bağışa ihtiyacımız var. Çünkü toprağa giden bir dokunun bir insana mutluluk, hayat verdiğini görüyorsunuz” diye konuştu.