Sağlığımız hızımıza yetişemiyor!

Dünya Sağlık Örgütü, kalp hastalıklarının küresel ölçekte, bir numaralı ölüm sebebi olmayı sürdürdüğünü açıkladı. 30-70 yaş arasındaki her 10 kişiden biri, kardiyovasküler sorunlar nedeniyle hayatını kaybediyor. Günümüzde dünyada 18 yaş üzeri yetişkinlerin yüzde 39’u aşırı kilolu ve yüzde 13’ü ise obez. Bunun nedeni yüksek kalorili gıdalar, yağ, şeker ve tuz tüketimine dayanan modern yaşam tarzı. Yanlış beslenme alışkanlıkları; yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri ve obezite gibi kalp hastalığına yol açan başlıca risk faktörlerini beraberinde getiriyor.

Dünya Kalp Federasyonu Başkanı Profesör David Wood, konuyla ilgili şunları söyledi: “Geçtiğimiz yüzyıl boyunca beslenme ve fiziksel aktivitelerimizde yaşanan büyük değişikliklerle, tütün kullanımının artması, kardiyovasküler hastalıkların salgın boyutuna ulaşmasına yol açtı.

İnsanların daha uzun, iyi ve kalp dostu bir yaşam sürdürebilmeleri için tütün kullanımını bırakmaları, sağlıklı beslenmeleri ve fiziksel olarak aktif olmaları gerekiyor. Kalp hastalığı ve felç riskini düşürmek için beslenme alışkanlıklarımızda, kullanılan yağ miktarını azaltıp, öğünlerdeki meyve ve sebze tüketimini artırmalı, işlenmiş, ambalajlı ve şekerli yiyecek-içecek miktarını kısıtlamalıyız.”

Ev yemeklerine yönelmek gerekiyor

Oysa ki, daha fazla taze yiyecek tüketmek ve kendi sağlığımızın sorumluluğunu üstlenmek gibi basit davranış değişiklikleri, kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

Uzmanlara göre, evde yemek pişirmek, aileleri ve insanları bir araya getirerek, ilişkileri güçlendiriyor ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları oluşturulmasına yardım ediyor.

Dünya Kalp Federasyonu’yla (WHF) birlikte çalışmalar yürüten Philips, kalp hastalıkları ve bunlara bağlı riskler hakkında farkındalığı artırmak için Dünya Kalp Günü’nde, insanları kendi sağlıklarının kontrolünü ele almak için harekete geçmeye davet ediyor.

Marka, yiyecek ve içeceklerin sağlıklı bir yaşamın temel taşları olduğuna inanıyor. Ancak bu, sevilen lezzetli yiyeceklerin tadının çıkarılamayacağı anlamına gelmiyor. Evde yemek yaparak kullanılan malzemeleri, dolayısıyla da yemeğin kalitesini kontrol etmek mümkün.

‘Yaşamı daha iyi hale getirebiliriz’

Philips Mutfak Aletleri Başkanı Selina Thurer, konuyla ilişkin şöyle konuştu: “Philips olarak, kalp sağlığının öneminin farkındayız ve yeme-içme alışkanlıklarımızı sağlıklı kalplerin sayısını artırmakta en önemli araç olarak görüyoruz. Bu nedenle, insanların günlük yiyecek ve içecek seçimlerini kolaylaştırmak için çalışıyoruz.

Yaşamı daha iyi hale getirmenin her zaman bir yolu olduğuna inanıyoruz ve bir yandan lezzetten ödün vermeyen tüketicilerin isteklerine saygı duyarken, diğer yandan uzun vadeli sağlıklı yemek pişirme ve yeme alışkanlıkları sağlayan çözümler üretmeye devam ediyoruz.

Evde yemek pişirmenin; aşırı kilo, obezite ve kalp hastalığı risklerini azaltma gibi sağlığa faydalı özelliklerinden herkesin yararlanmasına destek vermeye devam edeceğiz.”

‘Halkın yüzde 67’si ev yemeği yiyor’

Philips Türkiye Personal Health Genel Müdürü Milena Elmasoğlu, markanın ‘Türkiye Sağlık Trendleri Araştırması’ndan bahsederek, sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çekti: “Geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdiğimiz araştırmaya göre, Türk halkının; yüzde 78’i mevcut sağlık durumundan memnun. Ancak her yıl yaşanan 300 bin kalp krizi vakasının 125 bini maalesef ölümle sonuçlanıyor. Toplumun yüzde 73’ü kilosundan memnun. Ancak yüzde 33.7’sinin ise obez statüsünde olduğunu görüyoruz. Türkler’in yüzde 56’sı spor yapmıyor. Bu da bize iyi ve dengeli beslenme, spor alışkanlıklarının kazanımı ve sağlık konusunda farkındalık yaratmaya ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Sevindirici olansa; ev yemeği, taze meyve ve sebze tüketmenin sağlıklı yaşamın bir parçası olarak algılanması. Bu araştırmaya göre, halkımızın yüzde 67’si ev yemeğini tercih ediyor ve yüzde 54’ü her gün taze meyve/sebze suyu tüketmeye dikkat ettiğini belirtiyor.”