Gündem Sağlıklı beslenme başarıyı artırıyor

Sağlıklı beslenme başarıyı artırıyor

06.03.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Küçük yaşlardan itibaren edinilen doğru beslenme alışkanlığı bedensel ve duygusal gelişimi olumlu etkilerken eğitimde başarıyı da artırıyor. Abur cubur yemek ise obeziteye yol açıyor

Sağlıklı beslenme başarıyı artırıyor

AĞLIKLI yaşamın sırrı küçük yaştan itibaren edindiğimiz beslenme alışkanlığında saklı. Öğün sayımız ve beslenme tipimiz ailemizin mutfak ve sofra alışkanlıklarına göre şekilleniyor. Sağlıklı ve doğru beslenme alışkanlığının kazanılması için ailelerimizin neler yapması gerektiğini Beden Eğitimi Bölüm Başkanımız Şafak Tan'a sorduk.

Haberin Devamı

Doğru beslenme alışkanlığı ne zaman kazanılır?

Bireylerde beslenmenin önemi anne karnından itibaren başlıyor. Çocuklarımızın kişiliği okul öncesi dönemde şekillenmekte olduğundan bu dönemde öğreteceğimiz sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme şekliyle onun yaşam boyu uygulayacağı beslenme alışkanlığını oluşturmuş olacağız.

Sağlıksız beslenme, dikkat bozukluğuna neden olur mu?

Sağlıklı beslenme çocuğun bedensel, sosyal ve duygusal gelişimini olumlu yönde etkilemekte ve birçok kronik hastalığın oluşum riskini de azaltmakta. Aksi durumlarda sağlıksız, düzensiz ve yetersiz beslenen çocuklarda dikkat sürelerinin kısaldığı, algılamalarının azaldığı, öğrenmede güçlük ve davranış bozukluklarının oluştuğu, okul başarılarının düştüğü saptanmıştır.

Haberin Devamı

Çocukların sağlıklı beslenebilmesi için nelere dikkat edilmeli?

Sağlıklı beslenme demek, dört ana besin grubunda bulunan besinlerin dengeli ve yeterli miktarda tüketilmesi demek. Okul çağı çocuklar için en önemli öğün kahvaltı. Bu öğünde alınan süt ve süt ürünleri (peynir, yoğurt vb.) çocukların kemik ve diş gelişimi için önemli bir rol oynadığından okula gitmeden önce çocuklarımıza mutlaka kahvaltı yaptırmalı, gün içerisinde imkânlar dâhilinde 2-3 bardak süt içirmeliyiz. Ayrıca doğru bilinenin aksine sütü tam yatarken değil, yatmadan 1 saat önce içirmelisiniz.
Hem sütü hazmetmeyi kolaylaştırmak için ona zaman tanımak hem de kalsiyumun dişlere sağladığı yararı yok etmemek için yatmadan dişlerini fırçalamaya teşvik etmek için süt içmenin saatini 1 saat önceye almalıyız.
Süt sevmeyen ve sütü sindirmekte zorluk çeken çocuklar için alternatif olarak kalsiyum ve iyi bir fosfor kaynağı olan peynir tüketilebilir. Mutlaka tüketilmesi gereken diğer besin grubu ise sebze ve meyve.
Günde en az 5 öğün sebze ve meyve grubundan bir besinin tüketilmesine dikkat etmeliyiz. Bu besin öğelerinin düzenli olarak tüketilmesi hastalıklara karşı direnci artırmakta ve beden büyüme ve gelişimlerinde önemli rol oynamakta.

Sağlıklı beslenme kadar spor da önemli değil mi?

Çocukların gelişiminin ve büyümesinin sağlıklı olabilmesi için spor da en az beslenme kadar önemli. Düşünen, üreten, kendine güvenen, iletişim becerisi yüksek kaliteli yaşayan bireyler yetiştirmenin yolu, okul öncesi dönemden itibaren çocuklara sporun ve sağlığın önemini aşılamaktan geçiyor.

Haberin Devamı

Abur cubur yemeyi önlemek için

Abur cubur yiyenler sağlıksız besleniyorlar. Tüketilen bu besinlerin yağ oranları ve kalorileri çok yüksek. Çocuklarımızın abur cubur yemesine müsaade edersek obez olmalarına ve büyüme geriliğine yol açabiliriz. Çocuğunuz sürekli çikolata yeme isteğinde ise ona süt ürünleri içeren tatlılar yapabilirsiniz.
Şeker ihtiyaçlarını meyve, kuru meyve ile bastırabilirsiniz. Gazlı ve şekerli içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, ayran ve süt vermek bu durumu çabuk atlatmanızı sağlayacaktır.
Fastfood isteklerini evde yapacağımız ekmek arası sandviçlerle giderebiliriz.

Hamsiye doyamıyoruz!

Nereli olursak olalım herkesin doya doya yemekten hoşlandığı hamsi, sofralarımızın vazgeçilmezi. Karadeniz ile bütünleşen hamsinin mevsimine göre değeri değişiyor; kimi zaman altın gibi kıymetli oluyor. Hepimizin severek yediği hamsiyi acaba ne kadar tanıyoruz?
Hamsi adı arkaik Kohl dili kökenli ve orijinal prototipi "Küçük Sivri Balık" anlamına geliyor. Vücudu ip şeklinde hafif yassılaşmış ve yanlardan yuvarlaktır. Sırt rengi koyu mavi siyahımsı, alt taraf açık renkli olan hamsi, Karadeniz’in insan yaşamıyla birleşen balığıdır. Marmara Denizi’nde de bulunan hamsi, sürüler halinde yaşar ve 18 cm'ye kadar büyür. Ocak -mart ayları arasında beslenmek için sahillere yaklaşan hamsi, derinliklerde ve az tuzlu sularda üreyip yaklaşık 40 bin yumurta bırakır. Ömürleri 4 yıldır. Doğu Karadeniz’de ekim ayının ikinci haftası balıkçıların ağlarına dualar eşliğinde takılan hamsi, Türkiye'nin her bölgesinde tüketilmesine karşın Karadeniz kültürünün ve mutfağının değişmez bir parçasıdır. Ve bu coğrafyada pek çok yemeği yapılır.
Hamsiden yapılan ve aklımıza gelen yemeklerden bazıları şöyle: Hamsi buğulama, hamsi tava, hamsi salatası, hamsili pilav, hamsili börek, pazılı hamsi, hamsili pide, hamsili poğaça, hamsili mısır ekmeği, kiremitte hamsi, sirkede hamsi salamurası, hamsi kuşu ve hamsi köftesi.

Haberin Devamı

Türkiye’de kadın olmak...

Haberin Devamı

Son zamanlarda hızla artan kadın cinayetleri ve şiddet olayları en büyük sorunlardan biri haline geldi. Kadın erkek eşitsizliğinin çok eskilere dayanan bir problem ve bugün de devam ediyor. Kadın, okumaz, çalışmaz, gezmez, yaşayamaz zihniyeti bizi hep geriye götüren bir duvar. Oysa ki şiddet gören ve cinayete kurban giden her kadın birinin annesi, ablası, kızı ya da eşi. Peki, biz annemize, kardeşimize, kızımıza ya da eşimize tüm bunları nasıl yapıyoruz?
Eğitimle çözülür
Konu her zamanki gibi yine eğitime geliyor. Gelişmiş ülkelerde çocuk yaşlardan itibaren verilen, birey, aile ve topluma dair doğru eğitim, kadına şiddetin o ülkelerde görülmemesinin başlıca nedeni. Türkiye’de hâlâ birçok yerde kadın, değersiz, herhangi bir fikri ve düşüncesi olamayan, erkeğe bağımlı, sadece soyun devamı için kullanılan, cinsel bir obje olarak görülüyor. Maalesef kadınlarımız bu durumla karşı karşıyalar ve onlara şiddet uygulayanlar da erkekler. Peki, bu erkekleri de kadınlar yetiştirmiyor mu? Son günlerde bu soru sıkça soruluyor. Sonuçta kadın ve erkeğin küçük yaştan itibaren gelenek ve görenekleri doğru öğrenmesi, inançları, yaşama hakkının ne olduğunu, eşitlik ve ayrımcılık gibi konuları bilmesi iyi bir eğitimden geçiyor. Yaşanan tüm bu kötü olayların bir an önce son bulmasını ve iyi bir dünyada, sağlıklı bireyler olarak yaşamayı umut ediyoruz.

Depremi hiç unutmayalım

Yaşadığımız coğrafya, aktif fay hattının bulunduğu ve depremlerin sıkça yaşandığı bir yer. Özellikle son 50 yıla baktığımızda şiddeti yüksek, can ve mal kaybının olduğu depremleri görüyoruz. Hafızalarımızdan asla silinmeyecek 17 Ağustos Depremi bunlardan biri. Her an depremlerle karşı karşıya olduğumuz bilimsel bir gerçek. Peki, bundan sonra oluşabilecek depremler için ne gibi önlemler alıyoruz? 1-7 Mart haftası ülkemizde Deprem Haftası olarak biliniyor. Bu hafta vesilesiyle deprem konusunu ele aldık.
Deprem nedir?
Yer kabuğu içindeki kırılmalardan dolayı aniden ortaya çıkan titreşimlerle dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları, yeryüzünü sarsma olayına denir.
Deprem öncesi ne yapmalı?
- Bulunduğunuz apartmanın depreme dayanıklı olduğuna emin olun. Evinizdeki eşyaların duvara sabitlenmiş olmasına dikkat edin.
- Deprem çantası olarak bilinen ve acil durumlarda ihtiyaçlarınızı karşılayacak malzemeleri mutlaka hazırlayın. Çantanın içinde radyo, fener, ilk yardım çantası, yiyecek, içecek ve giyecek olmalı.
- Evdeki gaz ve su vanasının, elektrik şalterinin yerini iyi öğrenin. Kaldığınız yerde güvenli yerleri önceden belirleyin.
Deprem anında yapılacaklar
- İlk olarak sakin olmaya çalışın ve sağlamlığına güvendiğiniz bir eşyanın altına ya da yanına sığının. Pencerelerden, kolay devrilecek eşyalardan uzak durun.
- Deprem anında asansör kullanmayın. Binadan dışarıya çıkmadan önce, deprem çantanızı yanınıza alın.
- Sarsıntı anında binadan çıkmaya veya binaya girmeye çalışmayın.
Deprem sonrası için...
- Yetkililerin izni olmadan binalara girmeyin ve yanıcı maddelere yaklaşmayın.
- Hasar görmüş binalardan, kırık camlardan, devrilmiş elektrik tellerinden uzak durun.
- Depremden sonra acil durumlar dışında telefon kullanmayın.
- Doğru olmayan haberlere inanmayın ve yetkililerin talimatlarına uyun.
- Deprem sonrasında gelecek dalgalanmaları unutmayınız. Bunlar ana depreme oranla daha az şiddete sahip ama yine de ana depremin oluşturduğu zayıflıkları yıkabilecek kadar güçlü olabilir.

Müzik Yarışması’ndan ödülle döndük

Doğuş Üniversitesi Müzik Kulübü tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Liselerarası Müzik Yarışması'ndan Mektebim Okulları öğrencileri, ödülle döndü. Başvuruların internet üzerinden videolarla yapıldığı yarışma, Doğu Gözaçan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Yarışmaya Tuğrulbey Anadolu, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Teknik ve Endüstri Meslek, Hayrullah Kefoğlu Anadolu, Acıbadem İstek, Gültepe Teknik ve Endüstri Meslek, Kırımlı Fazilet Olcay Anadolu, Beylikdüzü 75. Yıl Cumhuriyet Kız Teknik ve Meslek Anadolu ve Florya Final Anadolu liseleri ve Mektebim Okulları öğrencileri katıldı.
Yarışmanın jüri üyeleri arasında müzisyen ve menajer Erdem Çapar, Şebnem Ferah’ın gitaristi Metin Türkcan, Rock FM’in Genel Yayın Yönetmeni ve programcısı Metehan Mert Çakır ve gitarist Selim Işık yer aldı.
Müzik yarışmasında Hayrullah Kefoğlu Anadolu Lisesi öğrencileri birincilik ödülünü, Mektebim Okulları Büyükçekmece Güzel Sanatlar Lisesi ikincilik ödülünü, Kırımlı Fazilet Olcay Anadolu Lisesi üçüncülük ödülünü,
Doğuş Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Ahmet N. Ceranoğlu’ndan aldı.

Milli Eğitim Bakanı soruları cevapladı

Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, Mektebim Okulları ev sahipliğinde 123.’sü düzenlenen Bab-ı Ali toplantısına katıldı. Türk eğitim sistemini değerlendirerek eğitimde yapılanma sürecini anlatan Prof. Dr. Nabi Avcı, "10-12 yıldır Türk eğitim sistemini yeniden yapılandırmaya ve yıllarca devam edecek uygulamaların düzenlenmesine çalışıyoruz. Bunu yapmaya çalıştığımız için de sık sık eğitimi yazboz tahtasına çevirmekle suçlanıyoruz" dedi.
TEOG, İmam Hatip ve Meslek Liseleri, özel okullara verilen teşvikler, 4+4+4 gibi konulara değinen Avcı, sınav ve yerleştirme sistemindeki yeni değişikliklerle ilgili bilgi verdi. Bab-ı Ali Toplantıları, Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı’nın, ev sahipliğini üstlenen Mektebim Okulları Kurucusu Ümit Kalko’ya teşekkür belgesi vermesiyle son buldu.