Sanıklar hep birlikte plan yaptı

Gerekçeli kararda, Sanık Ahmet Suphi Altındöken’in “aracı yolun kenarına tenha bir yere çekerek durdurduğu, böylelikle mağduru hürriyetinden yoksun kıldığı, akabinde maktule nitelikli cinsel saldırıda bulunduğu” bilgisine yer verildi.

Kararda, “Sanık Ahmet Suphi’nin cinsel amaçlı, cebir, tehdit ve hile kullanarak hürriyeti tahdit ile insanların toplu yaşama zorunluluğunda bulunduğu halk otobüsü gibi bir yerin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediği anlaşılmaktadır” denildi.

Kararda sanık Fatih Gökçe’nin de minibüse girdiği belirtilerek, şunlar kaydedildi: “Sanık Gökçe cinsel saldırı suçunu işlemediğini belirtmiş ise de Ahmet Suphi Altındöken ile eskiye dayalı sıkı dostlukları bulunması, başının belada olduğunu duyduktan sonra bir telefonla hemen yardımına gitmesi nazara alındığında, sanık Altındöken’in, Gökçe’ye iftira atması için sebep bulunmadığı, ayrıca olayı haber almasından sonra özellikle maktulün öldürülmesi, bileklerinin kesilmesi ve suç delillerinin gizlenmesindeki gayreti, maktule karşı suç işlemeyen kişinin arkadaşı için yardım olarak değerlendirilememiştir.”

‘Fikir birliği var’

Gerekçeli kararda, sanıklar Fatih Gökçe’nin Ahmet Suphi Altındöken’e “Başladığın işi bitir, öldür, sen kimliğini kızın parmakları arasında bıraktın, seni bulurlar, bileklerini kes” dediği, sanık Altındöken’in de duymasına rağmen karşı davranış göstermediği vurgulandı. Maktulün yakılmasında sanıkların fikir birliğine vardığı bildirildi.