Sansüre herkesten fazla karşıyım

51. Antalya Altın Portakal Film Festivali, cumartesi akşamı yapılacak ödül töreniyle finale yaklaşırken önceki gün ulusal yarışmada Kutluğ Ataman’ın yönettiği, Erzincan’da bir köyde Medine (Nesrin Cavadzade) adlı bir kadının oğluna sünnet düğünü yapma çabalarını konu alan ‘Kuzu’ izleyiciyle buluştu.

‘Vicdan meselesi’
Sansür kriziyle ilgili yönetmenlerin hazırladıkları protesto metnini imzalamayan tek yönetmen olan Ataman’a film sonrası söyleşide konuyla ilgili bir soru yöneltildi. Ataman imzalamama nedenini festival komitesinin sansürcü zihniyete sahip olmadığını düşünmesi olarak açıkladı. Konuyu bir ‘vicdan meselesi’ olarak tanımlayan Ataman, “Sansürden çok çekmiş bir insanım. Hâlâ Türkiye’de gösteremediğim eserlerim var, pornocu bile dediler bu ülkede. Sansüre herkesten daha fazla karşıyım,” dedi. Festivalden sonra sansürün Türkiye çapında tartışılması gerektiğini söyleyen Ataman, konunun çözümünü “darbe anayasasının değiştirilmesi” olarak gösterdi. Önceki gün şehir antropoloğu Aysim Türkmen’in ilk kurmaca uzun metraj filmi ‘Çekmeköy Underground’ da izleyiciyle buluştu.

‘Çekmeköy bir sembol’
Can Sipahi ve Kerem Can’ın rol aldıkları, Çekmeköy’de arabesk rap yapan gençlerin hikayesini konu edinen ve müzikleriyle dikkat çeken filmin yönetmeni Türkmen, “Aslında İstanbul sokaklarında gezmek benim işim. Yeni oluşmuş kentlere gidiyorum. Gecekondu mahallelerinin üzerine siteler oluştu” dedi. Belgesel çekmek yerine kurmaca bir filme yöneldiğini anlatan Türkmen, “Çekmeköy bir sembol. Ama Paris ve Londra’nın gettolarında da benzer filmler çekilebilir. Çekmeköy’de çekemedik, çünkü gecekondu mahallesi biz çekimlere başlayana kadar kalmadı” diye konuştu.
Önceki gün gösterilen ulusal yarışma filmlerinden hem ‘Kuzu’ hem de ‘Çekmeköy Underground’ Antalya izleyicisinin beğenisini kazandı.