Sivas Şehir Hayatından Sıkılıp Geldikleri Sivas'ta Sera Kurdular

Şehir Hayatından Sıkılıp Geldikleri Sivas'ta Sera Kurdular

17.12.2017 - 11:07 | Son Güncellenme:

.

Şehir Hayatından Sıkılıp Geldikleri Sivasta Sera Kurdular

Şehir hayatından sıkılarak İstanbul’dan Sivas’a gelip yerleşen Hüseyin Öter, eşinin isteği üzerine kurduğu seraya eşi Neriman’ın adını verdi. ’Sivas’ta sera olmaz’ diyenlere rağmen kurdukları serada çeşitli ürünler yetiştiren çift hem kendi ihtiyaçlarını karşılayıp hem de ürünleri satarak geçimlerini sağlıyor.
Uzun süre İstanbul’da yaşayan Hüseyin-Neriman Öter çifti, iki çocuklarının da üniversiteyi kazanmasının ardından şehir hayatından sıkılarak 2008 yılında Sivas’a yerleşmeye karar verdi. Sivas’ta Çayboyu Mahallesi’ndeki babadan kalma eve yerleşen çift, hayatlarını burada sürdürmeye başladı. Neriman Öter, 56 yaşındaki eşi Hüseyin Öter’den boş vakitlerini değerlendirmek için bir sera kurmasını istedi. Yakınlarının Sivas’ta sera olmayacağı uyarılarına aldırış etmeyen Hüseyin Öter, 8 bin lira maliyetle eşinin çok istediği serayı babalarından kalma bahçeye kurdu. Eşinin isteğini geri çevirmeyen Hüseyin Öter, seraya da "Neriman’ın Bahçesi" adını verdi. 8 bin liraya kurulan serada fasulye, bezelye, bamya, domates gibi ürünler yetiştiren çift, topladıkları ürünlerle hem kendi ihtiyaçlarını karşılarken hem de satarak para kazanıyor.
Emekli olduktan sonra 2008 yılında Sivas’a geldiklerini belirten Hüseyin Öter, "Burası rahmetli babamdan kalma tarlaydı. Geldik burayı şenlendirdik. Eşim buraya sera yapmak istedi. Ben de buraya sera kurdum. Ufak tefek evin ihtiyaçlarını çıkarıyoruz buradan, artanını da satıyoruz. Yani burada karı-koca güzel bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bu serayı yaklaşık 8 bin liraya mal oldu. Güzel bir şey oldu. Hanım bahçeyle çok uğraşıyordu, ben de ona jest olsun diye Neriman’ın Bahçesi adını verdim" dedi.

"Şehir hayatından sıkıldım"
Uzun yıllar İstanbul’da yaşadıklarını ve şehir hayatından sıkıldıklarını ifade eden Neriman Öter ise, "Çocuklardan sonra şehir yaşantısı sıkıyordu. İstanbul’da dolaşmak, yürümek, spor yapmak çok zordu. Burada her şekilde hareket ediyorum. Rahatım, burası şehre göre çok çok iyi sobada yakıyor olsam da mutluyum. Sorunum olmuyor" diye konuştu.
Eşinden boş vakitlerini değerlendirmek için sera yapmasını istediğini ifade eden Neriman Öter, "Çevremdekiler bunu duyunca ’olmaz’ dediler, yine de biz yaptık. İyi güzel, fasulye topluyorum, bezelye topluyorum. Bu sene bamya ektim, hiç olmazken serada bamya topladım. Yani zevkli, stres atıyorum. Hem kendime faydam var hem çevreme faydam var. ’Allah razı olsun’ diyenler var, onlardan da Allah razı olsun. Mutluyum ben köyümde, isterim herkes gelsin. Burada ’sera olmaz’ dediler. Serada ’kışın ne yetiştireceksin’ dediler. Ben de işte ’serada kışın yetişmese bile en azından ilkbahardan faydalanırım’ dedim. Bu serayı yapmamı isterken eşim de yaptı. Sonra çok uğraştığım için bu seraya ’kendi adımı koyalım’ dedim. Ama önce onlar babalarının adını koyalım dediler. Bende dedim babanıza Allah rahmet eylesin. Gitti ama toprağı bize verdi. Burada uğraşan benim dedim. Hani uğraştığım için ben adımı vermek istedim. Sağolsun o da itiraz etmedi. Benim adımı verdi" şeklinde konuştu.
Neriman Öter, seraya eşinin kendi ismini vermesine bazı erkeklerin tepki göstererek, yadırgadığını da sözlerine ekledi.