Gündem Şehir planlaması kadını eve itiyor

Şehir planlaması kadını eve itiyor

31.03.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Avrupa Sosyalist Parti Kadın Başkanı Zita Gurmai, şehirlerin kadınları eve itmek üzere erkekler tarafından planlandığını söylüyor. Gurmai, bunun değişmesi için kadınların yerel yönetimlerde daha aktif rol alması gerektiğini ifade ediyor.

Şehir planlaması kadını eve itiyor

İstanbul Avcılar’da gerçekleştirilen “Uluslararası Kadın Belediye Başkanları Zirvesi”ne katılan Avrupa Sosyalist Parti Kadın Başkanı Zita Gurmai, sokaklarda var olabilmek için kadınların yerel yönetimde daha fazla yer alması gerektiğini söyledi. Konferans sonrasında Milliyet’e konuşan Gurmai, “Türkiye’ye baktıkça İran’daki son 20 yılı görüyorum. Kadınlar tercihlerinde özgür bırakılmalılar” dedi.

Kadınların özellikle yerel yönetimlerde daha fazla yer almasının uzun vadede etkileri neler olacak?
Öncelikle şunu söylemek lazım ki yerelde daha fazla kadın lider oldukça, daha hızlı yol alınacak. Çünkü kadınların daha fazla sorumlulukları var. Bu nedenle gereksiz tartışmalar, uzun toplantılar kadınlara göre değil. Kadınlar daha hızlı ve daha verimli diyaloglar geliştirerek daha çabuk harekete geçiyor. Bu çok önemli bir etken. Ve kadınlar yerel yönetimlerde daha fazla oldukça şehirler de daha kadın dostu, aile dostu, daha çocuk dostu hale gelecek. Çünkü şehirler erkekler tarafından planlandığı için kadınlar çok zorluklar yaşıyorlar. Erkekler sokaktalar ve kadınları içeri itmeye çalışıyorlar.

Kadınların, erkek yöneticilerin yarattığı bir etkiyle sokaklardan giderek uzaklaştırıldığını mı söylüyorsunuz?
Kadınların sokaktan dışlanması çocukluktan başlıyor. Sanki sokaklar erkek çocuklar içinmiş gibi sadece erkek çocukların aktivitelerine yönelik alanlar açılıyor, kız çocuklar böylece evlere hapsediliyorlar. Onlara sokakta alan açılmayınca evde oyun oynuyorlar. Çocukluktan itibaren hangi cinsiyete ait olduğun öğretiliyor. İleriki yaşlarda da kadınlar bazen sadece sokakta yürüdükleri için ‘yollu’ yaftası yiyorlar. Sokak sadece erkekler içinmiş gibi bir algı var. Erkekler sokakların kendilerine ait olduğunu düşündüklerinde de sokaktaki kadına obje gibi davranıyorlar. Bu algı küçük yaştan itibaren değiştirilmeli.

İlki Avcılar’da düzenlenen ve geleneksel hale getirilmesine karar verilen “Dünya Kadın Belediye Başkanları Zirvesi”ni nasıl yorumluyorsunuz?
Davet edildiğimde kadın hareketini yerel bazda göreceğim için çok heyecanlandım. Şehirler şu anda erkek dostu. Çünkü erkekler tarafından erkekler için inşa ediliyorlar. Kadınlar ve çocuklar, büyük arabalar, büyük inşaatlar tarafından kendi alanlarına itiliyor. Erkekler de kamusal alanın her noktasında kendi alanlarını gösteriyorlar. Misal metroda, otobüste bacaklarını açarak oturmaları... Bu aslında bir tür cinsel tacizdir. Bu nedenlerle kadınlar yerel siyasette daha aktif olmalılar. Bence bu konferans kadınları yüreklendirecek.

Haberin Devamı

‘Türkiye’de gördüğüm 20 yıl önceki İran’

Türkiye’de uzun zamandır ciddi bir sorun olmasına karşın özellikle son dönemde kadına yönelik şiddet ve bu bağlamda kadın hakları gündeme gelmeye başladı. Türkiye’de kadını nasıl yorumluyorsunuz?
Türkiye’de şu anda Atatürk’ün kadınlar için beklentilerine son derece uzağız. Türkiye’de gördüğüm İran’da gördüğümle aynı. İran’da son 20 yıl içinde kadınları örttüler. Her şeyden önce kadınların kendi hayatları konusunda özgür seçim hakları olmalı... Çalışmak mı istiyor, çocuğu mu olsun istiyor; bunlara kadın kendisi karar vermeli.

Eşini öldüren kocaya ‘haksız tahrik’ indirimi

Yargıtay, evden ayrılan kocası tarafından öldürülen kadının cebinden çıkan boşanma davası tebligatını ve otopsisinde cinsel organında çıkan bir bulguyu aldatma işareti sayarak sanığa verilen cezanın, “haksız tahrik”
nedeniyle indirilmesini
istedi

Haberin Devamı

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde, ilk eşi 6 yıl önce ölen 3 çocuk babası Necip Kaplan (63), 6 ay önce evlendiği 2 çocuk annesi Necla Kaplan’ı (42) sokak ortasında bıçaklayarak öldürdü.Müebbet hapse mahkum edilen sanık hakkındaki karar, Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından, “haksız tahrik indirimi yapılması gerektiği” gerekçesiyle bozuldu. Bozma kararında olay tarihinden 20 gün önce evden ayrılan Necip Kaplan’ın eşinin evinin önünde beklediği, Necla Kaplan’ın yeğenin yanında bulunan arkadaşından kendisini durağa bırakmasını istediği, birlikte yürüdükleri sırada sanığın yanlarına gelerek, “Sen benim nikahlı karımsın, benden kaçamazsın” dediği ve kadına hakaret ettiği ifade edildi. Necla Kaplan’ın yeğeninin arkadaşına ‘Sen gidebilirsin’ dediği ve daha sonra tartışan çiftten Necip Kaplan’ın eşini bıçakla öldürdügü anlatıldı.

Boşanma davası ve otopsi
Kararda, sanığın olay yakalama ve üst arama tutanağında maktuleyi, “kendisini aldattığını düşünerek toplum içerisine çıkamaz durumda bıraktığından ve olay nedeniyle sinirlendiğinden bu eylemi gerçekleştirdiğini” söylediğine dikkat çekilerek, “Otopsi raporuna göre de sanığın son 20 gündür maktule ile ayrı yaşamalarına rağmen vajinal sü rüntü örneğinin meni içerdiğine işaret eden, menide yüksek konsantrasyonda bulunan Prostat Spesifik Antijen (PSA) tespit edildiği” belirtildi. Maktulenin üzerinde bulunan eşyalar arasında sanık ile arasındaki boşanma davasına ilişkin tebligat da bulunduğu ifade edildi.
Yargıtay’ın, otopside çıkan PSA değerinin sadece menide ortaya çıktığını kabul etmesine rağmen bazı tetkiklerde PSA değerinin kadınlarla da ölçülebildiği belirtiliyor. (KEMAL GÖKTAŞ Ankara)

Haberin Devamı

Zararlı gelenekler tespit edilmeli

MEB’in TBMM komisyonuna sunmak üzere hazırlattığı rapor kadına karşı şiddetle ilgili eğitimde yapılabilecek önerileri içeriyor. Rapor, geleneksel değerlerin baskın olduğu yerlerde yoğun tedbir alınmasını vurguluyor

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Temel Eğitim Genel Müdürlüğü’ne, “kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik alınacak tedbirlerle” ilgili bir rapor hazırlamasını istedi. TBMM’de kurulan Kadına Karşı Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu’na sunulmak üzere hazırlanan raporda, kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik eğitim programlarında değişiklikler yapıldığı ifade edilirken, öneriler şöyle sıralandı:

Eğitim programlarında nüfus, aile planlaması, üreme sağlığı, cinsellik, kadın sağlığı konularının yer alması, ilköğretim okullarında yurttaşlık ve insan hakları, liselerde demokrasi ve insan hakları derslerinin içinde kız ve erkek çocuklarının eşitlik kavramını benimsemeleri ve katılımcı demokrasi anlayışlarının geliştirilerek kız çocukların da geleneksel rol ve görevler dışına çıkmaları sağlanmalıdır.

Kadına yönelik şiddet konusunda zararlı gelenek ve göreneklerin tespit edilerek buna yönelik tutum ve davranış biçimlerini sağlayıcı eğitim programları hazırlanmalıdır.

RTÜK ve MEB işbirliğiyle uygulanmaya başlanan medya okuryazarlığı dersinin içeriği cinsiyet ayrımcılığı ve kadın-erkek eşitliği temelinde yeniden düzenlenmelidir.

Zorunlu eğitim, okul öncesi eğitimle beraber 13 yıla çıkarılmalıdır.

Özellikle kırsal kesimdeki kız çocuklarının, ileri eğitime katılabilmelerini sağlamak amacıyla her türlü tedbirin alınması, için YİBO’ların çoğaltılması temin edilmelidir. (BAHAR ATAKAN Ankara)