Senad Ok

Senad Ok

senad.ok@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yetenek ve çabukluk, düzen ve fizik gücüne karşı. Maçı izlerken dikkatimi ilk çeken bu oldu.
Arjantin’in hücum gücünü anlatmaya gerek yok. Kulübede Higuain ve Dybala’nın beklediğini söylemem yeterli herhalde. Tek yumuşak karnı; savunma. Bunun için teknik direktör Sampaoli, Biglia ve Mascherano’yu savunmanın önüne yerleştirmiş. Ama çözüm olmadı. İzlanda önde baskı yaptığı zaman tüm dengesi bozuldu. Bu savunmayla kupada bence işleri zor. İleride ise işi bitirecek Messi, Agüero, Di Maria gibi isimler bulunuyor. Bir kere ceza sahası içinde boşluk yakaladılar ve cezayı kestiler.
“İzlanda Duvarı” diye bir ifade var mı bilmiyorum ama olmalı. Bunu çok iyi savunma yaptıkları için söylemiyorum. Etkiye, tepki ve reaksiyon veriyor. Cesur ama gözü kara değil. Bilinçli bir cesaret içinde oynuyor. Arjantin gibi gücü tek bir yerde toplanmış değil, eşit oranlarda dağılmış durumda.
Messi’ye ikili sıkıştırmaları çok iyi yaptılar. Sayısız top kaybetti Messi. Bu da Arjantin’in oyun üstünlüğünü almasına engel oldu. Zaten ceza sahasına giremiyorlar. Bir de dışında kayıplar olması İzlanda’yı oldukça rahatlattı. Arjantin’i adeta kendi ağının içine aldılar belli bölümlerde. Messi durunca sistem çöktü. Topu alan her Arjantinli, mecburen 4-5 kişiyi çalımlamaya kalktıkça İzlanda’nın istediği oyuna dön iş.
Gelelim Messi’ye... Maçın en kötüsüydü. Penaltıyı kaçırdı ama tüm tribünler sanki atmış gibi “Messi, Messi” diye bağırıyordu. “O bir an” için hep oyunda kaldı. “Acaba o an gelecek mi?” diye bekledi herkes ama gelmedi. Arjantin de kupaya kayıpla başladı.