Birinci etap kamp çalışmalarını Almanya'nın Bielefeld kentinde hazırlık maçı oynamadan yapan Beşiktaş, deyim yerindeyse yurda döndü. Yurda döndük diyoruz çünkü ikinci etap kamp çalışmalarının yapıldığı Avusturya'nın, Bad Waltersdorf bölgesinin, bizim İzmir'den farkı yok.
Bu yazıyı yazdığımda hava 34 dereceydi fakat havadaki nem oranını da hesaba katarsak, buralar bildiğin açık hava saunası. Daha önce Avusturya'nın, daha serin olan bölgelerinden Tirol'deki tesislerde kamp yapan Beşiktaş, bu kez cehennem sıcaklarına yakalandı. Antrenman sahaları da, doğal olarak nemli havadan dolayı, bataklığa dönmüş gibiydi.
Fakat bu olumsuz hava belki de Beşiktaş'ın lehine gelişebilecek bir duruma dönüşebilir. Ağustos'un ortasında Mersin deplasmanına gidecek olan Beşiktaş, buradaki kamp ortamına benzer bir ortamla karşılaşacak. Keza İstanbul'daki maçlar da böylesine bir iklim ortamında oynanacak. İkinci etap kamp çalışmalarının ne kadar yararlı geçip geçmeyeceğini ise bizlere zaman gösterecek.
Gelelim takıma... Şenol Güneş'in teknik ve taktik yönünü eleştirmeye hiç gerek yok. Ülkemizin yetiştirdiği uluslararası başarıları olan değerli hocalarımızdan birisidir kendisi. Fakat gördüğüm kadarıyla Ya Beşiktaş Yönetimi, Şenol Güneş'in üzerine çok yük bindirdi ya da Şenol Güneş, Beşiktaş Yönetimi'nden, çok fazla görev talep etti. Ahmet Nur Çebi, artık futbolun tek patronunun Şenol Güneş'in olduğunu söylediği dönemlerde, biz kendisine bir hocaya bu kadar çok görev verilmesinin doğru olup olmadığını sormuştuk. Hatta bu sorumuz bir dost uyarısı gibiydi. Nitekim dediğimiz çıktı. Şenol Güneş, saha dışı faktörlerle sürekli muhatap olmak zorunda kalıyor. Ben Beşiktaş Yönetimi'nin yerinde olsam, Şenol Güneş'in tüm çalışma arzusunu ve enerjisini, takıma harcamasını sağlardım. Eczaneden ilaç alınacak, onu bile neredeyse Şenol Hoca'ya soracaklar. Ben ilk kez böyle bir futbol yapılanması görüyorum. Bütün bu idari işlere bakabilecek, basınla hoca arasında köprü kurabilecek, yine hocayla yönetim arasında koordinasyonu sağlayabilecek bir isim, acil bir şekilde kampa yetiştirilmelidir. Bir ara Gökhan Keskin'in adı geçiyordu bu önemli görev için ama o da diğer isimler gibi yönetim tarafından unutuldu gitti.
Efendim biraz da Ricardo Quaresma'dan bahsetmek gerek. Bir aksilik olmazsa kendisi önümüzdeki saatlerde Viyana'ya inecek. Bu akşam kampa katılarak tekrar takımla birlikte olacak. Ben böylesine bir yıldızın Beşiktaş'a mutlaka katkı sağlayacağına inananlardan birisiyim. Fakat bu geri dönüş, Beşiktaş'ta bazı konuların yeniden gündeme gelmesini sağladı ve sağlamaya da devam edecek. Binlerce taraftarın karşıladığı bu arkadaş, insanların üzerine işemesi ve cinsel organını göstermesiyle suçlanmıştı. Madem Quaresma böyle bir şey yaptı o zaman neden geri alındı? Bunu gündeme getiren yönetici “Malzemecinin üzerine işeyen adamı neden geri aldınız" diye sormaz mı? Hadi diyelim böyle bir hadise yaşanmadı ki ben buna inanmıyorum o zaman Quaresma'ya “Ya sevgili Q7, sana bu iftirayı atan kişilerle yan yana gelecek misin?" diye sormazlar mı sanki? Bence sorarlar... Hem de Quaresma'nın ilk basın toplantısında sorarlar.
