Turizm Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerini takip edenler görmüştür, bu sene Turizm Bakanlığı tanıtıma 48 milyon dolar harcayacak. En çok para sırasıyla Berlin, Londra ve Moskova’daki reklamlara verilecek. Bu alanda bizim harcama yapmamız çok güzel. Hatta belki bu reklamlar biraz yetersiz, daha fazla olması gerekiyor. Ama bu, çağı yakalamış Turizm Bakanlıkları için söylenecek bir söz. Türkiye’de heba olan imkanları görünce yapılan her harcamanın aslında boşa olduğunu görüyoruz. Çünkü Turizm Bakanlığı’mız önüne gelen tüm imkanları har vurup harman savuruyor.
Bunu niçin söylüyoruz? Çünkü Kültür ve Turizm Bakanlığı sosyal medyada neredeyse yok. Adresi @Kultur_Turizm, yani bilmeyenin deneyerek dahi bulamayacağı bir şekilde gormüle edilmiş. Hepi topu 5.300 takipçisi var. Kimseyi takip etmiyor. Evet şaka değil 0 kişiyi takip ediyor. Yabancı muadilleri yazarları ve kültür insanlarını takip ediyor mesela. Düşünmemişler olsun. Ama işin ilginç tarafı her gün 3-5 resmi girdi yapılıyor Twitter ortamına. Bu girdileri yapan kişi devlet memuru olmalı ki hafta sonları asla bir bilgi paylaşmıyor. Hadi ona da tamam. Ben ben oldum kafayı takıp altını üstüne getirdim ama bakanlığın ingilizce sosyal medyasını bulamadım.
Peki dünyanın en çok para harcanan yazılımlarının bulunduğu iOS platformunda ne durumdayız? Turizm yazınca 62 sonuç geliyor. Bunların büyük çoğunluğu otobüs firmalarının uygulamaları. Bir tane üstünde bakanlık logosu olan bir uygulama var ki turizm yazınca 62 site içinde dokuzuncu sırada geliyor, onun da içinde birkaç faydalı bilgi var. En son bu yılın Ağustos ayında güncellenmiş.
Bunlar işin eleştiri tarafı. Peki ne yapabilirdi devletimiz ve hükümetimiz? Bir kere sosyal medyayı anlaması lazımdı. Sosyal medyada kendini her dilde ifade edebilirdi. Türkiye’nin değerleri için ayrı ayrı internet kahramanları yaratabilirdi. Buraya gelmeleri için insanlara çağrı atabilirdi sosyal medyadan elindeki güzel broşür ve araştırmaların resimlerini kullanarak.
Mesela bütün dünyanın çalkalandığı kıyamet dalgasında Şirince için hiçbir adım atılmadı. Oysa biraz neşeli bir ekiple tüm dünyanın buraya gelmesi sağlanabilirdi. 100 bin kişi beklenen Şirince’ye de sadece 4 bin kişi gelmemiş olurdu.
Yapılacak şey çok basit: Şu nereye gideceği belli olmayan 48 milyon doların çok küçük bir kısmını sosyal medyaya aktarın, çok yandaş olmayan, işinin ehli bir ajans tutun. Dünyanın farklı ülkelerindeki insanlara farklı mesajlar verin. Eğer daha az kullanıcıya ulaşırsanız ben de yüz milyonlarca insan gibi yanıldığımı kabul edip kenara geçeceğim.
