"Çocukluk hayalimdi"
"Sertab'ın Müzikali" fikri 25. sanat yılı için özel bir çalışma mıydı?
25. yıl ile müzikalin aslında çok büyük bir bağı yok. Çünkü bu müzikal fikri çocukluğumdan beri içimdeydi. Burada değil de New York’ta doğsaydım, herhâlde Broadway’de bir yerlerde, bir müzikalde söylüyor olurdum. O yüzden bu müzikal, çocukluğumdan kalan bir hayalin gerçekleşmesi. Aslında 3 yıl önce başladık çalışmalara. Hep yıl soruyorlar, Açıkhava’da yeni ne yapacaksın? Her yıl yeni bir şey yapmak çok stresli, saçma zaten. Ürettiğini sürdürülebilir hale getirmek daha değerli. Ben de onun yolculuğuna çıktım. Bir fikirdi, tohumdu, şarkılarla dansı nasıl birleştirebilirim diye düşünmeye başladım. Brechtvari bir şeyler düşünmüştüm veya klipleri sahneye nasıl taşırız diye mesela… Buralardan minik minik başladı; son 3 yılda büyüdü büyüdü büyüdü, buralara geldik ve adını “Sertab’ın Müzikali” koyduk.
Ne tetikledi peki bu fikri şimdi harekete geçirmeyi?
Kendimi zorlamayı seviyorum. Hep tekrar ettiğim, yeni olmayan ya da beni zorlayacak şeyler olmayınca sıkılmaya başlıyorum yaptığım şeyden. Mikrofonu al ve şarkı söyle yetmemeye başladı. Ama maalesef bu coğrafyada show dünyası büyüyebilen, gelişebilen bir endüstri olmadı. Ekonomik zorluklar var, kültürel zorluklar var. Tabii müzik ve dansı birleştirmenin farklı yolları var, mesela Amerikan pop kültüründe dans ve koreografi anlayışı farklı. Onların müziğine çok yakışıyor bence – şarkıcı da dans ediyorsa Madonna gibi olağanüstü showlar izliyorsun. Ama bizim buraların müziğine ben yakıştıramıyorum o tarzı. Danssız bir müzikal olamayacağı için Beyhan Murphy ile oturduk, kurguladık bu şarkıların sözleri nasıl modern dans, contemporary dans ile nasıl birleşir diye. İşte geldiğimiz nokta bu.
Sanki eski bir arkadaşımla yıllar sonra karşılaşmışız ve geçen yıllarda da aramızdan küçük bir parça bile eksilmemiş gibi hissettim gösteriyi izlerken. ‘Sertab Erener’in değil, Sertab’ın müzikaliydi bu benim için. Hepimizin içindeki güçlü ve incelikli kadın, en yakın arkadaşımız olan “Sertab’ın Müzikali”. İsim seçimi de bu doğallıktan mı geliyor peki?
İsim bulmak zor bir şey, İngilizce şarkılar söylediğim bir grubumuz var, 3 yıllık bir grup. O 3 yılda isim bulana kadar göbeğimiz çatladı. Ağabeyim (Serdar Erener) “Sertab’ın Oda Müziği” ismini bulmuştu. Dedim ki o zaman, bu da “Sertab’ın Müzikali” olsun.
Şarkı listesini nasıl belirlediniz, seçerken nelere dikkat ettiniz?
Şarkıları belirlerken "25. yıl" devreye girdi. Beyhan Murphy dedi ki; “Sertab, madem bu yıl böyle bir şeye kalkışıyoruz, gel 25. yılı baz alalım ve prospektif bir yaklaşımla 92’den 2018’e kadarki yelpazenden gidelim.” Sonra onu 90’lar ve 2000’ler olarak ikiye ayırdık. Çünkü 25 yıl; ilk 10 yılı 90’ları anlatıyor, diğer 15 yılı 2000’leri. En sevilen şarkılarımı kendi kor dinleyicime sordum, sonra da kendi yaptığım listeyle karşılaştırdım. Böylece sahnede söylediğim 30’dan fazla şarkıyı bulmuş olduk.