Siyaset Sevakin’in tahsisi First Lady’ler sayesinde

Sevakin’in tahsisi First Lady’ler sayesinde

29.12.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:

Sudan’ın lideri El Beşir’den Sevakin Adası’nın Türkiye’ye tahsisini istediğini söyleyen Erdoğan, “Hele hele bir de orada First Lady’leri devreye sokunca işi sağlama aldık, sağ olsun, o da kabul etti” dedi

Sevakin’in tahsisi First Lady’ler  sayesinde

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sudan’a yaptığı resmi ziyarette Sevakin Adası’nın Türkiye’ye tahsisine ilişkin olarak, “Bize burayı uzun yıllara sarih tahsis ederseniz bu adanın tamamını biz restore edelim. Ülkemden buraya ciddi manada bir turist akını olacağını göreceksiniz ve tarih yeniden ayağa kalkacaktır, dedim. Sağ olsun kabul ettiler. Bir de tabii orada ‘First Lady’ler de araya girince o da kabul etti” dedi.

Haberin Devamı

Sevakin’in tahsisi First Lady’ler  sayesinde

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen “TÜBİTAK Ödül Töreni”ne katıldı. Erdoğan’ın açıklamaları özetle şöyle:

İŞİ SAĞLAMA ALDIK: Sudan, Çad ve Tunus’a yaptığım ziyaretlerde yerinde eserleri görmek suretiyle tabii hem övündüm, iftihar ettim ama oraları Batı’nın yer ile yeksan edişini de görünce bundan dolayı üzüldüm. Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir’e Sevakin Adası’nı restore etme teklifinde bulunduk. ‘Eğer burayı bize şöyle uzun yıllara sari tahsis ederseniz nasıl burada üç tane eseri ele alıp restore ettiysek, bu adanın tamamını biz restore edelim, ülkemden buraya ciddi manada bir turist akını olacağını göreceksiniz ve tarih yeniden ayağa kalkacaktır’ dedim. Sağ olsun kabul ettiler. Hele hele bir de orada First Lady’leri de devreye sokunca işi sağlama aldık, o da kabul etti, ‘Uygun olur’ dedi.

Haberin Devamı

İNANCIMIZI KAYBETTİĞİMİZ İÇİN: Günümüzün ifadesiyle Fatih Sultan Mehmet Han kendi döneminin en büyük aslında Ar-Ge’cisidir. İstanbul sadece silahlı güçle, askeri kuvvetle fethedilmemiştir. İstanbul aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet Han’ın askeri alanlardaki Ar-Ge ve yenilikçi kabiliyeti ile de alınmıştır. Yüzyıllarca sayısız yeniliğe imza atmış bir ecdadın torunları olarak acaba neden bu kadar mevzi kaybettik? Nasıl oldu da bilim ve teknoloji konusunda bu kadar geriye düştük? Son iki asırda yaşadığımız geri kalmışlığı yalnızca maddiyatla, bütçeyle veya insan kaynağıyla açıklamak bana göre hatalı bir yaklaşım. Ben temel sıkıntının zihniyet meselesi olduğunu düşünüyorum. Evet, biz mücadeleyi önce zihinlerimizde ve gönüllerimizde kaybettik. Bu süreçte en büyük hatayı, özgüvenimizi, kendimize olan itimadımızı, başarabileceğimize dair inancımızı törpüleyerek yaptık.

NOBRAN KUŞAKLAR: Okullarda çocuklara senelerce neden yapamayacakları öğretildi. Onlara yeni işler çıkararak sakın başınıza dert açmayın denildi. Öğrencilerden genellikle statükoya boyun eğmeleri istendi. Eğitim öğretim sistemimiz kendinden utanan, tarihinden, kimliğinden, inancından hicap duyan nesiller yetiştirmeye ayarlanmıştı. Bunun neticesi olarak Batı karşısında ezik ilerlemeyi Batı’ya öykünmekte gören, öte yandan kendi değerlerine karşı da nobran kuşaklar yetişti.

Haberin Devamı

PARASI OLANLARI GÖRÜYORUZ: Farabi, Ali Kuşçu, Piri Reis denildiğinde bunu hafife alan, bilimin merkezi olarak sadece Batı’yı gören hastalıklı bir anlayış zihinlere hakim. İnsanı formatlayan bir eğitim-öğretim sistemi içerisinde sürekli umutsuzluk, karamsarlık pompalandı. Başarının sırrı önce yapabileceğine inanmak. Biz bile ilkokula giderken alfabemizde belki çok basit gelecek ama ‘yat yat uyu, uyu uyu yat’, bununla yetiştirildik. Halbuki tam aksi olması gerekirdi. ‘Çalış çalış, oku oku’ denmesi gerekirdi. Benim okuduğum alfabede bu yazıyordu. Başarının anahtarı özgüven sahibi olmak. Kendi kabiliyetlerinin farkına varmaktır. İman varsa Allah’ın izniyle imkan da vardır. En büyük ihtiyacımız para, petrol, elmas ve silah değil başarabileceğimize inanmaktır. Şu anda petrolü olanları görüyoruz, parası olanları da görüyoruz. İnanın, biz onların çok çok önündeyiz, ilerisindeyiz.

Haberin Devamı

DOLARLAR SATIN ALAMADI: Petrol ve para iş halletmiyor. Kudüs meselesinde dolarlar dünyayı satın alamadı. Bu kadar tehdit salladılar, tek tek telefonların başına oturdular, dünyayı aradılar ama sonunda 128 ülke dünya devine ‘Sen benim irademi dolarla satın alamazsın’ dedi ve tersledi.

Rusya’dan ‘Esad’ yanıtı:
‘Terörist’ ifadesinin temeli yok

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad için ‘Devlet terörü estirmiş bir teröristtir’ ifadesini kullanmasının hukuki bir temele oturmadığını söyledi. Zaharova’ya Erdoğan’ın Tunus’ta mevkidaşı El Baci Kaid es Sibsi ile yaptığı ortak basın toplantısında Esad hakkında, “Esed devlet terörü estirmiş bir teröristtir ve Esed’le yürümek imkansızdır” ifadelerini kullanması soruldu. Zaharova soru karşısında, “Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Suriye Devlet Başkanı Esad için ‘terörist’ demesine gelirsek, Suriye, hükümet temsilcileri BM’de bulunan bir ülke, bu temsilciler BM Güvenlik Konseyi’nde Suriye hükümetini temsil ediyor. Dolayısıyla bunun (Erdoğan’ın açıklaması) herhangi bir hukuki temeli yok. Bunlar asılsız açıklamalar. Bunun için herhangi ek bir değerlendirme ya da argümana da gerek yok” ifadelerini kullandı. DIŞ HABERLER SERVİSİ

‘Zehir evin içine girmiş’

İnternet kafeler vardı, şimdi iş ne yazık ki evlerde kurulur hale geldi. Yani zehir evin içerisine girmiş vaziyette. Şimdi bu tehlikeye karşı hocalarımız, anne babaları uyarmak durumunda. Bu tehlikeden kurtulmamız lazım. Bu çok ciddi bir uyuşturucu müptelasıdır. Uyuşturucu müptelası olmaktan gençliğimizi kurtarmamız lazım. Teknolojinin, uyuşturucu müptelası olmaya gençliğimizi sevk etmesi, şu anda en büyük tehlikemiz. Bu noktada çok ciddi adımlar atmamız gerekiyor. Eğer 2 yaşında, hatta hatta daha geri, bakıyorsunuz çocuk elindeki o telefonla nasıl oynuyor, nasıl onun esiri oluyor. Duygular eğer elinizdeki telefonun esiri haline gelmişse bu bizim için çok ciddi bir tehdittir. Buna karşı tavrımızı almamız buna karşı yeni nesilleri yetiştirmemiz lazım.

Haberin Devamı

UZAY ÜSSÜ KURACAĞIZ: Konya, Kocaeli, Bursa, Kayseri ve Elazığ’da bilim merkezleri kurduk. 2018 sonunda Antalya ve Üsküdar da bu halkaya dahil edilecek. İlk milli haberleşme uydusu olacak olan TÜRKSAT-6 A’nın üretimi 2020’de tamamlanacak. Milli yer istasyonu geliştirme projesini 2019 yılında tamamlamayı arzu ediyoruz. Elbette geldiğimiz noktalarla yetinmeyecek, kuracağımız uzay üssüyle kendi uydumuzu da fırlatmanın yolunu arayacağız.

TAKİP VE TAKLİT EDİLEN: 2 ay önce Türkiye’nin otomobili projesinin startı verildi. Bu projenin aşamalarını yakından takip ediyorum. İnşallah hedeflediğimiz şekilde milletimizi senelerdir hayalini kurduğu otomobiliyle buluşturacağız. Taklit eden her zaman bir adım geride olmaya mahkumdur. Bizim artık takip etmekten, taklit etmekten çıkıp öne geçmeye, takip ve taklit edilen olmaya ihtiyacımız var. Bize çizilen sınırları, zihnimize vurulan prangaları parçalayıp, atmamız gerekiyor.

DÖNÜP GELECEK YAZILIMCI OLACAK: Millet, 15 Temmuz gecesi İstiklal Marşı’nı sadece söylemekle kalmadı, bizzat yaşadı. Tankların, topların, F 16’ların karşısına dikildi... Bir tankın altına atıyor, oradan çıkıyor, ondan sonra gelen ikinci tankın altına da kendini atıyor ve oradan da kurtuluyor. Tabii ki yarası vesairesi filan oluyor. Şimdi ben bu genci yurt dışına gönderdim. Dil yapıyor vesaire. İnşallah dönüp gelecek ve yazılımcı olarak da yoluna devam edecek.

Sevakin’in tahsisi First Lady’ler  sayesinde

Ödül alan isimler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından ödül almaya hak kazanan bilim insanlarına ödüllerini takdim etti. TÜBİTAK Bilim Ödülü’ne Temel Bilimler alanında Prof. Dr. Reşat Apak, Doç. Dr. Fatih Ömer İlday, Mühendislik Bilimleri alanında Prof. Dr. Ömer Civelek, Sosyal Bilimler alanında Prof. Dr. Sumru Altuğ layık görüldü. Teşvik ödülleri kategorisinde ise Temel Bilimler alanında Prof. Dr. Şule Erten Ela, Doç. Dr. Filiz Kuralay, Doç. Dr. Önder Metin’i, Mühendislik Bilimleri alanında Prof. Dr. Serkan Eryılmaz, Doç. Dr. Vehbi Çağrı Güngör, Doç. Dr. Tuğba Ölmez Hancı, Doç. Dr. Cem Sevik, Prof. Dr. Ali Rıza Yıldız’ı ve Sosyal Bilimler alanında Doç. Dr. Reşat Bayer, Doç. Dr. Seda Ertaç Güler, Doç. Dr. Ebru Kaya ödül almaya hak kazandı.