Siirt SİİRT'TEKİ ARAŞTIRMACILARDAN 'KENTİN TARİHİ KAYBOLMASIN' ÇAĞRISI

SİİRT'TEKİ ARAŞTIRMACILARDAN 'KENTİN TARİHİ KAYBOLMASIN' ÇAĞRISI

10.04.2014 - 09:49 | Son Güncellenme:

Siirt Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şadi Aydın ile Siirt Araştırma Geliştirme Derneği (ARGE-DER) Başkanı Vehip Emrah, kentteki 'cas' evlerin korunup restore edilmesi için yetkililere çağrıda bulundu.

SİİRTTEKİ ARAŞTIRMACILARDAN KENTİN TARİHİ KAYBOLMASIN ÇAĞRISI

Siirt’in, tarihi cas evleriyle 100 yıl öncesine kadar beyaz bir kent olduğunu belirten Emrah, yazın serin, kışın sıcak tutan Siirt evlerinden ayakta kalanların koruma altına alınması gerektiğini söyledi. Emrah, "Şiir, roman ve hikayelere konu olan Siirt’teki tarihi evler maalesef zamanla bir bir yıkılarak, parmakla sayılabilecek kadar azaldı. Halen ayakta kalan ve 20’ye yakın olduğu tespit edilen bu evlerin turizme kazandırılması için yetkililerin gerekli altyapı çalışmasını yapmayı bekliyoruz. Çünkü bu tarihi yapılar bize bırakılan en büyük değerdir, biz de bu değeri gelecek nesillere miras olarak bırakmazsak tarih bizi yargılar. Tarihi değerlerine sahip çıkmayan bir milletin geleceği de olmaz. Dernek olarak AB kaynaklarından çeşitli projeler geliştirecek öncelikle bu tarihi yapıların tespiti ve korunup restore edilmesi için çalışma yapacağız" dedi.

Haberin Devamı


Siirt evlerinin ‘cas’ denilen beyaz kireçten yapıldığını ifade eden Siirt 56 Ürünü Araştırma Derneği Yönetim Kurulu üyesi Alaattin Güven ise çocukluğunun tarihi Siirt evlerinde geçtiğini kaydetti. Güven, "Genellikle iki veya üç katlı olarak imar edilen bu yapıların iç ve dış yüzeyleri, kullanıldığı kireç taşının ocaklarda ateşle eritilerek cas diye elde edilen kireç taşından yapılıyordu. Bu alçı taşı Siirt’te cas ocaklarında üretiliyordu. Ancak zamanla ustası kalmayan bu ocaklar kapandı. Bu taşlar uzmanları tarafından eritilerek, açılan kuyuların altında yakılan ateşle eritme yöntemiyle elde ediliyordu. O zaman mala ve spatula gibi teknik aletlerden istifade edilmiyordu. Yazlık, kışlık odalar estetik avlular, sefa sürecek teraslar vardı. O dönemde kalorifer olmadığından, saray merkezi yöntemle duvarlar arasında çıkan dumanla ısıtma sistemi yapılıyordu. Halen zamana meydan okurcasına ayakta kalabilen cas evlerin nostalji namına korunarak restore edilmesini bekliyoruz" diye konuştu.

Haberin Devamı


Siirt Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şadi Aydın, tarihi, kültürel ve sosyolojik açıdan çok önemli bir il olan Siirt’in, Nuh tufanından sonra Mezopotamya’da en eski kurulan ve geçmişinin 12 bin yıl öncesine dayanan bir yerleşim alanı olduğunu söyledi. Aydın, yerel turizmin gelişmesi açısında Siirt’in çok önemli bir değeri olan tarihi cas evler üzerinden bir çalışma yürüttüğünü belirterek, "Yapılış itibariyle yukarıya doğru çıktıkça hafif bir daralma gösteren bu tarihi binaların tipik özelliği, bölge illerinde yapılan evlerinden daha farklıdır. Özellikle kullanılan kirecin dayanıklılığı ve rutubete karşı önleyici madde olduğu tespit edildi. Daha önce sayıları fazla olduğunda beyaz kent olarak adlandırılan Siirt’te cas evler, genellikle iki veya üç katlı binadan oluşuyor. Evlere verilen isim, iç ve dış yüzeyine sürülen ve yakınında kurulan ocaklarda eritilen alçı taşı olan castan alıyor. Pencere ve kapıları ise son derece estetik oymalarla süslenirmiş. Halen bu estetik yapıların izlerine rastlamak mümkündür. Cas evlerde bir başka dokunaklı tablo ise, dekorasyonda kullanılan oymalar, tavan ve pencere kenarlarında büyük bir titizlikle yapılan cumbalardır. Dışarıdan baktığınızda düz görünen çatı, içeriden bakıldığında ise daha estetik ve kullanışlı olduğu görülebilir. Bazı odaların tavanları kubbe şeklindedir. Yazın serin kışın sıcak tutan bu evler, bölgenin set geçen iklimine uygun olarak imar edilmiştir. Son dönemde giderek tarihe karışan bu yapıların korunup iç turizme kazandırılması durumunda Siirt, Mardin’den sonra hak ettiği turizm potansiyelini yakalayabileceğine inanıyorum" şeklinde konuştu.
Cas evlerin Siirt’in tarihi olduğunu, bu tarihin kaybolmaması gerektiğini de dile getiren Aydın, bu konuda Siirt Üniversitesi başta olmak üzere ilgili kurum ve çeşitli Sivil Toplum Örgütlerinin bu konuda çalışma yürütmesi gerektiğini sözlerine ekledi.