Dr. Jan Klod Kayuka

Dr. Jan Klod Kayuka

jan.klod@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Depresyon; uzun süre devam eden, çok üzgün, umutsuz, çaresiz ve değersiz hissetme halidir. Gündelik hayatta kolayca kullandığımız bu sözcük, aslında ciddi bir rahatsızlığa işaret eder. Bu ruh hali, kişinin tüm yaşamını etkiler.

Depresyonun kadınlarda görülme oranı yüzde 4-10, erkeklerdeyse yüzde 2-2.5 civarındadır. Hayat boyu risk, kadınlarda yüzde 10-26, erkeklerde yüzde 5-12 oranındadır. Bu şu anlama gelir: Her dört ya da beş kişiden biri, hayatlarının bir bölümünde depresif dönem geçirebilir. Depresyona işsizliğin yüksek oranda görüldüğü bölgeler ve sosyoekonomik seviyenin düşük olduğu yerlerde daha sık rastlanır. Araştırmalara göre, depresyon 21’inci yüzyılda artış eğiliminde ve bunun nedenleri belli değil!

Haberin Devamı

Bu hastalıkta, beyin birçok yönden etkilenmiştir. Beynin olumlu duygularını yöneten alanı (eğlence, aşk, mutluluk) baskılar ve olumsuz duyguları yöneten bölgeyi (kızgınlık, gerginlik, kıskançlık, utanç) uyarır. Diğer bir deyişle, depresyondayken, sadece hayatın eğlenceli yönlerini durdurmakla kalmaz, aynı zamanda daha gergin, üzgün ve kötü huylu oluruz.

Stres veya ruhsal zorlanma; gerginlik, huzursuzluk, yorgunluk ve depresyon gibi birçok psikolojik sorunla ilgilidir. Herkesin stresle başa çıkma yolu farklıdır. Stres altındaki bazı insanlar bunun kaynağını çok rahat bulabilirken, bir kısmı da olumsuz durumdan sıyrılamaz. Depresyon, büyük olasılıkla uzun dönem streslerle ilişkilidir.

Bu belirtiler görülür

- Hayattan ve hobilerden zevk almama

- Gençlerde duygu değişiklikleri

- Sürekli üzgün hissetmek ve çökkünlük hali

- Çok ya da az uyuma, gece sık sık uyanma

- Motive olamamak, dikkatin çabuk dağılması

- Huzursuzluk

- Kendini işe yaramaz, değeri olmayan biri olarak görme

- İntiharı ve ölmeyi düşünme

- Cinsel isteksizlik

- Karamsarlık

- Yaptıklarından kendini sorumlu tutma

Yukarıdaki belirtilerin hepsinin olması şart değildir, bir kısmının bulunması da yeterlidir. Fakat bu belirtilerin en az 10-15 gün boyunca var olması gerekir. Çocuklarda bu belirtilerin yanı sıra, dikkat çekici bazı özellikler de bulunur.

Haberin Devamı

Okul yaşamı olumsuz etkilenir. Sinirli olur ve arkadaşlarından uzaklaşmaya başlar. Sessiz ve yalnız kalmak ister, odasına kapanır. Madde kullanımına eğilim artar. Kendisine zarar verecek arkadaşlarla takılmaya başlar. Ders çalışmak istemez. Depresyonun sindirim sistemi hastalıkları, kas ve baş ağrıları, kalp rahatsızlıkları ve yorgunluk gibi fiziksel belirtileri de bulunur.

Farklı tipleri olabilir

Her depresyon aynı değildir. Distimi olarak da bilinen kronik depresyon ve majör depresyon, en sık görülen çeşitleridir. Kendine özgü bulguları ve tedavi biçimleri vardır.

Kronik depresyon: Genç yaşlarda başlar ve uzun süre devam eder. Tanının konabilmesi için kişinin en az iki yıl veya daha fazla süredir, hafif veya orta düzeyde depresyon yaşıyor olması beklenir. Başkaları için yaşama, aşırı sorumluluk, nedensiz suçluluk duygularına eşlik eden yorgunluk, isteksizlik ve iştahla uyku bozuklukları görülür.

Bipolar depresyon: Duygu durumunda savrulmalar vardır. Bir dönem aşırı enerji artışı, coşku ve heyecan dolu manik halini, ağır depresyon izler.

Haberin Devamı

Mevsimsel depresyon: Genellikle kışın ortaya çıkar ve diğer mevsimlerde kişi kendini daha iyi hisseder.

Doğum sonrası depresyonu: Pek çok anne, doğumu izleyen dönemde, hormonal ve psikolojik değişim nedeniyle hafif depresyon yaşar. Az sayıda kadındaysa depresyon ağır seyreder. Hayaller görme, çıldırma ortaya çıkabilir. Bu durum, kadının iyi bir anne olamayacağı kaygısını tetikler ve tablo daha da ağırlaşabilir.

Atipik depresyon: Bu tip depresyona kadınlarda daha çok rastlanır. Uzun süreli aşırı yeme, uyku, panik atak ve hassasiyetle seyreder. Kol ve bacaklar kurşun gibi ağırlaşmış hissedilir. Sevgili veya eş tarafından terk edilme, iş yerinde yöneticinin kötü muamelesi gibi reddedilme halleri sonrası ortaya çıkar. Çok ağır bir tablo olmamakla beraber, yaşam kalitesini düşürür.

Psikotik özellikler gösteren depresyon: Ağır bir depresyon tablosudur. Hastanın gerçeklik algısı bozulur. Halüsinasyonlar, olmayan sesleri duyma gibi bulgulara rastlanır. İntihar olasılığı yüksektir. Acil tıbbi müdahale gerekir ve intihar riski nedeniyle hastane bakımı önerilir.

Majör depresyon: Ciddi tıbbi tablodur. Hemen her yaşta görülebilmekle birlikte ortalama başlangıç yaşı 32 olup, kadınlarda erkeklere oranla daha sık rastlanır. Ağır bir depresif ruh hali, hayattan zevk almama, ciddi uyku ve iştah bozuklukları gözlenir. Her şey anlamsız görünür. Banyo yapmak, giysilerine özen göstermek gibi öz bakım çabalarından kaçınma olabilir.

Hastaların yüzde 10-15’i intihar edebildiği için, majör depresyonlu hasta yakından takip edilmeli. Tıbbi müdahale zorunludur.

Tedavi seçenekleri

Depresyon tedavisi psikiyatri uzmanları tarafından takip edilmeli. Araştırmalara göre, çoğu hastada tek başına antidepresan kullanımından ziyade, ilaç ve psikoterapinin birlikte tercih edilmesi daha iyi sonuçlar veriyor. Tedavi yöntemleri arasında şunlar var:

1-Antidepresan ilaçlar
2-Değişik psikoterapi yöntemleri
3-Grup terapileri
4-Elektro şok tedavisi

Majör tetikleyiciler

- Ölüm, boşanma ve ayrılık nedeniyle sevdiğini kaybetmenin üzüntüsü
- Sosyal izolasyona yol açan kişiler arası farklar veya mahrumiyet hissi
- Büyük yaşamsal değişiklikler (taşınma, mezuniyet, emeklilik)
- Partnerle veya iş yerindeki yöneticiyle ilişkilerde çatışma
- Fiziksel, seksüel veya duygusal istismar