Silahı ve kılıcı yağmalattığı sarayda sergilenecek

31 Mart İsyanı’nı bastırmak üzere Selanik’ten yola çıkan Hareket Ordusu görev dağılımını Halkalı’daki karargâhta yapmıştı. Kurmay Binbaşı Enver Bey’in vazifesi de emrindeki ‘Sol kol’ ile Taksim ve Taşkışla civarını kontrol altına almaktı. Manastır ve Resneli gönüllülerin yanı sıra Bulgar çetecilerden Sandanski ve Paneçi de çeteleriyle Enver Bey’in emrindeydi.
Hareket Ordusu 24 Nisan 1909 sabahı İstanbul’a girdi. Enver Bey’in birliği Taksim civarına geldi ve Taşkışla’daki isyancılarla çatışmaya başladı. Tek ciddi direniş noktası burasıydı. Kışladaki isyancıların birçoğu öldürüldü, bir kısmı kaçtı, bazıları da teslim oldu. Hareket Ordusu kumandanı Mahmut Şevket Paşa, harekât planlarında bir noktayı eksik bırakmıştı: Yıldız Sarayı… Sultan Abdülhamit’in karargâhı…
Sarayı kimin işgal edeceği meçhul bırakılmıştı. Zira Mahmut Şevket Paşa bu mühim görevi kendine ayırmıştı. Saraya kendisi gidecek, belki de tahttan indirildiğini, Sultana kendisi bildirecekti… Harbiye Mektebi’nde bir toplantı yaparak Yıldız Sarayı için planlarını açıklayacaktı. Ancak plan yapan başka biri daha vardı: İttihat Terakki’nin kudretli ismi Binbaşı Enver Bey…

Sarayı işgal etti
Enver Bey, Mahmut Şevket Paşa’nın toplantısını haber alır almaz, Taksim civarındaki birliklerini Maçka’ya yığdı. 25 Nisan Pazar günü öğleden sonra Enver Bey’in birlikleri Yıldız Sarayı’nı kuşatmıştı. Sultan Abdülhamit çatışma istemiyordu. Kimse mukavemet etmeyecekti. Enver Bey’in askerleri direnişle karşılaşmadan saraya girdiler. Askerler rastladıkları saray erkânını tutukladı. Sandanski ve Paneçi’nin adamları doğrudan mabeyn dairesine yöneldiler. Koltuk ve kanepeleri kasaturalarıyla yırtmaya, eşyaları kırıp dökmeye başladılar. Bu hareketler bir süre sonra yağmaya dönüştü. Pek çok kıymetli eşya kapanın elinde kaldı. Bu olaylar ‘Yıldız Yağması’ olarak tarihteki yerini aldı.

İktidarı ele geçirdi
Sultan tahttan indirildikten sonra Binbaşı Enver Bey’in kudreti gittikçe arttı. Meşhur Babıâli baskını ile İttihat Terakki adına iktidarı ele geçirdi. Bir zaman sonra İttihat Terakki’nin en güçlü ismi oldu. Padişah vekili olarak 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusu’na kumanda etti. 4 yıllık savaşın sonunda bir Alman denizaltısıyla yurtdışına kaçtı. Ruslara karşı ihtilal planladığı Buhara’da 1922’de şehit edildi. Naaşı 1996’da Türkiye’ye getirildi.
Ailesi ondan kalan 103 parça eşyayı satışa çıkarmıştı. Birçok devlet adamından gelen kıymetli hediyelerin haraç mezat satılmasına Milli Savunma Bakanlığı’nın gönlü razı olmadı. Silah, dürbün, kılıç ve kıymetli evrakların bulunduğu bu eşyalar devlet adına satın alındı. Bir kısmı Harbiye’deki Askeri Müze’de sergilenecek. Tüfeği ve kılıcının da bulunduğu 60’a yakın eşya ise 106 yıl önce Bulgar çeteleriyle birlikte işgal ettiği Yıldız Sarayı’nda…
Tarihin cilvesi bu olsa gerek…