Gündem Sincar hayalet kente dönüştü

Sincar hayalet kente dönüştü

25.07.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Türkmenlere yardım götüren ekibin lideri Yaman, aşırı sıcaklar ve susuzlukla birlikte salgın tehlikesinin arttığını söyledi. Yaman, “Türkmenler oldukça kötü durumda” dedi

Sincar hayalet kente dönüştü

Terör örgütü IŞİD militanlarının Irak’ın Musul kentini işgal etmesiyle başlayan ve tüm ülkeye yayılan çatışmalardan en çok etkilenenler Türkmenler oldu. Musul, Kerkük, Telafer, Tuzhurmatu gibi şehirlerden kaçan binlerce Türkmen, peşmergelerin yaşadığı bölgelere sığınmak zorunda kaldı. Son olarak Telafer’in 40 kilometre batısında bulunan Sincar’daki 30 binden fazla Türkmen’in IŞİD tehdidi nedeniyle Necef, Kerbela ve Bağdat’a kaçtığı öğrenildi.
Türkmenlerin durumuna kayıtsız kalmayan Türk Kızılayı ise 20 Haziran’dan bugüne kadar Sincar’a 21, Dohuk’a 9, Erbil’e ise 16 TIR su, bebek maması, bisküvi ve insani yardım malzemesi ile 8 kişilik yardım ekibini gönderdi. Bayramı ailelerinden uzakta Türkmenler’e yardım için geçirecek olan Türk Kızılay ekibi, Sincar halkının bölgeyi boşaltmasından sonra Erbil’e geçererek yardım çalışmalarına başladı.

İhtiyaçlar karşılanamıyor
Irak’ta bulunan Kızılay ekibinin başkanı Metin Yaman, “Mesai mefhumu olmaksızın çalışıyoruz. Sincar’daki Türkmenler’in tamamı Necef, Bağdat ve Kerbela’ya gitti. Sincar hayalet kente döndü. Hava sıcaklığının gündüz saatlerinde 60 dereceyi bulması hayat şartlarını oldukça olumsuz etkiliyor. Irak’taki Türkmenler oldukça kötü durumda. Birçok bölgede susuzluk, açlık, barınma ve sağlık ihtiyaçları karşılanamıyor” dedi.

‘Salgın riski var’
Yaman, “Bayram’ı ailemizden uzakta geçirecek olsak bile insanlara yardım eli uzatmak bizi mutlu ediyor” diyerek bölgede yaşananları şöyle dile getirdi: “Ailelerimizi çok özledik ama buradaki soydaşlarımıza yardım etmek zorundayız. IŞİD tehdidinden dolayı Irak Türkmenleri ya Kürt bölgelerine ya da Şii Araplar’ın yaşadığı kentlere kaçtı.
Erbil ve Dohuk’ta çok sayıda Türkmen olduğunu biliyoruz. En büyük sıkıntı elektrik ve suyun olmayışı. İnsanlar kuyu suyundan ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyor ama kuyu suları hijyen değil. Olası bir salgın hastalık riski bulunuyor. Türkmen kardeşlerimize Türkiye’den getirdiğimiz suları dağıtıyoruz. Elektrik ise jenaratörlerden kısa süreliğine sağlanabiliyor. 8 erkek personel aynı evde kalıyoruz. Hepimiz evliyiz ve ailelerimizi çok özledik ama Irak ikinci evimiz Türkmenler de kardeşimiz oldu.”