Siyaset 20 yıl önce 20 yıl sonra

20 yıl önce 20 yıl sonra

11.12.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

20 yıl önce 20 yıl sonra

20 yıl önce 20 yıl sonra

       ZAMAN, birçok şey gibi kurumsal tavırların da değişmesine yol açıyor. Bunun en son örneği, hükümeti kurmakla görevlendirilen DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'le Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) yakınlaşması.
       20 yıl önce gazetelere verdiği boy boy ilanlarla tartışmalı hale getirdiği CHP'nin iktidardan düşmesine yol açan TÜSİAD, Ecevit'in bugün gündeme gelen başbakanlığına tam destek veriyor. TÜSİAD Başkanı Muharrem Kayhan başta olmak üzere iş dünyasının önemli kuruluşlarının patronları, Ecevit'in başbakanlığına `en iyi seçenek' yorumunu yaptı.
       TÜSİAD'ın 20 yıl önceki başkanı İşadamı Feyyaz Berker, Ecevit'in başbakan olduğu dönemle ilgili olarak "İlanları verdiğimiz yıl, Türkiye'de `dövizini kendin bul' deniliyordu. Ekonomi yönetiminde katı bir devletçilik rüzgarı esiyordu. Biz o dönem liberal ekonomiyi, özgürlükleri ve demokrasiyi savunan ilanlar verdik. İlanların içeriği buydu. O dönem Ecevit devletçiydi. Ecevit'e devletçi politikaları nedeniyle karşıydık" dedi.

       Berker, TÜSİAD'ın bugünkü yaklaşımını da şöyle açıkladı: "Bugün, çoğu partide olduğu gibi Ecevit de değişti. Dünyada yeni bir sol rüzgarı var. Yine sosyal politikalara önem veriliyor, ama liberal politikalar da göz ardı edilmiyor. Bugün Ecevit'e duyduğumuz sempatinin başında, ekonomik anlamda bu değişim ön sırada yer alıyor. Kendisi sosyal politikalarıyla takdire şayandır ki, yine sosyal politikalara önem veriyor.
       Zaten bu süreçte bu tip ağırlığa da ihtiyaç var. O yüzden bugün olası bir iktidar sürecinde Ecevit'e sıcak bakıyoruz. Yalnız şunu da belirteyim ki, ilanları verdiğimiz gün dahi, Ecevit'in kişiliği, insani yönüyle hiçbir problemimiz yoktu. Her yönden takdir ettik, ancak o dönemde ekonomik politikalarını onaylamıyorduk."

       Ecevit'in genel başkanı olduğu 20 yıl öncesinin CHP'sinde de etkin politikacı olan CHP İstanbul Milletvekili Ali Topuz, zaman içinde koşullar ve dengelerle birlikte insanların da değiştiğini ifade etti. Topuz, bu değişimlerin bazılarının olumlu, bazılarının ise "Ecevit örneğinde olduğu gibi" olumsuz olduğunu ifade etti. Topuz, işveren dünyasının azınlık modelini desteklemesinin arkasında bir çıkar beklentisinin yattığını dile getirirken şunları söyledi:
       "Bu çevrelerin amaçları, yaşanan ekonomik bunalım ortamında beklentilerini kolayca yaptıracakları bir başbakan ve hükümet oluşturmak. İşte bu nedenle ülke gerçekleriyle hiç bağdaşmamasına rağmen Ecevit'in azınlık modeline destek veriyorlar. Dengelerin pamuk ipliğine bağlı olduğu böyle bir ortamda bir azınlık hükümeti iş çevrelerinin ve medya dünyasının ihtiyaç ve taleplerini karşılayabilecekleri en uygun modeldir."
       CHP'nin 20 yıl önce çok güçlü bir örgüt yapısı olduğuna da işaret eden Topuz şöyle devam etti:
       "Ecevit, 20 yıl önce iş aleminin bu tür beklenti ve taleplerine direnebiliyordu. Ancak şimdi başında olduğu partinin örgütsel bir gücü ve direnci olmadığından ve siyasal yaşam defterini başbakanlıkla kapatabilmek için tam teslimiyetçi bir çizgiye geldi. Bugünkü durumu en iyi izah edecek kavram, teslimiyetçiliktir. Burada denilebilir ki `Ecevit'e sadece iş dünyası değil, emek dünyası temsilcileri de desteklerini açıkladı.' Bu soruya verilecek en güzel yanıt, sivil toplum örgütlerinin bu temsilcilerinin temsil ettikleri kesimlerden olağanüstü bir biçimde kopmuş oldukları. Bu kişiler artık temsil ettikleri toplum kesimlerin temsilcisi değil."