TBMM Genel Kurulu, Ak Parti’nin çağrısı üzerine dün TBMM Başkanvekili Koray Aydın başkanlığında olağanüstü toplandı. Aydın, geçici bakanları milletvekilini yemini etmek üzere kürsüye davet etmeye hazırlandığı sırada söz isteyen CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “CHP olarak, bugün yemin etmek için kürsüye çağırılacak 11 bakandan 8’inin bağımsızlığıyla ilgili ciddi anayasal ihlal olduğu gerekçesiyle bu işlemin başlatılamayacağını düşünüyoruz. Eğer işleme devam etme yönünde bir kararınız varsa bir usul tartışması talep ediyoruz” dedi.
Usul tartışması
Aydın, “Kürsüye çağırmama gibi yetkinin Başkanlığımızda olmadığını düşünüyorum” sözlerine rağmen usul tartışmasını açtı. Özel, “Vecdi Gönül, Ayşen Gürcan, Ali Rıza Alaboyun, Kutbettin Arzu, Ahmet Erdem, Cenap Aşçı, Yalçın Topçu ve Selami Altınok’un AK Parti’li olduklarını, bir gün öncesine kadar partide siyaset yapmış olmalarına rağmen gece istifa dilekçesi vererek hülle yoluyla bağımsız durumuna geldiklerini” savundu. Özel, “Bağımsızlığı şüpheli 8 arkadaş yerine gerçekten bağımsız adayların gösterilmesi için işlemin burada durdurulmasını talep ediyoruz. Eğer yemin edeceklerse önce buraya gelip AKP’li olmadıklarına dair yemin etmelerini talep ediyoruz” dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Doğan Kubat, “Siyasi partiyle üyelik bağı hukuken koptuktan sonra atanmasına mani durum yoktur. Partiye üye olmak Katolik nikahı kıymak değildir, insan istediği zaman ayrılır. Önemli olan iradedir, bazı partiler dilekçe almayıp süründürebilir” dedi.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de şunları kaydetti: “TÜRGEV yönetiminde görev almış olan bir sayın milletvekili şu anda tarafsız ve bağımsız bakan olarak bu sıralarda oturuyor. Milli Savunma Bakanı olarak, AKP’de görev yapmış olan bir sayın bakan tarafsız ve bağımsız olarak bugün bu sıralarda; halkın aklıyla, zekasıyla alay eder şekilde burada oturuyor.
‘Üyelere güvenmiyoruz’
Bir gün öncesinden, bir hafta öncesinden AKP’li kimliğinden istifa ettirerek buraya tarafsız ve bağımsız olarak getirmiş olduğunuz kabine üyelerine dair hiçbir güvenimiz yoktur. Açık bir şekilde, onların tamamı taraflı ve bağımlı olan AKP’nin kabine üyeleridir.” MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise geçici Bakanlar Kurulu’na işaret ederek, “Bu heyette Ak Parti ile HDP’nin siyasi iradesi bulunmaktadır. Bu, AKP’nin seçim kampanyasıdır. Anayasa’nın lafzına ve ruhuna uygun bir heyet de söz konusu değildir” dedi.
Aydın, “Geçici Bakanlar Kurulu üyelerinden bazılarını ant içmek üzere kürsüye çağırmama gibi bir yetkinin başkanlığımızda olmadığını düşünüyorum” yönündeki tutumunda değişiklik olmadığını söyledi. Bunun üzerine Özel, “İç Tüzük’ün 63. maddesine göre tutumunuz hakkında oya başvurmanızı talep ediyorum” dedi. Bu sırada Kubat, Aydın’a seslenerek, “Bu mecburi hüküm değil” yorumunu yaptı. Aydın ise “Bugüne kadar çok kullanılan uygulama değil ama uygulanmasını engelleyen herhangi engel de yok. Ben de gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Aydın, bu hükmü uygulayan nadir Meclis Başkanvekilleri arasına girerek usul tartışmasını oylamaya sundu. Oylamada, birleşimi yöneten Meclis Başkanvekili’nin geçici bakanları yemin etmek üzere kürsüye çağırmama yönünde yetkisinin olmadığını Ak Partili vekiller destekledi. CHP, MHP ve HDP’li vekiller ise ‘hayır’ oyu kullandı.
Oylama sonucu katip üyelerin farklı görüşlere sahip olması nedeniyle kriz yaşandı. Katip üyelerin birbirinden farklı sonuçlar söylemesi üzerine bakanların yemin etmesi tehlikeye girdi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Hükümet düştü” yorumunda bulundu. Aydın, sayımı yapan katip üyeler arasında oylar konusunda anlaşmazlık yaşandığını belirterek, oturuma 10 dakika ara verdi. Aydın, Grup Başkanvekillerini toplantıya çağırdı.
‘Gelin düzeltelim’
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, şoke eden karar üzerine verilen arada MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ve CHP Grup Başkanvekili Levent Gök’ü ikna etmeye çalıştı. “Ülke terör ortamında. Lütfen gelin bu kararı düzeltelim. Bakanların yemin etmesi gerek” dedi.
‘20 vekil oylamaya girmedi’
CHP’li yetkililer, yeni bakanların yemin edip etmeyeceği tartışmalarıyla başlayan TBMM oturumunda, önceki oylamalarda muhalefet oylarının, iktidar oylarından fazla olmasına rağmen,
son tur oylamada bu durumun tersine dönmesinde MHP’nin tutumunun etkili olduğunu ileri sürdü. Kaynaklar, MHP’nin, TBMM Başkanvekili Koray Aydın’ı zor duruma düşürmemek için, 15 ile 20 kadar milletvekilini son tur oylamada TBMM bahçesinde tuttuğu ve Genel Kurul salonuna girmemeleri telkininde bulunduğunu iddia etti. Kaynaklar Meclis bürokrasisinin MHP’li Aydın’a yoğun baskılar yaptığını, bu baskıyı aşabilmek adına böyle bir hamle yapıldığını ifade etti. Öte yandan CHP’den yemin törenine ilişkin oylamalara tamamı mazeretli 14 vekilin katılmadığı öğrenildi.
CHP’li Özel’den darbe eleştirisi
Usul tartışmasında CHP’li Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirmesi ‘darbe’ tartışmasına yol açtı. Özel, “45’inci günün sonunda Hükümetin kurulamaması gibi durum yoktur, Hükümet olsa olsa kurdurulmamıştır. Bu sorumluluk Recep Tayyip Erdoğan’a aittir. Sayın Cumhurbaşkanı eğer kalan 6 günlük sürede Anayasa’nın kendisine vermediği bir hakkı kullanmayıp, yüce Türk milletinin yaptığı görevlendirmeye saygısızlık etmeyip 11.5 milyon CHP seçmenine ve Ak Parti’ye oy vermemiş 25 milyon seçmene saygısızlık etmeseydi, yeni bir göre vlendirme yapar, CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nu yerleşik uygulamalar gereği görevlendirir, ondan sonra eğer bir hükümet kurulamazsa ve süre kalmazsa bu tezkereyi kaleme alabilirdi.” dedi.
Özel’e tepki gösteren Ak Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, “Özgür Bey aynaya baksaydı kimin darbelerle geldiğini, kimin darbelerle bu ülkede iktidar olduğunu çok net görecekti” dedi. Özel de Aydın’a karşılık olarak, “Biz, CHP olarak buraya darbelerle değil, CHP bu Meclise Kurtuluş Savaşı’nı vererek ve Kurtuluş Savaşı’nın sonunda muzaffer olarak gelmiştir. 1980 öncesi çekilmiş filmlere bakın. Hababam Sınıfı’na bakın. Hababam Sınıfı’nda herkes var; Kürtler var, Türkler var, Laz var, Çerkez var; bıyığıyla o dönemin ülkücüleri var, solcuları var. Hababam Sınıfı’nda bir tek sizler yoksunuz çünkü 80 öncesinde çekildi, 1980 darbesinin ürünleri o filmde olamaz” dedi.
‘Masayı kim devirdi’ kavgası
Tezkere görüşmeleri sırasında çözüm süreci konusunda HDP ile Ak parti arasında “Masayı kim devirdi” tartışması yaşandı. HDP’li Mithat Sancar, çözüm masanının hükümet tarafından devrildiğini ileri sürdü. Sancar Filipinler’de sorunu çözmek için bağımsız silah bırakma komisyonunun başkanlığını Türkiye’nin yaptığını belirterek, “Silahların bırakılmasının yolu ve yöntemi var. 2.5 yıl bunun için görüştünüz. Şimdi niye devirdiniz o masayı?” diye sordu. Ak Parti Grup Başkan Vekili Ahmet Aydın ise, “Biz iktidar olarak gücümüzü milletten alıyoruz, sizin gibi PKK’dan, PYD’den almıyoruz. PKK’nın, KCK’nın sözde yöneticileri devrimci halk savaşlarını başlattı” dedi.
Genel Kurul’da ‘kibirli’ tartışması
Tezkere görüşmeleri sırasında CHP grubu adına konuşan CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, “Yarbay Mehmet Alkan, kolektif hafızayı uyandırmıştır. Acılı komutan ne diyordu: ‘Buradaki vatan evladının katili kim? Sebebi kim? Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da şimdi sonuna kadar savaş diyorlar?’ Alkan’dan sonra şimdi elini şehit tabutunun üzerine koymuş olan bu kibirli şahsın fotoğrafına bakın” diyerek Erdoğan’ın fotoğrafını gösterdi.
“Kibirli” ifadesinin Ak Parti sıralarında “kirli” olarak algılanması üzerine tartışmalar yükseldi. Oturuma verilen aranın ardından Çıray, tezkereyi desteklediklerini açıkladı.
CHP’nin RTÜK üyesi Demirdöğen
RTÜK üyesi Ali Öztunç’un CHP’den milletvekili aday adayı olmak için istifa etmesi üzerine dün TBMM Genel Kurulu’nda yeni üye seçimi yapıldı. TBMM’nin dünkü olağanüstü Genel Kurul toplantısında, Öztunç’un istifasıyla boşalan RTÜK üyeliği için seçim gerçekleştirildi. RTÜK üyeliğine, CHP kontenjanından gazeteci İsmet Demirdöğen getirildi. Deneyimli gazeteci İsmet Demirdöğen, CHP Meclis Grubu Basın Danışmanlığı görevinde de bulunuyordu.
245 KABUL 233 RET
Verilen aranın ardından söz alan Doğan Kubat, Genel Kurul’un bağımsız bakanların yeminini engelleyecek yönde karar alamayacağını savundu. Kubat, “Usul tartışmasının oylanmaması gerekiyordu. TBMM Başkanlık Divanı’nı, milletvekili yemini etmeyen bakanlık sıfatını ortadan kaldırıcı tutum alması noktasında anayasal açıdan yetkisi yok” dedi. Kubat, Aydın’ın tutumuna devam etmesi halinde usul tartışması açma talebinde bulunacağını söyledi.
Buna karşılık CHP’li ve HDP’li Grup Başkanvekilleri ellerindeki Anayasa ve Meclis İçtüzüğü kitaplarıyla kürsüye yürüdü. Aydın, “5 dakika daha ara veriyorum. Burada itiraz etmeyin, içeri gelin” diyerek oturuma ikinci kez ara verdi. Aranın ardından Aydın,
yarım kalan oylamayı elektronik cihazla tekrarlayacağını söyledi.
Üye tam sayısı 550 olan Meclis’te oy kullanan milletvekili sayısı ‘556’ olarak belirlenince Aydın 3. kez oturuma ara verdi.
Son oylamada HDP’li Katip Üye Erol Dora, bir ilke imza atarak TBMM Başkanlık Divanı’ndaki koltuğundan Genel Kurul salonuna indi. Dora, milletvekilleri arasında gezerek parmakla tek tek oy sayımı yaptı.
Oylama sonucunda 245 kabul, 233 ret oyu çıktı. Buna göre, Ak Parti çoğunluğuyla Aydın’ın “Geçici Bakanlar Kurulu üyelerinden bazılarını ant içmek üzere kürsüye çağırmama gibi bir yetkinin Başkanlığımızda olmadığını düşünüyorum” görüşü kabul edildi. Ak Parti’li vekiller sonucu alkışlarla karşılarken, aynı yönde oy kullanan CHP, MHP ve HDP’lilere “ittifakınız hayırlı olsun” diye laf attılar.
Suriye Tezkeresi TBMM’den geçti
TBMM, sınır ötesi operasyon yetkisini 1 yıl uzatan hükümet tezkeresine vize verdi. Ak Parti, CHP ve MHP’nin desteği ile kabul edilen tezkereye HDP ‘ret’ oyu verdi
1 Kasım seçimi öncesinde olağanüstü toplanan TBMM, sınırötesi operasyon yetkisini 1 yıl uzatan hükümet tezkeresini TBMM’den geçirdi. Ak Parti, CHP ve MHP’nin desteği ile kabul edilen tezkereye HDP “ret” oyu verdi. CHP’deki “tezkere çatlağı” Genel Kurul’da kendini gösterdi. 20’ye yakın CHP’li vekil oylama öncesi Genel Kurul’dan ayrıldı.
TBMM Başkanvekili Koray Aydın başkanlığında toplanan Genel Kurul’da, Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon yetkisini 1 yıl uzatan tezkerenin görüşmelerine geçilmeden önce HDP’nin talebi üzerine usul tartışması açıldı. HDP müstafi hükümetin TBMM’ye gönderdiği bu tezkerede yeni kabinedeki HDP’li bakanların yetkilerinin gasp edildiğini öne sürdü. Tartışmaların ardından HDP’nin talebi kabul edilmedi. Tartışmaların ardından konuşan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, IŞİD ve PKK terör örgütünün son aylardaki eylemlerinin tezkereyi zorunlu hale getirdiğini belirtirken, çözüm sürecine de vurgu yaptı. Gönül şunları kaydetti:
‘Bin misli cevap’
“Bir yandan terörle mücadele sürerken diğer yandan terörün istismar ettiği alanlarda demokrasinin çıtası yükseltilerek özgürlükler de geliştirilmiştir. 77 milyonu bir ve kardeş bilerek birlikte Türkiye olduğumuzun bilinciyle Millî Birlik ve Kardeşlik Projesi uygulamaya konulmuştur. Demokrasimizi güçlendirmek amacıyla uygulayacağımız çok boyutlu ve kapsamlı tedbirler içeren bu süreç içerisinde lüzumu hâlinde ve caydırıcılık çerçevesinde askerî önlemler alınması terörle mücadelemizdeki bütüncül yaklaşımı tamamlayacaktır.”
Esad ordusu ve IŞİD’e bütün uyarılara rağmen Türk topraklarına yönelik atışlarına cevap verildiğini dile getiren Gönül, “tezkereyle yetki vermeniz hâlinde söz konusu cevaba bin misliyle devam edilecektir” dedi. Gönül, Türkiye’nin mültecilere açık kapı politikası uyguladığını ve 4 milyon Suriyeli’den 2 milyonunu kabul ettiklerini kaydetti.
Kılıçdaroğlu: Katılmayabilirsiniz
CHP’de 20’yi aşkın milletvekilinin tezkereye evet verilmesine yönelik eleştirilerini dillendirmesi üzerine, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresine, “İçinde bulunduğumuz şartlar gereği evet oyu vereceğiz. Ancak, grup kararı almayacağız. Katılmak istemeyen arkadaşlar varsa katılmayabilirler” dediği, ancak hayır oyu kullanılmasını istemediği öğrenildi. Kılıçdaroğlu’na, MYK üyelerine ve grup başkanvekillerine ulaşan bazı milletvekilleri, tezkereye evet oyu verilmesinin hata olduğunu değerlendirdiklerini iletti. Parti kurmayları, CHP’nin 2014 tezkeresine “hayır”, 2015 tezkeresine “evet” oyu vermiş olmasının, partinin bir çelişkisi olarak gösterilemeyeceğini vurguluyor. Parti kurmayları, 2014 tezkeresinin gerekçesinde uzun bir “Esad rejimi” eleştirisi bulunduğunu ancak şimdiki tezkerenin IŞİD üzerine kurulu olduğuna dikkati çekiyor.
