Siyaset Ameliyat masasına olur olmaz yatmayın

Ameliyat masasına olur olmaz yatmayın

20.03.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Prof. Cengiz Kuday: Anestezide binlerce beyin hücresi yok olur. Olur olmaz ameliyatlardan ve anestezi almaktan kaçınmak gerekiyor. Plastik cerrahlar kızacak ama kadınlar güzelleşmek için ameliyat oluyorlar

Ameliyat masasına olur olmaz yatmayın

İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi NöroŞİrürjİ Ana Bilim Dalı BaŞkanı Prof. Dr. Cengiz Kuday: DERYA SAZAK: Tıp Bayramı bu yıl, zorunlu hizmet, ithal doktor ve sağlık sektöründe yaşanan sorunlar nedeniyle buruk kutlandı, doğuya gitmek istemeyen genç meslektaşlarınız tartışma konusu...Türkiye'nin önde gelen beyin cerrahlarından biri olarak, aynı zamanda tarihe merakınızı biliyoruz. Her yıl 18 Mayıs gecesi ösğrencilerinizle siperlerde buluşup Çanakkale şehitlerini anıyorsunuz. Hekimlere karşı günümüzdeki bu sevgisizlik neden? Cumhuriyet kurulurken Merzifon'dan ötede doktorumuz yokmuş. Atatürk'ün büyüklüğü burada ortaya çıkıyor. O imkansızlıklar içinde çocuklara yönelik aşı kampanyası başlatılmış. Bugün 57 tıp fakültesinin olduğu bir zamana geldik. Bu hızlı büyüme bazı düzensizlikleri beraberinde getirmiş olabilir. CENGİZ KUDAY: Zor yetişen insanları kolayca harcıyoruz. Çanakkale bir kahramanlık destanıdır ama aynı zamanda bir trajedidir. Enver Paşa'nın 11 Mayıs'ta Çanakkale cephesinde yaptığı ziyarette 5. Ordu Komutanı Liman von Sanders ile büyük bir taarruz kararlaştırılmıştı. Çoğu gönüllülerden oluşan 2. Tümenle Çanakkale'ye gidenlerin çoğu geri dönemedi. Anzak mevkiinde 18 - 19 Mayıs gecesi yaşanan kıyımın hata olduğunu Sanders de hatıratında yazar. Çoğu eğitimli 9 binden fazla gencimiz şehit olmuştur. 1915'de Çanakkale'deki bu zaiyat nedeniyle 1921'de Tıbbiye mezun verememiştir. 'İthal doktor olayı siyasi' İthal doktor bana fantezi geliyor, dışardan insan getirmeye ihtiyaç yok. Zaten yürümez. Çünkü yasalarımıza göre başka ülkelerde tıp fakültesini bitirmiş kişilerin ülkemizde hekimlik yapmalarının şartları var. Korsan çalışamazsınız. ABD'ye gitseniz bu kural geçerlidir, bazı sınavlardan geçmeniz gerekir. İthal doktor olayını siyasi buluyorum. Bizi yönetenler de biliyordur, söylevle olacak birşey değil. Türkiye'de tıp kalitesi, kendi dalım için söyleyeyim, Avrupa'nın birçok ülkesinden, hatta hepsinden iyidir. Yarıştığımız ülke ABD. Doktor ithal eder duruma nasıl geldik? Yaşargil, dünyadaki beyin cerrahlarının hem idolüdür, hem hocasıdır. Çünkü birçok buluşu nöroşirürjinin temel taşlarını teşkil eder. Hatta kitapları 'İncil' gibidir. Prof. Gazi Yaşargil bir efsane. Eskiden öyle idi ama bugün artık Yaşargil prensipleriyle yetişmiş ve tıp teknolojisinin getirdiği yeniliklerle Türkiye'nin pek çok üniversitesinde hocanın yaptığı ameliyatlar başarıyla gerçekleştiriliyor. Ve başarılı sonuçlar alınıyor. Uzman olduğum yıllarda Türkiye'deki toplam nöroşirüjen sayısı 17 idi. Bugün 1000'e yakın. Öğretim üyesi sayısı bir elin parmağı kadardı.Internet çağında dünyanın her yanından istediğiniz bilgiyi alıyorsunuz. Nöroradyoloji bizimle beraber çalışan bir dal. Beyindeki hastalıkların teşhis ve tedavisinde, anormalliklerin tespitinde nöroradyolojide dünyanın ilk beşinde Cerrahpaşa ve Hacettepe var. Hastalar için Yaşargil'in uçakla ABD'den getirildiği yıllar uzak değil. Başka dalları bilemem ama beyin cerrahisinde birkaç yıl önce dünyadaki ilk 4'e giren yayınlar Türk meslektaşlarımıza aitti. Dünyaya aşağıdan yukarı bakmıyoruz! Mayısta bir kongre yapılacak Anadolu Radyoloji Bölümü diye, hastanın üzerindeki girişimler canlı olarak bütün dünyaya verilecek. Bu dalın şu anda yolun sonuna yaklaşmış bir insanı olarak şunu söylüyorum bu işi çok seviyorum ve dünyaya tekrar gelsem aynı mesleği seçerim. Gece beni 4'te çağırırlar maça gidermiş gibi sevinerek evden çıkarım. Uluslararası yayın endekslerinde üniversitelerimiz alt sıralarda yer alıyor diye eleştiriliyor. İlk 3 saat altın değerinde Hastalıklar arasında öldürücü sırayı kalp, kanser ve Türkçe karşılığı inme dediğimiz "strok" oluşturuyor. Beyin kanamalarında, anevrizma dediğimiz baloncuklar ya da damar tıkanıklarında ilk 3 saat altın zaman. Bilemediniz 6 saat. Bu sürede en yakın hastaneye ulaşmaya çalışırken tam teşekküllü büyük bir merkeze gitmemek tam aksi sonuç doğuruyor, öldürücü olabiliyor. Hasta yakınlarının bilinçli davranması gerekiyor. Üniversite hastanesi olsun diye bir şey söylemiyorum ama nöroanestezisti olacak, röntgen, MR anjiyo ekibi hazır, ameliyathanesine 24 saat her an girebilecek bir yer olmalı. İstanbul'da hostesleri falan olan 153 tane özel hastane var ancak 4 - 5'i geçmez bu merkezler. Son yıllarda beyin kanamaları, felç yada beyin görülen tümörlerde artış var mı? Yılda 200- 250 bin kişi inmeden etkileniyor Böyle yanlış bir intiba var, kliniğim için söylüyorum doluluk oranı yüzde 100'dür. 6 ay sonrasına kadar randevuları olur. Hekim kalitesi bu kadar yüksek, teknolojik donanımları çok iyi de neden insanlar üniversite ve devlet hastanelerine gitmekten ürker? Önce özeller akla gelir... Kanama ve tıkanma acildir. Öncelik kazanır. 6 aya kadar uzaması bu acillerin araya girmesi nedeniyledir. Cerrahpaşa'da kurduğumuz Nörolojik Bilimler Enstitüsü'nde 24 saat açık, 70 hastaya aynı anda bakabiliyoruz. 3 ameliyathanesi var. 7 yılda tamamladık enstitüyü ve çalışmaya başladı, eksikliklerimiz var ama sistemi harekete geçirdik. İstanbul'da bir iki hastane bu hizmeti verebiliyor. Ölümcül vakalar için söylemiyorsunuz ... Son yıllarda oran arttı ABD'de her yıl inmeden 750 bin kişi etkilenir. Türkiye'de bu rakam 200 - 250 bindir. 70 milyon nüfusa bölerseniz aşağı yukarı aynıdır. Bizde sağlıklı istatistikler yapılamadığı için beyin tümöründe de hep ABD'yi veriyoruz. Senede 190 - 200 bin beyin tümörüyle karşılaşırlar. Bizde de bunun üçte biri oranında beyin tümörü görülür. Çernobil'in bunda etkisi nedir bilmiyorum. Son yıllarda bu oran artmıştır. Artışın sebeplerinden biri Çernobil mi yoksa teşhis metotlarımızın gelişmesi mi, tartışılır. Türkiye'de ölüm istatistiklerinde beyin kanaması yada tümörü nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı nedir? Bir damar tıkanıklığı oldu ve beyinde bir bölge devreden çıktı. Etrafında ödem oluyor. Enfarktüs sahası saatler içinde başlar ilerlemeye. Yaptığımız, hasarı oraya hapsetmektir. Zamanında müdahale etmezsek felç kalıcı oluyor. Tutmayı başarırsak biraz zedelenme olsa bile fonksiyonlar eski haline dönüyor. Felç geçiren bir hastada düzelme nasıl oluyor? Doktor gitti ama cihaz yok Tamam gitsinler, gidecekler ama gerekli çalışma şartlarını sağlasınlar. Mesela Hakkâri'ye beyin cerrahı yolladılar tomografi yok anestezist yok o çocuk orada ne yapacak? Gitmesine kimse karşı değil ama gittikleri yerde onların o ortamlarının sağlanması lazım. Çanakkale'yi konuştuk, doktorlar vatanı için canını vermeye hazırdır. 17 Ağustos depreminde bu fedakârlığı gördüm. Korkunç sarsıntıyla uyandık. Depremin nereleri yıktığından habersiz, bu kadar büyük çapta hasar olacağını da tahmin edemezdim, korkudan atlayıp kolunu bacağını kıranlar olmuştur diye taksiyle hastaneye gittim. Sekreterim dahil tıp talebelerinin, hemşirelerin hepsi oradaydı. Yalova'ya gittiler, gece gündüz çalıştılar. Kimse onlara görev vermemişti. 1915'te Çanakkale'de harbe de öyle gitmişler. Yalnız tıbbiyeliler değil, hukuk talebeleri, İstanbul Erkek Lisesi öğrencileri. İstanbulspor'un renkleri onun için sarı siyahtır. Cepheden art arda gelen kara haberler yüzünden, okulun pencere ve duvarlarını siyaha boyarlar. Sarı bina, Çanakkale'de ölen arkadaşlarının hatırasına İstanbul Erkek Lisesi'nin sarı siyah sembolü olur. Doktor açığı konusunda Prof. Türkân Saylan'ın bir çağrısı oldu, doğuya gitmeleri konusunda. Çanakkale'den dönmeyenler için acıklı bir tıbbiye marşı yazmışlar, bir taş plak var fon müziği olarak da opera melodisi kullanmışlar. Bunu Gelibolu filminde dinledim. 18 Mayıs gecesi binlerce gencimizin öldüğü siperler duruyor. Her yıl İstanbul Tıp Fakültesi öğrencileriyle gidip 1915'lileri anıyoruz. Şen şakrak kulağı küpeli öğrencilerin idealizmi neymiş, orada görürsünüz. Bıraksanız Saroz'un karşı kıyısına geçerler. Yurtseverlik genlerinde var. Sabaha karşı hepsi ağlıyor. Anzaklar binlerce mil öteden gelip şafak ayini yapıyorlar. Bizim niye törenimiz olmasın? Üstelik onlar istilacı. Çocuklarımız kendi vatanları için öldüler. Amerikalılar, Vietnam'da ölenler için Arlington mezarlığına anıt yapıp tek tek isimlerini yazmışlar. Çanakkale'de 59 bin şehit vermişiz, bunların kayıtları de Genelkurmay arşivlerinde var. Hepsinin ismi belli. Çanakkale şehitlerinin isimleri bizde anıtlaştırmalıyız. Bunu bir trajediyi anmak için yapmalıyız, hamaset için değil. 'Hamaset için değil' Yaşlılar anestezi sonrası değişebilir Hayır, yenileyemez: Beynin başka yerleri hasarlı bölgenin işlevini üstüne alır. Beyin cerrahisindeki gayemiz hasar olmuş yeri kurtarmak değildir orası devreden çıkmıştır. O hasarın getirdiği etkilerle beynin diğer bölgelerindeki bozukluğa mani olmaktır. Bir tıkanmada beyindeki bir damarda, dakikada 1. 9 milyon hücre ölür. O kadar çok hücremiz var ki bunu karşılayabiliyor. Ancak olur olmaz ameliyatlardan ve anestezi almaktan kaçınmak gerekiyor. Plastik cerrahlar kızacak ama kadınlar güzelleşmek için ameliyat oluyorlar. Anestezide binlerce beyin hücresi yok olur. Yaşlıların rezervi azdır, uzun süren bir ameliyattan sonra uyanan yaşlı bir kimse çok farklı insan olabilir. Beyin kendini yenileyebilen bir organ mı? Aşk kalpte değil, beyinde Leonardo Da Vinci'nin güzel bir sözü var: Diyor ki, insan beyni Tanrı'nın yarattığı en büyük mucizedir. Ve bir mücevher gibi, çok sağlam bir kutu içinde muhafaza altında. Kafatasının içinde. Şairler eskiden beri ruhun kalpte olduğuna inanırlar. Aşkı kalp sembolize eder. Sonradan düşünmüşler bu kalp olamaz, başka bir yer demişler: Beyin. Akıl tabii, hâlâ şuurun nerede olduğu beynin hangi bölgesinde olduğunu bilinmez. Alzheimer gibi hastalıklarda DNA'lar üzerinde yapılan çalışmalar sonucu büyük ilerlemeler kaydediliyor. Tümörlerin gen haritalarına giriyorlar ona göre önlemler alınıyor, yakın gelecekte anne karnında önlemler alınacak.Onların söylediği, önümüzdeki 5 sene içinde gen haritalarının büyük kısmını çözecekler ve tedaviler de ona göre değişecek. Belki bugün yaptığımız bir sürü ameliyatı yapmayacağız. Yaşamın genetik kodları çözülürken, beynin gizemiyle ilgili daha fazla bilgiye sahip misiniz? Bilgisayar beynin hızına yetişemez Beyin yüz milyarlarca hücreden müteşekkildir. 5 yaşındaki bir çocuğun beyninin kapasitesine sahip bir bilgisayar bugünkü teknolojiyle ABD'nin yarısını kaplayacak büyüklükte olur.İnsan beyninin düşünme hızına erişilemez. Bilgisayar evet, hayırı bilir. Ama 'belki'yi bilmez. Beynin gizemini çözmek belki asırlar alacak. Şu anda bir kurşunkalemin ucundaki yer kadarını biliyoruz. Bilgisayar disketi gibi insanı yöneten organ, beyin. Akıl... Her yer aynı önemi haiz değildir. Bazı yerler vardır ki yapılacak bir müdahale veya hasar geri dönüşü olmayan bozukluklar yapar. Ölümcül denecek bazı hasarlarda beyin MR'ına bakarak hastanın ayağa kalkacağını, yürüyüp konuşacağını söyleyebiliyorsunuz. Beynin her bölgesi aynı yaşamsal önemde değil mi? Sigara 'inme'de en büyük neden Var tabii, inmenin en büyük sebeplerinden birisi diyabet, hipertansiyon, kolesterol ve sigara. Sigara içenlerin oranı hastalananlarda çok yüksek. Yani sigara, alkol, uyuşturucu kullananlarda bu olasılık daha yüksek. Tabii ailevi faktörler de var. Damarsal hastalıklarda ırksal özellikler görülüyor. Finlerde ve Japonlarda yüksek. Türk halkının beslenmesi aslında dengeli, Akdeniz rejimi. Bizdeki tencere yemeği, fast food'a göre çok sağlıklı, gerçi artık o da değişiyor. İnme ya da felç dediğiniz öldürücü durumdan korunmanın yolları var mı?