Bazıları fitne çıkarmaya çalıştı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen TOBB 75. Genel Kurulu’nda konuştu. Erdoğan’ın siyaset gündemine ilişkin açıklamaları özetle şöyle:

PATATES, SOĞANI NEYLE İZAH EDECEĞİZ?: Bazı sirk cambazları bir psikolojik olumsuz hava yaratmanın gayreti içinde. Türkiye’yi kur, faiz, enflasyon sarmalına hapsetmek isteyenlere karşı bu zaferi beraber kazanacağız... Seçimin birkaç ay öncesinde geçmişte de olduğu gibi patates, soğan meselesini neyle izah edeceğiz? Bunların hepsi bir siyasi müdahale anlayışı değil midir? Ondan sonra bütün bu patatesin, soğanların hepsinin nasıl çürütüldüğünü, o depolardan, ambarlardan nasıl çıkarılıp çöplüklere götürüldüğünü hep birlikte gördük. Bunlarla ne adına, nereye, ne mesajlar verilmek istendiğini de hep birlikte milli bir mesele olarak görmeliyiz. Son yıllarda maruz kaldığımız tüm saldırılar, şahsımızı değil doğrudan doğruya Türkiye’yi, 82 milyonun tamamını can evinden vurmayı amaçlamaktadır. Ülke ve millet olarak teslim olmayı reddettiğimiz, istiklalimize ve istikbalimize sahip çıkmakta kararlı olduğumuz için bize bedel ödetmeye çalışıyorlar. Bir zamanlar toplu iğne bile üretemeyen bir ülkenin kendi bölgesinde ve dünyada söz sahibi haline gelmeye başlamasının birilerini rahatsız ettiği çok açık.

KUCAKLAŞMADAN KAÇMADIK: Son zamanlarda, “kucaklaşma zamanı” ifadesi moda oldu. Biz hiçbir zaman kucaklaşmadan kaçmadık. İşte onun için “Türkiye İttifakı” dedik, Cumhur İttifakı dedik. Bazıları hemen söyleme amacımızın ne olduğu gayet açık olan Türkiye İttifakı ifademizi, Cumhur İttifakı’nın alternatifi gibi göstererek fitne çıkarma peşine düştü. Halbuki Cumhur İttifakı milletimizin tamamını aynı idealler etrafında buluşturma çabamızın lokomotifidir, sürükleyici gücüdür.

SEN PARTİ DEĞİL MİSİN?: Cumhur İttifakı’nı biz 15 Temmuz gecesi kurşunların, bombaların altında kurduk. O zaman bu ittifaktan kaçanlar 7 Ağustos’ta zorla Yenikapı’ya gelip Yenikapı ruhunu güya kabul ettiğini söyleyenler, ondan sonra Yenikapı ruhunu reddederek ortadan kaçmışlar, terör örgütleriyle kol kola seçimlere girmişlerdir. Dağdan gelen talimatlar neydi? ‘Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, Antalya’da seçime girmeyeceksiniz.’ Sen parti değil misin? Niye girmedin seçime? Kiminle ittifak halinde oldun? Kusura bakmayın terör örgütüyle el ele olanlar bizimle ittifak halinde olamazlar.

TAHRİK UNSURU OLMADIK: Benim dört evladımın, dört Mehmet’imin Berat Gecesi’nde şehit edildiği bir olayda kusura bakmasınlar bizler buralara el bebek gül bebek gidemeyiz. Nereye nasıl gidileceğini çok iyi biliriz. Hiçbir zaman tahrik unsuru olmadık, olmayacağız.

Numaralarını artık çözdük: (ABD’nin Türkiye’ye yönelik yaptırım tehditlerine ilişkin) Yaptırım tehditleri, Türkiye ile ontolojik sorunu olan çevrelerin boş durmayacağını açıkça gösteriyor. Ama artık biz de onların numaralarını çözdük, nasıl tedbir alacağımızı öğrendik. Şifreler çözülmüştür. Bundan sonra artık öyle çok can yakıcı dalgalanmaların ortaya çıkması kolay kolay mümkün değildir.

Aile değerlerinde erozyon yaşanıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki 7. Aile Şûrası’nda konuştu. Erdoğan şu mesajları verdi:

AİLE BAĞLARI ZAYIFLADI: Aileyi dışlayan her adım aile bağlarının zayıflamasına sebep olan her davranış milli ve manevi bünyemize vurulmuş ağır darbedir. Şehir hayatının sonucu olarak aile bağları zayıfladı.İkinci kırılma; teknoloji devrimi ile yaşandı. İnternetin ve modern iletişim araçlarının yaygınlaşması ile beraber beşeri ve sosyal hayatımızda ciddi değişiklikler oldu. Kullandığımız teknoloji bir taraftan hayatımızı kolaylaştırırken diğer taraftan milli bünyemizde çözülmelere yol açıyor. Sosyal medya yaygınlaşması ile aile değerlerinde ciddi erozyonlar yaşanıyor. Mahrem alan kavramı gün geçtikçe anlamını yitiriyor. Geniş aile nasıl ortadan kaldırılmışsa bu yeni dönem de çekirdek aileyi çözüp yıkıyor.

SANCILI SÜREÇ: Nikâh akdinin değersizleştirildiği, evlilik dışı ilişkilerin normal sayıldığı, boşanmanın teşvik edildiği sancılı bir süreçle karşı karşıyayız. Sürekli haz peşinde koşan hedonist ve egoist bir insan tipinin yüceltildiği bu hayat tarzı maalesef etkisini her geçen yıl gösteriyor. Ailede çözülme olursa millet olarak varlığımızın tehlikeye girmesi de kaçınılmazdır.

‘Kadın programları aileyi hiçe sayıyor’

Medya organlarımız kadın programları adına mahremiyeti, ailevi değerleri hiçe sayıyorsa büyük sorun var demektir. Medya organlarını ikaz ediyorum. Reyting kaygısı ile dizilerde çarpık ilişkiler özendiriliyorsa, sosyal medyada çarpık ilişkiler, şiddet özendiriliyorsa devlet adım atar.

İLETİŞİM OBEZİ: Büyüklerimizi her fırsatta ziyaret etmezsek evlatlarımızın da bizi ziyaret etmesini beklememiz gerekir. Kendisi için birilerinin yaptığı gibi yok feministler, yok şunlar bunlar gibi bir zillet kabul etmemeli. Aile fertleri ile daha çok hemhal olamazsak çocuklarımızın iletişim obezi haline dönüşmesini engelleyemeyiz.