Siyaset Bulanık suda kimler parasına para kattı?

Bulanık suda kimler parasına para kattı?

23.09.2011 - 12:42 | Son Güncellenme:

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, yazılı bir açıklama yaparak Standard & Poor’s tarafından alınan not artırım kararını değerlendirdi ve “Bulanık suda kim, ya da kimler balık avlamış ve parasına para katmıştır?” diye sordu.

Bulanık suda kimler parasına para kattı

Öztrak açıklamasında, "Not kararının sabahında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 350 milyon dolarlık döviz satım ihalesine çıkmış ve ihaleye 850 milyon dolarlık teklif gelmiştir. Bu ihalede dolar kuru 1,7966 TL iken iki günde dolar 1,8440 TL’yi görmüştür. Doların iki gündeki getirisi % 2,5’i aşmıştır. Bu ihalede kimler ucuz dövizi almıştır?" dedi.

Faik Öztrak açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Dünya ekonomisi yeni bir çalkantılı döneme girmiştir. Küresel konjonktürdeki bu kırılmanın sinyalleri Temmuz ayından bu yana yoğunlaşmaya başlamıştır. Özellikle bu dönemden itibaren kamuoyuna yaptığımız açıklama ve uyarılarla yaklaşan tehlikeye işaret etmiş ve Türkiye ekonomisinin izlenen yanlış politikalar sonucunda oluşan yüksek cari açık sebebiyle, gelen dalgaya çok kırılgan bir yapıda yakalanacağını defalarca belirtmiştik. Yine bu çerçevede ekonomide kontrollü bir yavaşlamayı sağlayarak cari açıktan kaynaklanabilecek kırılganlıkları azaltacak, bu şekilde gelen şokların büyüme ve istihdam cinsiden kayıplarını en aza indirecek, güven verici bir Orta Vadeli Programın Hükümet tarafından biran önce açıklanması gerektiği uyarısında bulunmuştuk. Ancak Hükümet her küresel şoku küçümseme ve görmezden gelme yaklaşımını bu son dalgada da göstermiş, “bu defaki teğet bile geçmeyecek” söylemi ile durumu idare etmeye çalışmanın ötesine geçmemiştir. Hükümet, Mayıs ayında çıkarılması gereken Orta Vadeli programı Eylül ayının son günlerine gelmemize rağmen çıkaramamıştır. Kaybedilen zaman çok değerlidir ve ekonomide yumuşak ve düzenli bir düzeltme olasılığı çok azalmıştır. Böyle dönemler suların bulandığı ve bulanık suda balık avlamaya çalışanların çoğaldığı günlerdir. Özellikle böyle günlerde ekonomide karar alıcıların ve denetim otoritelerinin milletin menfaatlerini korumak adına daha da uyanık olması gerekmektedir. Bu çerçevede son üç gündür yaşanan gelişmeleri sorgulamak ve kamuoyunun dikkatine sunmak Ana Muhalefet Partisi olarak bizim görevimizdir.

Bu çerçevede 20 Eylül 2011 tarihinde derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s Türkiye’nin sadece yerel para cinsiden kredi notunu artırmasına karşın, piyasalara bu Türkiye’nin kredi notu yatırım yapılabilir ülke statüsüne getirildi şeklinde yansıtılmıştır. Seans devam ederken gelen bu haberin etkisi ile İMKB % 5,1 prim yapmıştır. Ancak seansın kapanışına yakın gerçek durum ortaya çıkmıştır. Ertesi gün piyasalar bekle-gör ile yatay seyretmiş, dün ise İMKB not haberiyle kazandığı değerin tamamını kaybetmiştir. Standard &Poor’s kararının yabancı bir ajans tarafından piyasalara parça parça, yanlış içerik ve zamanlama ile aktarılması neticesinde ortaya çıkan fiyat hareketleri hakkında Sermaye Piyasası Kurulu ve İMKB herhangi bir soruşturma açmış mıdır? Küresel bir çalkantının hemen öncesinde kimler bu haber sonucunda çok elverişli şartlarla borsadan çıkmıştır ve bu kâğıtları satan yatırımcılar bunları ne zaman İMKB’den almıştır? Yine not kararının sabahında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 350 milyon dolarlık döviz satım ihalesine çıkmış ve ihaleye 850 milyon dolarlık teklif gelmiştir. Bu ihalede dolar kuru 1,7966 TL iken iki günde dolar 1,8440 TL’yi görmüştür. Doların iki gündeki getirisi % 2,5’i aşmıştır. Bu ihalede kimler ucuz dövizi almıştır? Bu ucuz dövizi alanlarla, İMKB’de satış yapanlar aynı veya ilgili kurum veya kuruluşlar mıdır? Merkez Bankası 350 milyon dolar gibi çok yüklü bir döviz satım ihalesini, tam da son çalkantılar öncesinde, neden açmıştır? Böyle bir dönemde rezerv satmak yangına bardakla su atmaya benzerken Merkez Bankası döviz satım miktarını neden bu derece yükseltmiştir? Tüm bu sorulara doyurucu bir açıklamanın Hükümet ve yetkili kurumlarca yapılması sorumlu yönetim anlayışının gereğidir. Hükümeti ve yetkili kurumlara sorumluluklarını hatırlatıyor, gerekli açıklamaların biran önce yapılmasını bekliyoruz”