Siyaset Bülent Beyin fiziğine vuruldum

Bülent Beyin fiziğine vuruldum

07.02.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

25 yıldır türbanlı olan Münevver Hanım, üniversiteyi peruk takarak bitirdiğini anlatırken, "Ben böyleyim" dedi Öğretmenlik için tayin beklerken Bülent Arınçın kendisine talip olduğunu söyleyen Münevver Hanım, mesleğini hiç yapamamış

Bülent Beyin  fiziğine vuruldum

Münevver Arınçla dobra dobra Bülent Beyle ne zaman tanıştınız? Kız teknik öğretmen okulundan mezun olduktan sonra ortak arkadaşlarımız vesilesiyle tanıştık. 7 ay nişanlı kaldık, Eylül 1979da evlendik. Hayır. Ben fiziğine vurulmuştum. Eşinizin hitabeti malum. Bülent Ecevit bile takdir etmiş. Tanıştığınızda hitabeti sizi de etkilemiş miydi? Mesleğe hiç başlayamadım. Okul bitince tayin beklerken Bülent Bey talip oldu. Mesleğinizi ne kadar icra ettiniz? Bir anlamda evet. İhtilalden hemen önceki dönemdi. Yine başörtüsü sorunu vardı. Başörtüsüyle ne çalışmak ne de okumak mümkün değildi. Özallı yıllarda biraz rahatlamalar olunca çocuklarım adına sevinmiştim. Kızım imam hatipte çok rahat okumuştu. Üniversiteyi ikinci sınıftan itibaren peruk takarak bitirdi. Kurtarıcınız mı oldu? Bülent Bey dengeli bir insan, bizleri ihmal etmiyor. Ankaraya gelinceye kadar bana pek iş düşmez, o evin bütün ihtiyaçlarını kendisi görürdü. Biz birbirimizi çok iyi anladığımız için bugüne kadar huzursuz ve uyumsuz olmadık. Bülent Arınç gibi aktif bir siyasetçinin eşi olmak zor değil mi? Günlük programını mutlaka bilirim. O yollarda olduğunda ben de hep sıkıntılı olurum. Bir kaza olmasından korkarım.Tarafsız eşim Bülent Bey dışarıda olduğunda meraklanır mısınız? Ben de tarafsız eşim. Manisadayken önce parti için çalışıyorduk, Ankaraya gelince "önce devlet" dedik. Bülent Bey, TBMM Başkanı olarak tarafsız konumda. Siz de öyle misiniz? Kendimde ne duygu ne de düşünce olarak değişik bir şey hissetmedim. Eşim önemli bir görev yapıyor. Ben de onun görevini kolaylaştırmaya çalışıyorum. Birlikte konuşuyor, ne yapmam gerekiyorsa onu yapıyorum. Protokolde cumhuriyetin 2. isminin eşi olarak size yüklenen anlamları nasıl değerlendiriyorsunuz? Protokol temaslarının haricinde bir görüşmemiz olmadı. Hatun der Semra Sezerle diyaloğunuz oldu mu? Okumaz. Bülent Bey size şiir okur mu? Keyfi yerinde olunca bana "hatun" der. Yanımızda başkaları varsa "Münevver" der. Nasıl hitap eder size? Okumayı seviyorum. Ama yazma özelliğimiz yok. Yazıyla aranız nasıl? Doğum gününde, ölüm gününde, onu hatırlatan günlerde hepimiz aslında aynı şeyleri tek tek düşünüyor, kendi kendimize yaşıyoruz. Şu aklımızdan geçenleri yüksek sesle söyleyelim diyorum. Bülent Bey, Fatih denince, bir köşeye çekiliyor, boynunu büküp susuyor. Gözleri doluyor, dalıp gidiyor. Fatihin vefatının üzerinden 7 yıl geçti. Evde Fatihi konuşuyor musunuz? Çocuklar pek gitmek istemiyorlardı o tür ortamlara. Baba protokole alınıyor, çocuklar geride kalıyordu. Babası o gün "Birlikte gidelim mi?" dediğinde, hiç itiraz etmedi Fatih. Manisanın Kırkağaç beldesine bir açılış için gittiler. Komşumuz telefon açtı, "Bir acı haber aldık, Fatih kaza geçirmiş" dedi. Kötü bir şeyler olduğunu anladım. Bir saatlik yolculuktan sonra hastaneye vardık. Hemzemin geçitte tren arabayı ezmiş, vefat etmiş. Bana göstermediler Fatihi. Vefat haberini nasıl aldınız? Daha duygusal olduk. Haberi aldığımda ilk tepkim "kader, takdiri ilahi bu kadarmış" oldu. Bülent Bey de "Avucumun içinden kaydı, tutamadım" diyordu. Ölümüne sebep oldu gibi bir çırpınışı vardı. Bu sözleri Bülent Bey bir daha söylemedi. Çok zor, büyük bir acı. Normale dönmek zaman alıyor. O ölümden sonra ne değişti? Dünürlerimiz, torunumuza Fatih adını vermek istedi, Bülent Bey çok duygulandı, ama istemedi. Mehmet Akif adını verdik. Şimdi 2.5 aylık. Akif hayatımıza renk kattı. İlk torununuza Fatih adı verileceği çok konuşuldu. Benden duygusal Burada çok yoğunuz. Gelen giden çok oluyor. Bunlardan şikâyetçi değilim. Ama Ankara beni günlük siyasetin içine çekmeye çalıştı. Mesela şu protokol tartışmaları. Protokole türbanı sokmak diye bir derdim hiç olmadı. Hak etmediğim eleştirilere maruz kaldık. Yeni kapanmış birisi olsam belki bu eleştirilere hak vereceğim ama 25 yıldır ben böyleyim. Herkesin bir imtihanı vardır, bizim de o günlerde imtihanımız medyayla oldu. Çok üzüldüğüm o günlerde Bülent Beyin siyaseti bırakmasını bile düşündüm. Bülent Bey, gazetelerde adım geçince Asla üzülmemelisin dedi. Ama o benden daha duygusal olduğu için iki kat daha fazla üzülüyordu. Eve güzel haberleri kesip getiriyor, eleştirileri saklıyor. Ankarada kendinizi fazla göz önünde hissediyor musunuz? Eğer şunu kastediyorsanız, ben kendimi hiçbir zaman ikinci sınıf hissetmedim. Üzüntünüzün karşılığı nedir?