Siyaset Çankaya Sofrası’nda Neşet Ertaş türküsü

Çankaya Sofrası’nda Neşet Ertaş türküsü

28.05.2008 - 01:29 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Gül’ün geleneksel “Çankaya Sofrası”nın bu seferki konukları, müzik dünyasından renkli isimlerdi. Cumhurbaşkanı’na türkü söyleyen Neşet Ertaş, “Operamızda bozlak söylenmesini istedim” dedi

Çankaya Sofrası’nda Neşet Ertaş türküsü

Yargı ile hükümet arasındaki gerilimde arabuluculuk rolü üstlenerek sıkıntıyı gidermeye çalışan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dün müzik dünyasından renkli isimlerle siyasetten uzak dakikalar geçirdi.
Gül, “Çankaya Sofrası” etkinliğinde Orhan Gencebay, Mazhar Alanson, Neşet Ertaş, Ahmet Özhan, Zara ile Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen’in sanatsal sıkıntılarını dinlerken, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın Anadolu Bozlağını seslendirmesi gündeme geldi.
Türkiye’ye Eurovision’da birincilik ödülü kazandıran tek isim olan Sertab Erener ise mazeret bildirerek davete katılmadı.
Gül’ün yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen ile Özel Kalem Müdürü Büyükelçi Hüseyin Avni Karslıoğlu’nun ev sahipliğindeki Çankaya Sofrası’nda müzik ve telif hakları konuşuldu.
Köşk’ten ayrılırken soruları yanıtlayan Neşet Ertaş, Orhan Gencebay, Mazhar Alanson ve Zara, davetin keyifli geçtiğini ifade etti.

CSO bozlak seslendirecek
“Müzisyenin olduğu yerde her şey neşeli olur” diyen Ertaş, Cumhurbaşkanı’na, sazını eline alıp “Nerede ne arıyon divane gönlüm... Tanıyabildin mi sendeki seni...” türküsünü söylediğini kaydetti.
Bu türküsüyle insana önce kendisini tanımasını öğütlediğini belirten Ertaş, Devlet Opera ve Balesi ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın Anadolu’ya ait bir Bozlak seslendirmesi konusunda Gül’den söz aldığını açıkladı. Ertaş, “Haberiniz olsun, Reiscumhur adını taşıyan, neydi adı? Reiscumhur Senfoni Orkestrası müziği içinde Bozlak söylenecek” diye konuştu.
Telif hakları konusunda Gül’e bilgi verdiğini kaydeden Gencebay ise 5846 sayılı yasaya rağmen yaşanan durumu anlattığını ifade etti. Gencebay, bozlak konusunda ise “Opera dünyanın en zor sanat dallarından biridir. Kendimize ait operamızda da kendi kültürel değerlerimizin kullanılması için Neşet Ağabeyimizin isteği oldu. Bu da konuşuldu” dedi. Siyaseti hiç konuşmadıklarını belirten Gencebay, “Bizi devletimizin başkanı çağırdı, orada olmak zorunda idik, olmamızdan da mutlu olduk. Elbette zor bir dönemden geçiyoruz ama bunları da atlatacağız ve daha iyi olacağız, inanıyorum. Ben pozitif düşünüyorum, bilen bilir” diye konuştu. Gencebay, Cumhurbaşkanı’nın, eşi Hayrünnisa Gül’ün selam ve sevgilerini de kendilerine ilettiğini belirtti.
Alanson ise “Neşat Ağabey, kulaklarımızın pasını sildi” dedikten sonra yemek mönüsünü çok güzel bulduğunu kaydetti. Alanson, Eurovision’dan hiç bahsedilmediğini de sözlerine ekledi. Alanson’un eşi Biricik Suden de Köşk’e geldi, ancak davetli olmadığı için araç içinde beklemek zorunda kaldı.

Haberin Devamı

Yemekte şarap ikram edildi
Daha önce üç kez düzenlenen Çankaya Sofrası’nın mönüsünde, kabak çiçeği dolması, kıymalı suböreği, patatese sarılı lagos, roka salatası, çikolatalı-frambuazlı muz yer alırken, Türk kahvesi ve şarap olarak Corvus Teneia ile Sarafin Cabernet-Sauvignon ikram edildi.


Gencebay: Telifi konuştuk

Çankaya Sofrası’nda Neşet Ertaş türküsü

Atatürk’ümüzün evinde iki saat süren bir öğle yemeği yedik. Konumuz sanat camiamızın sorunlarıyla ilgiliydi. Telif konusunda çıktığımız yolda hedefimize hâlâ ulaşamadığımızı ve yargımızdan da beklenti içinde olduğumuzu söyledik.  

Neşet Ertaş: Türkü okudum
Cumhurbaşkanımıza, “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) repertuvarında neden opera müziğine benzeyen bozlak eserimiz olmasın” dedim. Bu isteğimi kabul etti. CSO’nun şefi de oradaydı, Cumhurbaşkanımız ‘Hazırlayın, ben de dinlemeye geleceğim’ dedi. Beni de davet etti. 

Ahmet Özhan: Siyaset yoktu
Konumuz sanatla ilgiliydi, düşüncelerimizi ortaya koyduk. Cumhurbaşkanı da rahatladı. Gergin Türkiye gündeminin dışında melodik sohbetle hoşça bir saat yemek yedik. Herkes oradan çok neşeli ayrıldı.

Zara: Gönlüm doydu
Çok samimi ve çok sıcak bir yemekti. Bana yemekte içki ikram edilip edilmediğini soranlar oldu ama ben başka yerdeyim. Benim o yemekte gönlüm doydu. Bu davet beni çok onurlandırdı. 
BİRSEN ALTUNTAŞ