CHP'de Sevigen tartışması

CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen hakkındaki yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak CHP lideri Deniz Baykal ilk kez konuştu.
NTV'de Murat Akgün'ün sorularını yanıtlayan Baykal, büyük istifa baskısıyla karşılaşan Sevigen'i savundu.
Sevigen'e karşı bir linç kampanyası yürütüldüğünü belirten Baykal, "İleri sürülen iddiaların hiçbirinin belgesi yok, kanıtı yok. Bu olayın Şaban Dişli olayı ile bir ilgisi yok. Orada imzası atılmış, kredisi alınmış bir dosya vardı. Burada ise bunlar yok, imar değişikliği yapılmamış, imza atılmamış, hazırlanan protokol imzalanamamış, bu linç kampanyası doğru değildir" dedi.
Sevigen'in böyle bir ticari faaliyete ilgi duymasının dahi doğru olmadığını da söyleyen Baykal, "Böyle bir ticari ilişki kurmaya ilgi duyduğu ortadadır. Sevigen'in böyle bir ilişkiye hazır olduğu ortadadır.
Benim anlayışıma göre de bu ilişki doğru değildir. Devletle ilgili olsa da olmasa da bir ticari ilişkiye girilmesinin doğru olmadığını düşünüyorum. Ama bu bir yolsuzluk değildir. Benim takdirim, kendi yaşamımda da yakınımdakilerin yaşamında da bunun doğru olmadığını düşünürüm. Ama işin bu boyutu ayrıdır, bir linçe soyunulması doğru değildir" dedi.

NEDEN ÖLDÜRDÜĞÜNÜ BİL
"Adamı öldürecekseniz niye öldürdüğünüzü bilin" diyen Baykal, "Bir imar yolsuzluğu, siyasi nüfuz kullanımıyla karşı karşıya değiliz. İmar durumu netleşmiş olan bir arsada alım satım konusunda, tamamen özel hukuk ilişkisi içinde kurulmuş bir ilişki sözkonusu. Arsayı satan mağdur, malını satmak istiyor. Bir ödeme yapmıyor, tam tersine teşekkür ediyor. Arsayı alanla ilişkiye gelince. Alan arsayı alıyor, ama parası yok. Alan birisiyle konuşuyor, bu arada Mehmet Sevigen ile konuşuyor, 200 bin dolar koyarsan karşılığında 1.2 milyon dolar veririm diyor. Ancak böyle bir ticari ilişki kurulmuyor" diye konuştu.

BELGE ÇIKARSA GEREĞİNİ YAPARIZ
Bu olaydan sonra ne yapılacağı konusunun ayrı olduğunu vurgulayan Baykal, şu an için olayları izleme durumunda olduğunu, ortaya çıkacak herhangi bir belge olması halinde gereğini anında yapacaklarını söyledi.
Sevigen hakkında daha önce ortaya atılan çarşaf açılımı sırasında para istediği yolundaki iddiaların doğru olmadığını, bu yolda bulunduğu iddia edilen kasetin de ortaya çıkmadığını savunan Baykal, "Arka arkaya Sevigen ile gelen üç tane iddia var, birinci iddia boşlukta kalmıştır, ikincisi boşlukta kalmıştır, üçüncüsü bir çıkar ilişkisi varmış gibi takdir edilmiştir, ama böyle olmadığı ortaya çıkmıştır. Geçen dönem bir Sefa Sirmen ve Yuvacık Barajı olayı çok konuşuldu. Kaldırın dokunulmazlığını dedik. Kaldırmadılar, ama devamlı kullandılar. Ne oldu, mahkemeye gitti, Sefa Bey beraat etti. Biz eğer bu konudaki baskıyı, talepleri dinlemiş olsaydık Sefa Bey'i bir kenara atmıştık" dedi.

SORUMLULUĞU AL DEDİK

Olayla ilgili olarak sadece iddiaların ortaya atıldığı gün Sevigen ile konuştuğunu belirten CHP Lideri, şöyle devam etti: "Açıklamanı yap, sorumluluğunu üstlen dedik, bundan sonrasında parti yararı işler, kendi anlayışı işler, herkes kendi kararını alır. Ama lincin önüne geçmemiz lazım. İmar yolsuzluğunu bu yaptırttı diye bir iddia var, imar yolsuzluğu yapıldı diye bir iddia var, ikisi de doğru değil.
Dişli olayı ile bunun ayrımını iyi bilmemiz lazım. Kitlesel kampanyalara kendimizi teslim etmemeliyiz.
Bu konuyu ciddi görüşmedim. Sadece olay çıktığı zaman olayla ilgili açıklamasını yapmasını istedim. O bile kamuoyuna doğru düzgün yansımadı. Herkes bir şeyler söyleyebilir, neden söylediklerini de anlıyorum. Ama ne haksızlık yapmak istiyorum ne de partinin ağırlığını azaltmak isterim."

DOĞAN CEZASI BASINI SİNDİRMEK İÇİN

Baykal, DOğan Grubu'na yönelik kesilen 826 milyar liralık vergi cezasının da ülkedeki basının ve muhalefetin susturulması olduğunu savunarak şunları söyledi:
"iktidarın kızdığı bir medya grubunun burnunu sürtmek, muhalefet yapamaz hale getirmek için yapılmış bir harekettir. Olay doğrudan bir rejim sorunudur. Doğrudan demokrasinin var olup olmadığını, demokrasinin nasıl tehlikelerle karşı karşıya olduğunu gösteren muazzam bir iştir.
Demokratik bir ülkede bu tasavvur edilemez.
Kamuoyu yeterince bilmiyor. Bu bir vergi ihtilafı, vergi uyuşmazlığı olarak bile anlaşılmıyor, bir vergi kaçakçılığı iddiasında bulunuluyor. Niye kaçakçılık deniliyor, yatırılmış olan vergiye.
2006 yılında yatırılması gereken verginin 2007'de yatırılması. Satış 2007 Ocak'ta gerçekleşmiş. Satış hisse devriyle gerçekleşir. Yorumdan kaynaklanan bir vergi ziyaı kaçakçılık formatına sokuluyor. Çünkü kaçakçılık olunca hapis cezaları da gündeme geliyor."

CHP'Lİ VEKİLLERDEN SEVİGEN TEPKİSİ

ALİ TOPUZ: "LEKE TEMİZLENMELİ"

CHP İstanbul Milletvekili Ali Topuz, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen’in istifa ettirilmesini istedi.
Hakkındaki iddiaların Sevigen tarafından yalanlanmadığını belirten Topuz “Partimize sürülen leke mutlaka temizlenmelidir. Partimizin Genel Sekreteri Önder Sav, yardımcısı ile ilgili ne düşündüğünü cesaretle açıklamalıdır.
Genel Başkanımız bu olaya el koyarak gereğini yapmalıdır. Genel Sekreter yardımcısı Mehmet Sevigen vakit yitirilmeden istifa ettirilmelidir. İstifa ettirmek yetmez. Mehmet Sevigen, partiden uzaklaştırılmalıdır. Unutulmamalıdır ki hiç kimse çamura ve pisliğe yakın olmak istemez" diye konuştu.

"İSTAFADA GEÇ KALINDI"

Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’den de “Sevigen gereğini yapmalı" açıklaması geldi.
Ağyüz, Meclis’te gazetecilerin soruları üzerine Mehmet Sevigen olayını değerlendirdi. Seçim ortamında her siyasetçinin partisinin menfaatlerini korumak, yanlış yapmamak zorunda olduğunu dile getiren Ağyüz “Etik olmayan davranışlar içinde bulunan milletvekilleri de bu sorumluluğu taşıyarak gereğini kendileri yapmalıdır. Ben istifayı bugüne kadar geç kalmış olarak görüyorum. Bu basının yaptığı görev doğrultusunda da milletvekilleri de çok büyük ölçüde bu konuya tepkili. Ama seçim ortamı içerisinde partimize zarar vermemek için daha fazla konuşmak istemiyoruz. Geç kalmış bir istifa. Bugün ya da yarın gerçekleşmek durumunda kalmalıdır diye düşünüyorum. 29 Mart bizim için çok önemli. Onun için partimize hiçbir zarar verecek davranışta bulunmamak istiyoruz. O bakımdan 29 Mart’a kadar ağzımızı bantladık. Ama bu konuda çok ciddi bir konu olduğu için gereğini muhatabının yapması gerektiğine inandığımı söylemekle yetiniyorum. “diye konuştu.