Siyaset Cumhurbaşkanı Erdoğan: İspatlarsan istifa edeceğim

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İspatlarsan istifa edeceğim

27.03.2017 - 17:49 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsviçre'de büyük bir pankart ve bu pankarta benim resmimi yapmışlar. Şakağıma da silahı dayamışlar. Sen benim şakağıma o pankartta silahı dayasan ne yazar? Biz bu yola kefenimizle çıktık." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İspatlarsan istifa edeceğim

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Büyükçekmece'de toplu açılış töreninde konuştu.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir kaç gün önce İsviçre Parlamentosunun önünde büyük bir pankart ve bu pankarta benim resmimi yapmışlar. Şakağıma da silahı dayamışlar. Sen benim şakağıma o pankartta silahı dayasan ne yazar? 'Erdoğan'ı öldürün' diyor. Ne yazar? Rabbimin bana verdiği ömrü ne bir an ileri ne bir an geri çekmeye sizin gücünüz yetmez. Biz bu yola kefenimizle çıktık. Kefenimizle yürüyoruz. Rabbimin verdiği ömür Allah'ın izniyle devam edecek. Biz, şu kubbede hoş bir seda bırakmaya çalışıyoruz. Biz, bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik." dedi.

Erdoğan, Büyükçekmece'deki toplu açılış töreninde, aralarında Mimar Sinan Kavşağı, TOBB'la iş birliği içinde 200 milyon lirayı aşkın yatırımla inşa edilen Halkalı Gümrük Müdürlüğü Tesislerinin hizmete alındığını, gelecek hafta da TOBB'la iş birliği halinde inşa edilen Hakkari Esendere Gümrük Tesislerinin açılacağını bildirdi.

Haberin Devamı

Erdoğan şunları söyledi:

"Birkaç gün önce İsviçre Parlamentosu'nun önünde büyük bir pankart ve bu pankarta benim resmimi yapmışlar. Şakağıma da silahı dayamışlar. Sen benim şakağıma o pankartta silahı dayasan ne yazar? 'Erdoğan'ı öldürün.' diyor. Ne yazar? Rabbimin bana verdiği ömrü ne bir an ileri ne bir an geri çekmeye sizin gücünüz yetmez. Biz bu yola kefenimizle çıktık, kefenimizle yürüyoruz. Rabbimin verdiği ömür Allah'ın izniyle devam edecek. Biz, şu kubbede hoş bir seda bırakmaya çalışıyoruz. Biz, bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Böyle de devam edeceğiz. İsviçre devleti kimse müdahale edemesin rahatça kinlerini kussunlar diye bunları polisleriyle koruyor, Hollanda, Almanya, Belçika öyle. Nerede kaldı sizin demokrasiniz? Hani insan haklarınız? Bir devletin cumhurbaşkanını gözünüzün önünde açıkça ölümle tehdit edecekler, siz de onlara destek vereceksiniz. Yazıklar olsun size. Bunun adı özgürlük, demokrasi değil, bunun adı düşmanlıktır, husumettir, terör örgütüne alenen yardakçılık yapmaktır. Görünen köy kılavuz istemez."

"Biz, sadece yanlışlara, zulme ve çifte standarda itiraz ediyoruz"

Haberin Devamı

Türkiye'nin terörle mücadelede büyük kayıplar verdiğini, bedeller ödediğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Böyle bir ülke olarak Avrupalıları dostça ikaz ediyoruz, 'Gelin, bu yanlış yoldan bir an önce dönün. Irkçıların, Neonazilerin, eli kanlı katil sürülerinin kuklası olmayın. Bu şekilde davranarak sadece bizim değil, tüm Avrupa'nın, tüm insanlığın geleceğini tehlikeye atıyorsunuz.' Arapların güzel bir sözü var, 'men dakka dukka', yani edersen bulursun. 3 oy uğruna ayaklar altına aldığınız değerlere yarın siz de ihtiyaç duyacaksınız. Bugün Suriye'ye, Irak'a olanın yarın başka yerlerde olmayacağının garantisini kim verebilir? Musul'da, güya kurtarma operasyonu adı altında camilerin, okulların, evlerin bombalanarak masum insanların ellişer, yüzer katledilmesine göz yumanlar, bir gün kendilerinin de merhamete ihtiyaç duyacağını düşünmüyorlar mı? Dün Halep'e sessiz kalanlar yarın İdlip'te de böyle davranırlarsa bir gün feryatlarını duyan kimseyi bulamayacaklarını bilmiyorlar mı? Türkiye'ye karşı sergilenen faşist tavırlar, riyakarlıklar dünyanın gözünde Batı'yı eski karanlık günlerine götürüyor. Yapılan uygulamalar faşistçeyse buna faşizm denilmesinden hiç rahatsız olunmasın. Bunun yerine çıkılsın bu tür rezaletlerin önüne geçilsin. Avrupa'da vatandaşlarımıza ve yabancılara yönelik ırkçılığın yükselişi, mağdurlar kadar zalimler için de alarm zillerinin çaldığının işaretidir."

Haberin Devamı

.

"1990'lı yıllarda çok cumhurbaşkanı başbakan kavgası yaşadık"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir radyo programında yaptığı konuşmayı dinleten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Zaten cumhurbaşkanı ile başbakan kavga etmesin' diye bunu değiştiriyoruz. Sayın Sezer, merhum Ecevit ile aynı ekolden oldukları halde Sezer, Anayasa kitapçığını suratına fırlattı ve oradan çok üzüntülü çıkmıştı Ecevit. İşte 'bu tablolar bir daha olmasın' diye biz bu sistemi değiştiriyoruz. Anladın mı Kılıçdaroğlu? 1960 darbesinden sonraki ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde, bir adayın başına silah dayayarak adaylıktan çekilmesini sağladılar. 1970'li yıllarda cumhurbaşkanı ile başbakan arasındaki genelkurmay başkanı ataması tartışmasının sonu, 1980 darbesine gitti ve Kenan Evren öyle bu ülkenin başına geldi. Yine 1980 darbesinin gerekçelerinden biri de 6 ay boyunca meclisin cumhurbaşkanı seçememiş olmasıydı. 1990'lı yıllar boyunca o kadar çok cumhurbaşkanı, başbakan kavgası yaşadık ki; anlatmakla bitmez."

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle 2001 yılındaki kavganın sonuçlarının çok vahim olduğunu hatırlatarak, bu sıkıntıyı 2007 yılına kadar kendilerinin de çektiğini dile getirdi.

Ülkenin ve milletin selameti için seslerini çıkarmadıklarını ifade eden Erdoğan, "Ama neler çektiğimizi biz biliriz. Eğer son 10 yıldır böyle sorunlar yaşanmıyorsa bunun sebebi sistemin düzelmiş olması değil, bizim kendi içimizdeki uyumdur. Büyükçekmece, Türkiye bir daha 'cumhurbaşkanı, başbakan kavgaları yaşamasın' diye, 16 Nisan'da 'evet' diyor mu? Türkiye bir daha bu yüzden bedeller ödemesin diye 'evet' diyor mu?" şeklinde konuştu.

"Yeni sistemde hükümet mecliste değil sandıkta kuruluyor"

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Otellerde yapılan pazarlıklardan, sürekli bölünen, parçalanan partilere kadar yaşanmadık rezalet kalmadı. Yazık değil mi bu ülkeye? Böylesine sorunlu bir sistemi sürdürmekte inat etmenin kime, ne faydası var. Şimdi yeni sistemde hükümet mecliste değil. Nerede kuruluyor? Sandıkta. Kim kuruyor. Millet, millet. Ya Kılıçdaroğlu anladın mı? Sen kendine güvenemiyorsun, millete güvenemiyorsun. Niçin? Çünkü millet sana iktidar yolu vermeyecek, onun için."

"Cumhurbaşkanı'nın Meclis'i feshetme yetkisi yok"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun iddia ettiğinin aksine yeni anayasa düzenlemesinde Cumhurbaşkanı'nın meclisi feshetme yetkisi bulunmadığını ifade eden Erdoğan şunları söyledi:

"Diyor ki (Kılıçdaroğlu) 'Cumhurbaşkanı'nın Meclis'i feshetme yetkisi var.' Yalan söyleme. Cumhurbaşkanı'nın Meclis'i feshetme yetkisi yok. Ey Kılıçdaroğlu, şu hazırladığımız yasal düzenleme içerisinde çık böyle bir şey varsa bunu ispat et, ben Cumhurbaşkanlığından istifa edeceğim. Ama o da kalkıp şu CHP'den ayrılsın ki CHP de bundan kurtulsun. Edemez. Biz dürüstüz bunda dürüstlük yok."

"Artık bıktım bunun yalanlarından"

Cumhurbaşkanının yani hükümetin, bütçe dışında kanun teklifi verme yetkisinin olmadığını ve bu yetkinin sadece milletvekillerine ait olduğunu hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bir başka yalan daha söylüyor. Diyor ki 'meclisin yetkisi yok, bütün hakimleri, savcıları Cumhurbaşkanı atıyor.' Artık bıktım bunun yalanlarından, Yargıtay şu anda nasıl seçiliyorsa yine öyle. Danıştay nasıl seçiliyorsa yine öyle. Anayasa Mahkemesi nasıl seçiliyorsa yine öyle. Sadece Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunda bir değişim var. O da nedir? 4 tanesi Cumhurbaşkanı tarafından atanır. 7 tanesini meclis atar 5'te 3 çoğunlukta, 2 tanesi de seçilenler arasından, kabinede birisi Adalet Bakanıdır, birisi de müsteşardır. Her şey ortada ama bunları iyi bilin ki şu 20 gün dolaşacaksınız. İnanarak bunları anlatın, anayasa ve kanunlara göre görevini yürütmek zorunda olan Cumhurbaşkanının çıkardığı kararname var ve bu kararnameler kanunların altındadır. Yani bir kararname kanunların üstünde olamaz. Eğer hakkında anayasa maddesi varsa hakkında yasal düzenleme varsa bu konuda cumhurbaşkanı kararname çıkaramaz. Bir kararname çıkardım, meclis çıkaracağı kanunla onu ortadan kaldırabilir hükmünü. Dolayısıyla yasama görevi sadece ve sadece meclisin."

Terörle mücadele

Terörle mücadeleye değinen Erdoğan, şunları söyledi:

"Şu anda da terör örgütlerinin başını eziyoruz. İnşallah bu yeni sistemle beraber terör örgütleri Türkiye'de yaşayacak yer bulamayacaklar. Şu anda inlerine girdik. Tendürek'te, Gabar'da, Cudi'de Silahlı Kuvvetlerimiz, polisimiz, korucularımız şu anda bunları inim inim inletiyor. Çünkü milletimizin huzurunu kaçıranların huzurunu kaçıracağız. İçeride dışarıda fark etmez. PYD, YPG... Onların da dışarıdan bu ülkeyi rahatsız etmelerine asla müsaade etmeyeceğiz. Kardeşlerim, idam konusunda benim kanaatimi biliyorsunuz. İnşallah, 16 Nisan'dan sonra Meclis, bunu çıkarır da... Çünkü anayasal değişiklik istiyor, çıkarması halinde bana geldiğinde ben bunu onaylarım. Benim şehitlerimin katillerini asla bizim bağışlamamız mümkün değil. Onaylarım. Avrupa Birliği ne demiş, George ne demiş, Hans ne demiş beni ilgilendirmez. Ahmet ne demiş, Mehmet ne demiş, Ayşe ne demiş, Fatma ne demiş Allah ne demiş beni o ilgilendirir."