Siyaset "Daha fazla konuşursa ağzına biber süreceğim"

"Daha fazla konuşursa ağzına biber süreceğim"

30.01.2011 - 13:43 | Son Güncellenme:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün Ordu’da yaptığı konuşmaya Burdur’dan yanıt veren Başbakan Erdoğan’ın kendisine küfrettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Size şikayet ediyorum. Daha fazla konuşursa ağzına biber süreceğim. Başka çaresi yok" dedi.

Daha fazla konuşursa ağzına biber süreceğim

Geceyi Ordu’da geçiren Kılıçdaroğlu, sabah parti otobüsüyle geldiği Giresun’un Piraziz İlçesi’nde bir kahvede vatandaşlarla sohbet etti. Basın mensuplarından mekanın çok küçük olması nedeniyle izin isteyen ve toplantıyı basına kapalı gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, daha sonra Espiye ilçesine geçerek babası vefat eden eski ilçe başkanı Necati Güngör’e taziye ziyaretinde bulundu.

Haberin Devamı

"MÜSLÜMAN ADAMA KÜFÜR ETMEK YAKIŞIR MI?"

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Giresun’un Güce ilçesini de ziyaret ederek parti otobüsünün üzerinden meydanda toplanan yaklaşık 2 bin kişiye hitap etti. Dün Ordu’da yaptığı konuşmaya Burdur’dan cevap veren Başbakan’ın kendisine küfrettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Sayın Başbakan kalkmış bize küfretmiş. Yakışır mı arkadaşlar? Yuh çekmeyin. Müslüman adama küfür etmek yakışır mı? Müslüman adamın ağzından kötü söz duymak yakışır mı? İnsanı seven, insanın manevi değerlerine, toplumun değerlerine değer verdiğini söyleyen bir kişiye küfretmek yakışır mı? Size şikayet ediyorum. Daha fazla konuşursa ağzına biber süreceğim. Başka çaresi yok. İnsanı sevmeyen insana güzel şeyler söylemem."

Haberin Devamı

"EŞKİYA, ’AL ANANI DA GİT’ DİYENLERDİR"

Başbakan Erdoğan, yüksek yargıdaki yapılacak yeni düzenlemelere tepki olarak halka meşru direniş çağrısı yapan CHP milletvekillerine ’eşkıya’ dediğini kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnsana umut vaadetmek varken kalkmış bize 'eşkıya’ demiş. Elimizde silah, ağzımızda kem söz mü var? Eşkıyalık başka şeydir. Vatandaşa konuşma hakkı vermemektir. Eşkıya, vatandaş derdini anlattığı zaman ‘al ananı da git’ diyenlerdir. Analarımız, bacılarımız bizim başımızın tacıdır. Eşkıyalık odur. Eşkıyalık başka bir şeydir. Milletvekili meclisteyken, milletvekiline konuşma hakkı vermemektir eşkıyalık. Onun için rahmetli İnönü, 'Eşkıyaların bu gece ne yapacağı belli olmaz’ demişti. Doğru söylemiş. Milletvekili kanunla ilgili derdini anlatacak, 'Hayır konuşma’ diyorsun. Ne yapacağım ben? Konuşmayacaksam milletin derdini nasıl dile getireceğim? Kimin eşkıya kimin yurtsever, kimin ülkenin çıkarlarını savunduğunu kimin ülkeyi pazarladığını, kimin inançları sömürdüğünü, kimin ülkeyi birleştirmek kimin bölmek istediğini bilin diye anlatıyorum. Sen gideceksin Dubai’de 1 milyar dolarlık bağışın altına imza atacaksın, sonra da inkar edeceksin. Biz kimin ne olduğunu biliriz."

Fındık üreticisinin sorunlarına değinen Kılıçdaroğlu, "Buralarda fındık toplamak zor. O yokuşlarda insanlar fındık toplayacak, çayını toplayacak kolay mı? Ama alın terinin karşılığını ister. Size söz veriyorum. Fiskobirlik’i yeniden ayağa kaldırıp çiftçinin dostu yapacağız" dedi.

Haberin Devamı

"HİÇ BAŞBAKAN'IN AĞZINDAN 'İŞSİZLİK SORUNUNU ŞÖYLE ÇÖZECEĞİM' DİYE BİR ŞEY DUYDUNUZ MU?"

Kendisini dinleyenlere, "Bunların hesabını Haziran’da sandıkta soracak mısınız?" diye soran Kılıçdaroğlu, "Evet" cevabını alınca da şunları söyledi:

"Recep bey gelsin demokrasinin güzelliğini görsün. Vatandaş 'sandıkta hesap soracağım’ diyor. Korkarım Recep Bey şimdi de diyecek ki, 'Güceliler de eşkıya oldu.’ Ama meraklanmayın. Demokrasi, insana saygı bizim ruhumuzda var. Halkımızı seviyoruz. İnsanımızı seviyorum. İnsanımızın dertlerine talibiz. Onlar gibi rantına talip değiliz. Sizin derdiniz var. Bu Kemal size feda olsun. Sizin derdinizi çözmek için yola çıktım. Herkesin karnı doysun, herkes iş bulsun, herkes alın terinin karşılığını alsın istiyorum. Onlar kesinlikle bunu istemiyor. Siz hiç Başbakanın ağzından, 'ben işsizlik sorununu şöyle çözeceğim’ diye bir şey duydunuz mu? Onun derdi 'malı nasıl götürürüz.’ Ama benim derdim başka. 'Mazota ÖTV’yi kaldıracağız’ dedik ya. 'Kaynağı nereden bulacaksınız’ dedi. 'Ben bulurum’ dedim. Ben malı götürmek için iktidar olmak istemiyorum. Ben millete hizmet etmek için varım. Bu coğrafyada, bu güzel ülkede bir tek çocuk bile yatağa aç girmesin istiyorum. Yoksulluğu bitireceğim, aile sigortasını getireceğim diyorum. Bana diyor ki ‘parayı nereden bulacaksın’. Eskiden diyordu ki 'bunların projesi yok’. Güce’den soruyorum; 'Sen İran’a kullanmadığın doğalgazın bedeli olarak 1 milyar 600 milyon dolar ödedin mi?’ Kullanmadığın doğal gazın parası olarak İran’ o parayı öderken kaynağın var da, iş fakir fukaraya gelince kaynağı nereden bulacaksın diyorsun. Fakire gelince yok. Her ailenin sigortası olacak. Öyle insanların yoksulluğunu sömürmeyeceğiz. Yoksul insanların da onuru var. Bizim siyaset anlayışımızda sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Biz onlar gibi yapmayacağız. İnsanın ve fakirin onurunu koruyacağız."

Haberin Devamı

YAĞMUR ALTINDA KONUŞTU

Haberin Devamı

Konuşması sırasında yağmur yağmasına da atıfta bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’la ’berekat tartışmasına’ ilişkin de şunları söyledi:

"Erzurum’da ‘bunların bereketi olsaydı kar yağardı’ dedim. Vay efendim dedi, ağzını bozdu. Güce’deki vatandaşlarıma sorayım. Emekliler memnun mu? İşçiler, esnaf, fındık üreticisi memnun mu? Herkes hayatından memnun değil. Demek ki bunlar bereketsiz. Bereketli olsalardı herkes hayatından memnun olurdu. Kendilerine çalışıyorlar da onun için bereketsizler. Ben söz verdim. Ayağa kalkın, beraber olun, güç birliği yapın dedim. Halkın iktidarını kuralım halka hizmet edelim dedim. Halka hizmet hakka hizmettir. İnancım, felsefem dünya görüşüm bu benim."

Kılıçdaroğlu, Espiye ilçesinde partisinin ilçe kadın kolları başkanlığınca düzenlenen sünnet şölenine katıldı. Çocukları seven ve sünnet olacak çocuklara hediyeler veren Kılıçdaroğlu, kısa bir konuşma yaptı ve " Buradaki hanım kardeşlerime seslenmek istiyorum. Kadınlara seçme ve seçilme hakkını CHP verdi. Bu nedenle CHP’ye ilgi gösterin, destek verin. Kadın eli değerse siyaset daha düzeyli olur" dedi.