Siyaset ‘Darbe tüm dünyaya’

‘Darbe tüm dünyaya’

21.09.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada 15 Temmuz’daki darbe girişiminin dünya demokrasisine yönelik olduğunu belirterek “Bu örgüt Türkiye’nin ötesinde tüm dünyayı boyunduruğu altına almak gibi derin bir zihni sapkınlık içindedir” dedi

‘Darbe tüm dünyaya’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün BM Genel Kurulu açılışına ve genel görüşmelerine katıldı. Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada şu mesajları verdi:
UTANÇ VERİCİ TABLO: Suriye’de, Irak’ta terörün ve savaşın kıskacında inleyen pek çok ülkede yüz binlerce çocuk, kadın, genç ve yaşlı öldürülmeye devam ediyor. Zulümden kaçan mülteciler Avrupa şehirlerinde aşağılayıcı muamelelerle karşı karşıya kalıyor. DAEŞ, El Nusra, YPG, ve PKK’nın farkı yok.
BURDAYSAM MİLLETİMİN SAYESİNDE: Türkiye olarak 15 Temmuz darbe girişimi gecesi FETÖ, 241 vatandaşımız şehit etti, 2 bin 194 vatandaşımızı yaraladı. Parlamento binamız, Cumhurbaşkanlığı külliyemiz bombalandı. Bu darbe girişimi milletimizin demokrasisine, hükümetine ve anayasal düzenine sahip çıkmasıyla bertaraf edildi. Şayet bugün karşınızda bulunuyorsam milletimizin işte bu cesur ve asil duruşu sayesindedir.
TEHDİT ALTINDASINIZ: Unutulmasın ki Türkiye’deki darbe girişimi aynı zamanda dünya demokrasisine de yapıldı. Bu yeni nesil terör örgütü sadece Türkiye’nin değil varlık gösterdiği 170 ülkenin tamamı için bir milli güvenlik tehdididir. Bugün bu genel kurulda temsil edilen ülkelerin büyük bölümü bu yapılanmanın tehdidi altındadır. Bu örgüt Türkiye’nin ötesinde tüm dünyayı boyunduruğu altına almak gibi derin bir zihni sapkınlık içindedir.
YARIN GEÇ OLABİLİR: Örgütün (FETÖ) temel stratejisi eğitim, diyalog, hoşgörü, sivil toplum kuruluşu kisvesi altında devlet kurumlarına sızmak, toplumu etkilemek, ekonomik kaynaklara hakim olmaktır. Bu kürsüden tüm dostlarımıza kendi güvenlikleri için, ülkelerinin geleceği için Fetullahçı Terör Örgütü’ne karşı gerekli önlemleri süratle almaları çağrısında bulunuyorum. Bizim yaşadığımız tecrübeyle sabittir ki FETÖ ile bu aşamada mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir. Bu vesileyle bu örgütün kurumları ve örgütle bağlantılı kişiler tarafından kullanılan ‘Türk, Türkiye’ gibi ifadelerin kesinlikle ülkemizle bir ilgisi bulunmadığını da belirtmek isterim.
UÇUŞA YASAK BÖLGE: Cerablus’taki Fırat Kalkanı Harekatı sayesinde bölge halkı evlerine dönmeye başladı. Kızılay, AFAD ve sivil toplum kuruluşlarımız bölge halkının ihtiyaçlarını yerinde karşılıyor. Yine bu bölgede ülke dışına gitmiş tüm mültecilerin de kullanacağı tüm sosyal donatılara sahip yerleşim yerleri inşa etmeyi planlıyoruz. Bunun için güvenli alan haline getirdiğimiz yerlerin uçuşa yasak bölge ilan edilmesine yönelik kararlı bir duruş göstermeli ve hep birlikte çalışmalıyız.
FIRAT KALKANI HUZUR İÇİN: Suriye halkı katil ve terörist bir iktidarın pençesinde tükeniyor. Bizim Suriye’nin topraklarında asla gözümüz yoktur. Bütün mesele Suriye, Suriyelilerindir. Fırat Kalkanı Harekatı umutsuzluğun hakim olduğu bir bölgede istikrarın, huzurun ve dengenin yeni tesisi için kritik bir öneme sahiptir. PKK, PYD terör örgütünün önceliğinin DAEŞ ile mücadele etmek olmadığı bu operasyonla birlikte açıkça ortaya çıktı. Operasyon, Suriye’deki ılımlı muhalif unsurların özgüvenlerinin yerine gelmesini de sağlamış oldu. Bölge Azez’den Fırat’a kadar bir terör koridoru olmaktan çıktı ve barış koridoru haline geldi.
AB SÖZLERİNİ UNUTTU: Avrupa Birliği ile, mülteci krizine karşı işbirliği içinde hareket ediyoruz. Ege Denizi’ndeki ölümlerin önünü almak amacıyla, 2015 Ekim ayında günlük 7 bin olan düzensiz göç rakamının, son aylarda 50’ye kadar düşmesini sağladık. Ne var ki, 18 Mart 2016’da varılan mutabakatta Avrupa Birliği tarafından verilen sözlerin unutulduğunu, karşımıza sürekli suni mazeretlerin çıkarıldığını görmenin üzüntüsü içindeyiz.
FİLİSTİN UYARISI: Filistin halkına iki devletli çözüm temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan her bir Filistinli için bir huzur kaynağı olacak hür bir Filistin’de yaşama imkanı tanınması, uluslararası toplumun Filistinli çocuklara bir borcudur. İsrail ile normalleşen ilişkilerimizi, barış sürecinin kolaylaştırılması, Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı sıkıntıların giderilmesi için değerlendireceğiz.
MÜLTECİ DESTEĞİ İSTEDİ
Erdoğan, “Türkiye mülteciler için şu ana kadar 25 milyar dolar harcadı. Peki dünyadan bize ne geldi? BM’den bize gelen destek 525 milyon dolardır. Başka? Başka herhangi bir şey yok. Peki AB’den gelen bir şey var mı? Ne yazık ki AB de verdiği sözleri tutamamıştır. UNICEF’e sadece gönderdikleri 178 milyon dolardır, o kadar. Fakat Türkiye’ye gelen herhangi bir yardım bu konuda söz konusu değildir” dedi.
‘BM REFORME EDİLMELİ’
Erdoğan, BM’nin yapısını şu sözlerle değerlendirdi: “Güvenlik Konseyi’ni, temsil niteliği güçlendirilmiş, daha demokratik, adil, şeffaf ve etkin kılacak kapsamlı bir reform üzerinde mümkün olan en geniş uzlaşmayı sağlamalıyız. Birleşmiş Milletlerin reforme edilmesi gerekir. Uluslararası barış ve güvenliğin temininden sorumlu ana organ olan BM Güvenlik Konseyi reforme edilmekçe bu çabaların tam manasıyla amacına ulaşamayacağı açıktır. İşte bu sebeple, ‘Dünya 5’ten büyüktür” gerçeğini her fırsatta hatırlatıyoruz.
BÖYLE OLMAZ: Birinci Dünya Savaşını şartları içinde yapılmış olan BM Güvenlik Konseyi’ni bugün aynı şekilde yaşamamız mümkün değil. Bu beş ülkenin iki dudağı arasına dünyayı mahkum edemezsiniz. Beş tane daimi üye, 15 tane geçici üye, böyle bir BM Güvenlik Konseyi olamaz. Tüm dünyanın temsil edilmediği bir BM Güvenlik Konseyi adaleti tesis edemez. Biz diyoruz ki, 20 ülke mi BM Güvenlik Konseyi’nde olacak, bunların hepsi daimi olsun. Dönerli olarak 2 yılda bir değişebilir. Hepsi de dünyayı temsil etmek üzere tüm dünya ülkeleri burada yerini alsın. Adalet ancak böyle tesis edilir.