Siyaset Dedikodu depremi

Dedikodu depremi

30.06.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Dedikodu depremi

Dedikodu depremi

       ADANA'daki depremin üzerinden 3 gün geçmesine karşın enkaz altından cesetler çıkıyor. Ölü sayısı 119'a yükselirken, çürük apartmanların çöktüğü Ceyhan'da 3 çocuk ve bir kadının cesediyle bu ilçedeki can kaybı 52'ye yükseldi.
       Depremden önceki cuma akşamından yazlığa ve yayla evlerine giden Adanalılar, konutlarına döndüklerinde, çatlamış - yıkılmış duvarları, devrilmiş dolapları karşısında yeniden şok geçirdi. Kentte en az deprem kadar, spekülasyonlar da uykusuz insanların sinirlerini harap etti. Yerel radyolar takibe alındı, halkı paniğe sevk edecek anonslar yapanların savcılığa sevki istendi. Belli saatlerde deprem olacağı söylentileri kulaktan kulağa dalga - dalga yayılıyor ve büyük tedirginlik yaşanıyor. Bazı kamu kurumlarında memurlar görev başı yapmak istemedi. Milli Eğitim Müdürlüğü, not yükseltme sınavlarını erteledi. Bugün son günü olan gelir vergisi 2. taksidini, ancak işyerleri zarara uğrayanlar erteletebilecek.

       Bahçelievler Caddesi'ndeki refüjde geceleyen depremzedelerden ablaları Melek Hodür ve Suzan Zöhre ile yeğenleri Ceyda ve Ecem'i depremde kaybeden 20 yaşındaki Ender Taner, devlettin ilgisizliğinden şikayetçi oldu. 2 gün geçmesine karşın hala bir devlet yetkilisinin gelip "Bir sorununuz var mı?" diye sormadığını belirten acılı kardeş, "Ne ekmek, ne su, ne elektrik var? Açlıktan, sefillikten ölüyoruz. Devlet uyuyor mu? Cumhurbaşkanı, Başbakan niye geldi? Şov yapmaya" diye yakındı. Mahalle sakinlerinden Hakkı Kamışçı da, "Hiçbir yardım gelmedi. Tozun içinde boğuluyoruz. Gelip bir halimizi hatırımızı sorup moral verseler bu da yeterdi" dedi. Deprem nedeniyle ekmek üretimi durma noktasına geldi.

       Adana'nın Kabaktepe Mahallesi'nde oturan yurttaşlar depremden sonra yardım ekiplerinin gelmemesi üzerine Adana - Kozan yolunu trafiğe kapattı. Bir yetkili gelene kadar yolu trafiğe açmayan mahalle sakinleri Adana Valisi Oğuz Kağan Köksal'ın olay yerine gelerek yardım konusunda söz vermesi üzerine yolu trafiğe açtı. Köksal, Kapaktepe Mahallesi'nde hasar gören evleri tek tek gezip mahalle içinde tespit ettiği yerlere seyyar tuvalet, mutfak ve çadır kurulması için yanındakilere talimat verdi.
       Resmi dairelerde çalışan memurların büyük bir kısmı görev yerlerine gelmedi. Adana Valiliği resmi dairelerin açık olacağını açıklamasına karşın sabah işyerlerine gelen memurlar görevli oldukları binalara girmek istemedi. Güvenlik güçlerinin korkulacak bir konu olmadığını söylemesi üzerine işyerlerine giren memurlar görevlerini endişe içinde yapmaya başladı.
       Bu arada kamu kurumlarının binalarındaki hasar saptama çalışmalarına da başlandı. Stadyumun kapalı tribün üst betonunda çatlaklar bilirkişi tarafından incelenmeye başladı. Hasar saptamaları için 50 komisyon kurulduğu açıklandı.

       Ceyhan'daki depremden en fazla etkilenen İnönü Bulvarı üzerindeki Bahçeci Apartmanı'nda oturan ilkokul öğretmeni Ziya Eker, enkaz altında kalan eşi ve çocuğunu dur - durak bilmeden gece - gündüz arıyor. Enkaz haline gelen apartmanın altından ailesini kurtarmak için kendi tanıdıklarını devreye sokarak bölgeye iş makinesi getirten Ziya Eker, yetkilileri duyarlı olmaya çağırdı. Deprem felaketini yerinde incelemek için bölgeye akın eden siyasilere tepki gösteren öğretmen Ziya Eker, "Çalışmaları izleyecekler diye çalışmaları durduruyorlar. Herkes hazırola geçiyor. Oysa ki bizim bir saniyeye bile ihtiyacımız var. Yanlış yapıyorlar" diye konuştu.

       Ameliyatlı olmasına karşın, deprem sırasında paniğe kapılıp çocuğu ile birlikte damdan atlayan kadın "Şimdi olsa aynı şeyi yapmam" dedi. "Ne yapayım çareyi atlamakta buldum" diyerek bir an ölüme yaklaştığını hissedip bu yolu seçen Fevziye Okyar "Az kalsın cahilliğimin kurbanı oluyordum. Aynı zamanda oğlum Ferhat'ı da öldürecektim" dedi. Fevziye Okyar gibi deprem anında korkup atlayan Cumali Ağırman da aynı şekilde yaralandı.

       Adana'da depremin ilk şoku atlatıldıktan sonra özellikle önceki akşamdan itibaren halk asılsız söylentiler ile panik yaşamaya başladı. "Polis anons yapmış, saat 5'de büyük deprem olacakmış", "Büyük depremin saati belli olmuş, polis ailesine telefon etmiş" gibi dalga - dalga yayılan bu söylentilerin kısa sürede kentin her semtinde birbirini tutan söylentiler olarak yayıldığı görülüyor. Bu arada yerel radyolarda da buna benzer ve "daha inandırıcı sayılabilecek" ifadelerle anonslar yapıldığını belirleyen valilik ve adli makamlar, yayınları izlemeye aldı, sorumluların savcılığa sevkini istedi. Halkı paniğe sevk eden bir grubun olabileceği araştırması yapılmaya başlandı. Vali Oğuz Kağan Köksal da büyükşehir ve ilçe belediyeleri zabıtalarının halkı evlerine girmemeleri konusundaki uyarılarda kullandığı üslubun bu söylentilerden bir kısmının kaynağı olduğunu söyledi. Bu söylentilerin kaynağında olduğu sanılan 3 kişi gözaltına alındı. Bazı kişilerin de kendilerini polis olarak tanıtarak saat verip deprem olacağını söyledikleri anlaşıldı. Bu söylentiler halk üzerinde çok etkili oldu gazetelerin telefonları, bu söylentilerin doğruluğunu araştıranların yoğunluğu nedeniyle kilitlendi. Uykusuz ve panik içindeki halkın eczanelerden sinir teskin edici ilaçlara ilgisinin arttığı öğrenildi.

       Devlet Bakanı Hasan Gemici, Adana ve Ceyhan'daki depremde yaşamlarını yitirenlerin yakınlarına cenaze başına 400 milyon lira para yardımı yapılacağını açıkladı.
       Adana Valiliği'nde oluşturulan "kriz masasından" gelişmeleri aralıksız takip eden Bakan Hasan Gemici, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu'ndan depremzedelere dağıtılmak üzere 200 milyar lira gönderileceğini belirterek, "Cenaze başına yakınlarına 400 milyon, sakat kalanlara 240 milyon, ağır yaralı olan, konutu ve işyeri fazla hasar görenlere 300 milyon, orta ve hafif hasarlı konut ve işyeri sahiplerine ise 100 ile 200 milyon lira arasında para yardımı yapılacak" dedi.
       Bakan Gemici, Ecevit'e, Adana'da 3 semt dışında depremden zarar gören tüm mahallelerin su ihtiyaçlarının giderildiğini, Ceyhan İlçesi'nin yüzde 90'ına elektrik verildiğini, Adana ve Ceyhan İlçesi'nde bin 350 çadırın dağıtıldığını ve 2 bin 500 çadırın daha bu sabah saatlerinde Adana'ya ulaştırılmış olacağını bildirdi.
       Bakan Gemici ayrıca, depremden zarar gören konut ve işyerlerinin sayısını bin 974 olarak açıkladı. Bakan Gemici, depremin ilk günü Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğü'nün ve Sabancılar'ın Valilik emrine gönderdiği 350 milyar lira dahil toplam 550 milyar liranın bölgeye ulaştırıldığına dikkat çekerek, Mayıs ayındaki sel felaketinden zarar gören selzedelere yalnızca Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'ndan 2.8 trilyon liranın gönderildiğini söyledi.

       CHP Lideri Deniz Baykal, depremin yürek yangınına dönüştüğünü belirterek "Deprem sonrasında durum hızla telafi edilmelidir. Vatandaşın ihtiyacı karşılanmalıdır. Faciaya neden olan müteahhitler hakkında soruşturma, yargı süreci başlatılmalıdır. Hesap sorulacaktır. Biz de takipçisi olacağız" dedi.
       Baykal, CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin ve milletvekilleriyle Adana'ya geldi. Vali Oğuz Kaan Köksal'dan bilgi alan Baykal, daha sonra depremin en etkili olduğu Ceyhan'a geçti. Depremzedeler müteahhitleri Baykal'a şikayet ederken "Gördükleriniz müteahhitlerin hatası. Demirden, çimentodan çalanlar, şimdi Yumurtalık'ta viski içiyor, paramızı yiyor. Memlekete sahip çıkın" serzenişinde bulundu. Baykal vatandaşları dinledikten sonra müteahhitler hakkında gerekli işlemlerin başlatılması için muhalefet olarak girişimde bulunacaklarını belirterek "Bu, doğal afet diye geçiştirilemez. İmar düzeninin, kent yerleşim standartlarının ne kadar önemli olduğu, bu depremle görüldü. Yapılan imar ve inşaat hataları sonucunda bu doğal afet ortaya çıkmıştır. Bu duruma neden olan müteahhitlerden hesap sormak lazım, sorulacaktır. Biz de dikkatle izliyoruz" diye konuştu.
       Baykal, gözlemlerini "İki şeye ihtiyaç var. İçerde hala canlıların olabileceğini düşünerek çalışmak, ancak çalışmanın hızını da kesmeden sürdürebilmek lazım" diye özetledi. Bölgedeki yetkililerden ve sivil savunma ekiplerinden bilgi alan Baykal, "şu bina yıkılıyor da, şu yanındaki bina neden yıkılmıyor?" diye soru yöneltti. Yetkililerin "inşaat hatası" demesi üzerine Baykal, "Türkiye artık böyle çelişkileri, haksızlıkları yaşamamalı" dedi.
       Deprem bölgesindeki sivil savunma ve teknik ekibin yetersizliğindan yakınan halk, sivil savunma yetkililerine suçlamada bulunurken, Baykal, vatandaşları ve yetkilileri yatıştırarak "Güç bir ortam var, vatandaşı da anlamak lazım. Siz de zor durumdasınız ama birbirimizi anlamalıyız" dedi.
       Bir enkaz yerinde 7 yakınını kaybeden Ömer Yamalı adlı vatandaşla kaldırım taşında oturup sohbet eden Baykal, şunları söyledi:
       "Depremin şiddeti aynı düzeyde olmasına rağmen binaların depreme dayanıklılık zaafiyetleri farklı olduğu için kaybımız daha fazla olmuştur. Yapılan imar, inşaat hataları bu afeti ortaya gözler önüne sermektedir. Ciddi zarar gören vatandaşlarımızın zararları karşılanmalıdır. Genel bir afetler yasası çıkarılması lazım. Türkiye'de parça başı felaketlerle uğraşılıyor. Çözümler aranıyor. Bu olaya son vermek lazım. Bu işin sorumluları cezai takibata uğraması lazım. Müteahhitler hakkında hükümetin sorumluları ortaya çıkarması lazım. Burada görülen her şey müteahhitlerin zaafiyetin kaynaklanıyor."

       Yakınlarını yitiren bazı vatandaşlar siyasilerin bölgeye gelerek sadece laf ürettiklerini söyledi. Bağırarak konuşan bir vatandaş, Baykal'a "Gelmeyin. Her gün bir siyasetçi geliyor. Biz ise burada canımızla uğraşıyoruz. Defolun gidin. Siz gidin başörtüsüyle uğraşın. İşte çağdaş Türkiye'niz bu. Benim canım var. Senin neyin var, oy endişesinden başka. Yalandan, dolandan, buraya geliyorsunuz" diye konuştu. Baykal ise yakınlarını kaybedenleri yatıştırmak isterken, "Ateş düştüğü yeri yakar. Hangi acı içinde bulunduğunuzu biliyorum. Buraya durumu tespit etmeye geldim. Hükümetin buradaki faciayı görmesi için ne yapabilirim diye geldim. Oy meselesi olur mu burada? İnsanlar acılarıyla mücadele ediyor. Ben de bunu paylaşmak için buradayım" sözleriyle kendini savundu.
       Baykal, vatandaşların çadırlarını da gezerek bir çadırda bağdaş kurup oturdu, depremzedelerin verdiği suyu içti. Depremzedeler, Hasan Mirzaoğlu adlı bir müteahhidi şikayet ederken Baykal da, "Böyle müteahhitlerden hesap sormak lazım" dedi. Baykal, daha sonra Ceyhan'dan ayrılarak depremden etkilenen köyleri gezdi.

       DYP Lideri Tansu Çiller, Adana'da depremden yıkılan yerleri inceledi, ölenlerin yakınlarına başsağlığı diledi.
       Adana Şakirpaşa Havaalanı'nda Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak ve çok sayıda DYP'li milletvekilleri tarafından karşılanan Çiller, Vali Oğuz Kağan Köksal'ı makamında ziyaret ederek deprem birifingi aldı. Vali Köksal ve diğer yetkililere depremde gösterdikleri başarılı çalışmalardan dolayı teşekkür eden Çiller, "Bu büyük bir felaket. Kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bütün Adanalıların, milletimizin başısağolsun" dedi.
       Büyük felaketlerde her zaman olduğu gibi bugünde yine devlet - millet işbirliği ile bu felaketin aşılacağını ifade eden Çiller, şunları söyledi:
       "Herşeyden daha önemlisi vatandaşın elini tutacağız. Bunların yeniden yapılandırılması için kredi sağlanması lazım. Evi, dükkanı yıkılanlar, içindeki malı mülkü yok olanlara faizsiz uzun vadeli kredi vermek lazım. Biz bu işin takipçisi olacağız."
       Çiller daha sonra Numune Hastanesi'nde tedavi gören depremzedeleri ziyaret etti. Yaralılara geçmiş olhsun dileğinde bulunan Çiller, "Arkanızdayız. Herşeyin takipçisiyiz" diyerek moral verdi.
       Obalar Caddesi ve Kayalıbağ Mahallesi'ndeki depremden yıkılan binalarda da incelemelerde bulunan Çiller, burdaki bazı yurttaşların, "3 gün oldu nerdesiniz? Susuzluktan ölüyoruz" şeklindeki tepkisiyle karşılaştı. Evleri çatladığı için Çocuk Parkı'nda kalan kalan aileleride ziyaret eden Çiller, evlerinin yıkılan kadınların ağlaması üzerine duygulandı, gözü doldu, "Yanınızdayım. Elele verip yaraları saracağız" dedi.

       DYP Lideri Tansu Çiller'e Adana'da depremden yıkılan yerleri incelerken kendisine eşlik eden Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak "Üç gündür nerdesiniz?" diye soran bir yurttaşı elinin tersiyle itti.
       Kayalıbağ Mahallesi'nde yıkılan evleri inceleyen Çiller'e mahalle sakinleri belediyenin kendilerine yardım etmemesinden yakındı. Kayalıbağ Mahallesi muhtarı Tayyar Çete'nin damadı Yusuf Ferhat Ayvaz da Durak'a "Sayın Durak üç gün oldu yeni mi geliyorsunuz? Suyumuz, ekmeğimiz yok. Nerdesin? Böyle belediye başkanlığı olur mu?" diye tepki gösterdi. Bu tepkiye sinirlenen Durak, Durak'ın koluna elinin tersiyle vurdu. Bunun üzerine Ayvaz'ın yayındakiler Durak'ın üzerine yürümek istedi. Kızgın vatandaşları DYP Adana Milletvekili Halit Dağlı ve diğer partililerle polis sakinleştirdi.
       Durak, daha sonra Ayvaz'ın elinden tutarak konuşmak istedi. Ancak Ayvaz "Bana tokat attınız sizden davacıyım. Ne konuşacağız" diyerek Durak'ı tersledi. Durak, Çiller'le birlikte ayrılırken mahalle sakinleri tarafından yuhalandı.
       Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, halkın tepkilerinin haklı olduğunu, 3 gündür uykusuz ve yardımsız bırakılmaları nedeniyle sinirli olduklarını söyledi. Kendisine tepki gösteren kişi için de, "Provokasyon var herhalde. Siyasi" demekle yetindi.