Siyaset Demirelden izin almam gerekmiyor

Demirelden izin almam gerekmiyor

22.12.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Beni kitap yazmaya Demirel teşvik etti" diyen Arcayürek, "Fakat gerçeklerin tek yönlü yazılmasını istiyor" dedi

Demirelden izin almam gerekmiyor

Arcayürek: Gerçekler gizlenemez Cumhurbaşkanlığı döneminde Demirelin üç yıl basın danışmanlığını yapan Arcayürekin son kitabı "Sessiz Darbe"nin yarattığı yankı sürüyor. Arcayürek, Demirelin kendisi hakkında kullandığı "müzevir, köstebek" sözleriyle ilgili olarak Milliyete değerlendirmede bulundu. Arcayürek, şunları söyledi: Gazeteci - Yazar Cüneyt Arcayürek, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirelin kitabına gösterdiği sert tepki konusunda, "Kitapları yazarken Sayın Demirelden izin almam gibi bir sorumluluğum yoktur. Yaşanan olayların bilinmeyen yönlerini açıklayan kitaplar yazmamı teşvik ediyor ve her türlü yardımı yapacağını söyleyerek, istiyordu" dedi. Anı kitabı değil Sessiz Darbe daha önce yayımlanan altı kitap Sayın Demirelin söylediği gibi anı kitapları değil. Zamanın Genelkurmay Başkanının, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanlarının görevlerinin bir yıl uzatılması olaylarında devletin üst düzeydeki görevlileri arasındaki çatışmayı, tartışmayı bütün yönleriyle anlatıyor. Bu olaylarda Sayın Demirelin demeçleri, öteki devlet yetkililerin sözleri -ki hepsi kitapta yer aldı günlerce, aylarca Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde manşetlerden verildi. Kitapta olaylar anlatılırken, Sayın Demirelin ben Köşkteyken bana söyledikleri de elbette geniş ölçüde yer alıyor.Kitapları yazarken Sayın Demirelden izin almam gibi bir sorumluluğum yoktur, olamazdı da. Üstelik şimdi anımsayacaklar mıdır bilemiyorum: Sayın Demirel, ben Köşkteyken bana sık sık olan bitenleri not edip etmediğimi sorardı. Zira Sayın Demirel, yaşanan olayların bilinmeyen yönlerini açıklayan kitaplar yazmamı teşvik ediyor ve her türlü yardımı yapacağını söyleyerek, istiyordu.Köşkte görev yaptığım sırada, `toparladığım dedikoduları, başı sonu belirsiz iddiaları yansıttığımdan söz ediyor Sayın Demirel. Peki ama Köşkte hemen her gün tam 3 yıl boyunca akşamüzerleri beni makamına çağırması, en az 15, ya da 45 dakika güncel olaylar üzerinde benimle konuşması hatta bilgiler, belgeler vermesi, hatta geceleri evden telefonla araması, toparladığım dedikoduların kaynağı mı acaba?Sayın Demirel, bana hiçbir zaman yayınlamadığım kimi devlet belgelerini verirken bana güveni tamdı da şimdi kimi gerçekler olduğu gibi yansıtılınca bu güven birdenbire ortadan mı kalktı? Üstelik, kendisine yakıştıramadığım sözcüklerle bana hücum etmesindeki anlamın nedenini de bir türlü kavrayamıyorum.Gerçek, gerçektir. Daha önce üstlendiği büyük ve sorumlu görevlerdeki gerçekler tahkire varan sözcüklerle örtülemez. 50den fazla yıldır içinde bulunduğum mesleğimle ve kişisel ahlakımın sağlamlığıyla iftihar ediyorum. Ki Sayın Demirel, bu iki önemli ve yaşamsal ögeye sahip olduğumu bilenlerin başında geliyor." "Türkiyede önde giden devlet adamları yaşanan veya yaşadıkları olayların sadece kendi söylemleri, açıklamaları ve yorumlarıyla kısıtlı kalmasını, tek yönlü olarak yazılmasını ve böylece halka, hatta tarihe maledilmesini istiyorlar. Oysa yakın geçmişin olayları topluma yansımayan yönleriyle de incelenerek yazılmalı.