Siyaset ‘Erdoğan ilk başkan olsun çok yakışır’

‘Erdoğan ilk başkan olsun çok yakışır’

20.04.2010 - 01:45 | Son Güncellenme:

Ak Partililerden bazıları “getirisinin-götürüsünün hesaplanması” gerektiğini vurgularken, bazıları “Erdoğan ilk Başkan olsun” dedi

‘Erdoğan ilk başkan olsun çok yakışır’

Ak Parti yöneticileri ve milletvekilleri, Başbakan Erdoğan’ın önerdiği başkanlık sisteminin tartışılması gerektiğini belirtti. Bazı vekiller “toplumda ve siyasette konsensüs olması, özellikle de getirisinin ve götürüsünün iyi hesaplanması” gerektiğini vurgularken, bazı vekiller Erdoğan’ın ilk Başkan olması gerektiğini savundu.
Ak Partililer başkanlık sistemine ve Erdoğan’ın başkanlığına yönelik şunları söyledi:

Yapımıza uygun olur
Cemil Çiçek (Başbakan Yardımcısı): Başkanlık sistemine olumlu bakıyorum. Konu tartışılmalı.
Abdülkadir Aksu (Genel Başkan Yardımcısı): Başkanlık sistemini savunmuşumdur. Bizim yapımıza uygun olur. Destekliyorum. Başbakanımızın başkanlığı çok güzel olur.
Ahmet Koca (Afyon): Bu konu gündeme getirilmeli ama getirisi ile götürüsü iyi hesaplanmalı ve kamuoyu iyi bilgilendirilerek yapılmalı. Konsensüs sağlanırsa neden olmasın? ‘Başbakanımızın Başkanlığı’ demek doğru değil çünkü millet karar verecek.
İdris Naim Şahin (Ak Parti Genel Sekreteri): Türkiye şartlarına göre nasıl şekilleneceğini göreceğiz. Olur ya da olmaz. Başbakan’ın ilk başkanlığı olur mu, bilemeyiz, onu şartlar gösterir. Kısmetse Başbakanımız olur, bu bizim arzumuz. Sayın Başbakan ilk başkanlığa en uygun, en yakın isimdir.
Haluk İpek (Genel Başkan Yardımcısı): Türkiye’nin yönetim tarzına başkanlık sisteminin daha uygun olacağına ilişkin görüşler var. Yeniden tartışılsın.
Fatma Şahin (Gaziantep): Başbakanımız güzel söyledi, günü ve zamanı gelince konuşuruz.
Bülent Gedikli (Genel Başkan Yardımcısı): Başkanlık sisteminin faydalı olacağını düşünüyorum. Uygulandığı ülkelerde başarılı olduğunu da görüyoruz. Başbakanımız da niye başkan olmasın, yakışır. Bunca tecrübe birikim var. Zamanı gelince halkımızın karar vereceği bir konu.
Yaşar Yakış (Düzce): Konuşulmasında sakınca yoktur, yararlıdır. Başbakan’ın başkanlığı, üzerinde yorum yapılması gereken bir konu değil.
Şükrü Ayalan (Tokat): Türk milletinin idare biçimine ve psikolojik yapısına uygundur. Başbakanımız ‘olabilir’ dedi, ‘olur’ demedi ama tartışılabilir.
Salih Kapusuz (Genel Başkan Yardımcısı): Kuvvetler ayrılığı noktasında en belirgin sistem aslında başkanlık sistemi. Başbakanımızın başkanlığı konusunda bir şey söylemek için çok erken.
Mevlüt Akgün (Karaman): Başkanlık sistemi tartışılmalı. Ben de bunu destekliyorum. Ama toplumsal ve siyasi konsensüsle sağlanabilecek bir konu. Başbakanımızın başkanlığına da çok memnun oluruz tabii. Başbakanımızı o koltukta görmek isteriz.
Burhan Kuzu (Anayasa Komisyonu Başkanı): Türkiye bunu tartışmalıdır. Bugün yaşanan tartışmaları kökünden çözecek bir modeldir.

Haberin Devamı

Demirel: Sistem işlemezse başkanı indirirler
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Erdoğan’ın “başkanlık sistemi”ne geçilebileceğini ilişkin açıklamasını değerlendirirken, “Güney Amerika’da da başkanlık sistemi var ama her 7 senede bir ihtilal var başkanı indirirler yeni biri gelir” dedi.
Demirel, şu değerlendirmede bulundu:
“Başkanlık sistemi seneler önce benim de savunduğum bir şeydi. Evvela elimizdeki mevcut sistemi işletmemiz lazım.
Başkanlık sistemi sadece başkanın halk tarafından seçilmesinden ibaret değildir. Başkanlık sistemini tek işletebilen ülke ABD’dir.

BAŞKANLIK SİSTEMİ
Demokrasi kültürü yoksa sorun var
Başkanlık sistemi, güçlü yürütme organı ilkesiyle ön plana çıkıyor. Üniter devletlerden daha çok federal devletlerde görülen sistem, günümüzde dünyanın 38 ülkesinde uygulanıyor. Yürütmenin yasama organının (parlementonun) çoğunluğunun güvenoyunu alarak seçildiği parlamenter sistemin aksine, başkanlık sisteminde yasama ve yürütme organları ayrı ayrı halk oylamalarıyla seçiliyor. Bu sistemde, yürütme organını temsil eden başkanın, yasama organını fesih yetkisi yok. Aynı şekilde, yasamanın güvenoyu uygulamasıyla başkanı düşürme yetkisi bulunmuyor. Yani kuvvetler ayrılığından da öte, kuvvetler zıtlığı, karşılıklı fren mekanizmasından (check and balance/denge ve fren) kavramsal olarak söz edilebiliyor. Başkanlık sisteminde yürütmenin başı olan başkan, bakanlarını meclisten güvenoyu almaksızın kendi iradesiyle seçebiliyor. Ayrıca, ABD’nin başkanlık sistemi örneğinde görüldüğü gibi bakanların yasama organı üyesi olma zorunluluğu yok. Bu bağlamda, başkan, bakanlarını çeşitli alanlardaki uzmanlardan seçebilir. Başkanlık sisteminde yürütme organının yetkilerinin geniş olması nedeniyle, hükümetlerin hızlı ve etkin karar alma becerisi daha yüksek. Kuvvetler ayrılığı (yasama, yürütme ve yargı) ise tam anlamıyla uygulanıyor. Birbirlerinin görev alanlarına karışamıyorlar.

Sorunları da var
Benzer biçimde, yürütme organının yasamanın güvenoyuna bağlı olmaması, ülke yönetiminde istikrar sağlıyor. Ancak bu özelliklerin yanı sıra, başkanlık sistemi bazı sorunları da içinde barındırıyor. Bu sistemde, yasama organının başkan tarafından temsil edilen yürütme organını görevden alma yetkisi sınırlı olduğundan, demokrasi geleneğinin olmadığı ülkelerde başkanlık sistemi kolaylıkla otoriter yönetimler yaratabiliyor. Başkanlar halkın isteklerini yansıtır olmaktan çıksalar da, desteklerini kaybetseler de iktidardan uzaklaştırılmaları zor. Zaten, Başkanlık sisteminin çıktığı ülke olan ABD, büyük ölçüde özendiği kuvvetler ayrılığının olduğu İngiliz sistemini örnek alırken, Kraliçenin yerine “devlet başkanını” koydu.
Kuvvetleri ise İngiltere’deki gibi ayırarak bıraktı. Amerikan demokrasisinde “Başkan” bu yüzden biraz da efsanevi bir güce sahiptir. Amerikan ulusunun pastörüdür-bir yerde dini önderidir de. Vatanseverliği, dinsel örgüyle iç içe geçmiştir. Oysa İngiltere demokrasisi tam tersine, kraliçenin yetkilerini sembolik yetkiler haline getirerek, Avrupa’ya da tamamen yerleşecek olan klasik parlamenter demokrasinin beşiği oldu.

Haberin Devamı

Sistemi uygulayan ülkeler
Afganistan, Arjantin, Ermenistan, Beyaz Rusya, Bolivya, Brezilya, Şili,Guatemala, Kolombiya, Kostarika, Güney Kıbrıs, Dominik Cumhuriyeti, Ekvator, El Salvador, Haiti, Honduras, Endonezya, İran, Kenya, Liberya, Meksika, Nikaragua, Nijerya,Panama, Peru,Filipinler, Güney Kore, Seyşel Adaları, Srilanka, Sudan, Surinam, Tanzanya, Uganda, ABD, Uruguay, Venezuella, Sierra Leone, Zambia. (wikipedia’dan yararlanılmıştır)

Haberin Devamı

Melez bir sistem yarı başkanlık
Yarı başkanlık sistemi, başkanlık ve parlamenter sistemin karışımı olarak nitelendiriliyor. Bu sistemde, parlamenter sisteme benzer biçimde, yürütme yetkisi cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu tarafından paylaşılıyor. Bununla birlikte, parlementer sistemden farklı olarak yarı başkanlık sisteminde cumhurbaşkanını dışişleri, ülke savunması gibi alanlarda önemli yetkilere sahip. Yarı başkanlık sisteminde yetki paylaşımı, cumhurbaşkanı ve başbakan köken olarak farklı siyasal partilerden geliyorsa -ki buna örneğin Fransa’da rastlanıyor, değişiklik gösteriyor. ‘Cohabitation’ (Karşılıklı uyum, birlikte yaşamak) olarak adlandırılan bir uygulama çerçevesinde, cumhurbaşkanı yetkilerini genişleterek ülkenin dış politikasında aktif rol üstlenir. Başbakan ise, iç politikada yetkili olur. Yarı başkanlık sisteminin uygulandığı ülkeler Fransa, Portekiz, Rusya, Finlandiya, Namibya...

Haberin Devamı

En yaygın sistem:
Parlamenter demokrasi

Parlamenter sistem, diğer anayasal sistemler gibi kuvvetlerin ayrımı ilkesini dayanır. Bununla birlikte, başkanlık sisteminden farklı olarak, bu sistemde yürütmenin yetkileri iki farklı kurum tarafından temsil edilir. Yasama organı tarafından seçilen ve sembolik yetkileri olan (devletin birliği ve ulusun bütünlüğünün temsili gibi) cumhurbaşkanı yürütmenin başı olarak kabul edilir. Bu sistemde, yürütmeyi temsil eden diğer kurum ise başbakanın temsil ettiği bakanlar kuruludur. Yasama organından (parlamento) güvenoyu alarak seçilen ve cumhurbaşkanı tarafından atanan bakanlar kurulu yürütmenin icracı kurumudur. Bu bağlamda, Başbakanın başkanlık ettiği Bakanlar kurulu hükümetin izleyeceği temel kararları belirler. Parlamenter sistemin en olumlu özelliği verdiği kararlarda parlementonun çoğunluğun güvenoyuna, dolayısıyla denetimine tabi olmasıdır.
Bu yüzden, sistem yürütmenin hesap verebilirliği ilkesine dayanmaktadır. Diğer taraftan, bu sistemde,yasama organının çoğunluk iradesiyle, yürütmenin sorumlu kanadı bakanlar kurulunu güvensizlik oyu ile düşürme yetkisinin bulunması, parlamenter sistemlerde istikrarsızlık riskini beraberinde getirir. Özellikle, yasama organında çoğunluğun tek parti tarafından sağlanmadığı koalisyon hükümetleri tarafından yönetilen ülkelerde bu risk daha fazladır.