Siyaset Erdoğan'dan BDP'ye sert eleştiri

Erdoğan'dan BDP'ye sert eleştiri

21.10.2011 - 17:55 | Son Güncellenme:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan son dönemde yaşanan terör olaylarına ilişkin BDP’yi suçun ve suçlunun adını koymamakla eleştirdi.

Erdoğandan BDPye sert eleştiri

Erdoğan, Avrupa ülkelerinin de terör örgütüne destek verdiğini belirterek, "Türkiye’nin sayısız uyarı ve başvurularına rağmen boynunda suç yaftasıyla dolaşan bu cinayet örgütünün faaliyetlerini engelleyemeyen o yönetimler Avrupa için yüz karasıdır" dedi.

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan, Hak-İş Konfederasyonu 12. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasına Türkiye’nin kalkınma heyecanını, gelişme ufuklarını paylaşarak sözlerine başlamak istediğini ancak tüm milletin gündeminde acılar ve kederler olduğunu belirterek başladı. Erdoğan, geçtiğimiz günlerde ardarda yaşanan terör saldırılarını hatırlatarak, "Türkiye’yi geleceğe taşıyacak demokratik, adil, özgürlükçü yeni bir anayasa gündemiyle başlayan bir gün, maalesef yine terörün kirli yüzünü göstermesiyle karardı. Önce Güroymak’ta 5 polisimizi kaybettik. Ardından Çukurca’daki hain saldırıda 24 askerimiz şehit oldu. Dün yine Çukurca’da mayın patlaması sonucu bir askerimiz daha şehit oldu" dedi. Erdoğan şehitlere rahmet, ailelerine de başsağlığı dileklerini yineleyerek şunları söyledi:

Haberin Devamı

"Elbette üzgünüz, kederliyiz, milletçe yüreğimiz kanıyor, ciğerimiz yanıyor. Acımız çok. Bu insanlık dışı manzaranın müsebbibi olanları, bu menfur saldırıyı gerçekleştirenleri, bu cinayet şebekesine destek sağlayanları lanetliyoruz. Doğmamış bebekleri, küçük yaşta çocukları, düğüne derneğe giden genç kızları, insanları ibadete çağıran din görevlilerini gözünü kırpmadan öldürebilen bir cinayet şebekesiyle karşı karşıyayız. Bizim vicdanlarımızın almadığı, yüreklerimizin kaldırmadığı, işitmekle bile kederlere gark olduğumuz bütün bu hadiseler, maalesef insanlıktan nasibi olmayan bazı kirli odaklar için basit strateji hamleleri olabiliyor. Ve ne yazık ki bugün hala, her türlü insani tahammül noktasının ötesine taşan bu eylemlerin failleriyle arasına mesafe koyamayan, terörü bütün yönleriyle mahkûm edemeyen zihniyetler var. Bu zihniyetler içeride de var, dışarıda da var. Tarih bu zihniyetlerin sahiplerini elbette yazacaktır. İnsanlığın ortak vicdanı, bebek demeden, çocuk demeden, kadın demeden her hedefi katledebilen bu menfur odaklar karşısındaki bu sessizliklerini, bu tavırsızlıklarını mutlaka kayda geçirecektir.

-AVRUPA’YA TEPKİ-

Başbakan Erdoğan, konuşmasında BDP’yi eleştirerek "Bu ülkede siyaset yapacaksınız, bu milletten oy isteyeceksiniz, sonra bu milletin yediden yetmişe kan ağladığı bir günde bu ağır insanlık suçunun adını koymaya diliniz varmayacak. Bunun izahı yoktur, anlaşılabilir, kabul edilebilir bir tarafı yoktur" diye konuştu. Milletin suçlunun adını koyamayan, terörü mahkum edemeyen, bu menfur cinayetleri işleyenleri lanetleyemeyen bu zihniyeti asla unutmayacağını vurgulayan Erdoğan, Avrupa ülkelerine de tepki gösterdi. Erdoğan "Yine bu cinayet şebekesinin çeşitli uzantılarının Avrupa’nın pek çok şehrinde elini kolunu sallayarak dolaşmasına göz yumanları da unutmayacaktır. Türkiye’nin sayısız uyarı ve başvurularına rağmen boynunda suç yaftasıyla dolaşan bu cinayet örgütünün faaliyetlerini engelleyemeyen o yönetimler Avrupa için yüz karasıdır. Ellerine geçen her fırsatta Türkiye aleyhinde kanaatler serdetmeyi alışkanlık haline getiren çeşitli ülkelerin yönetimleri, bilsinler ki bu ağır suçtan onların hissesine de bir kara leke düşecektir" dedi.

Haberin Devamı

-"BUNLAR TESADÜFEN OLMUYOR"-

Konuşmasında saldırıların zamanlamasına da dikkat çeken Erdoğan, Türkiye’de ne zaman toplumsal uzlaşmanın ve barışın tesisi, demokrasinin tahkimi, adaletin ve özgürlüklerin geliştirilmesi yönünde adımlar atılsa, hemen akabinde bu türden ağır saldırılara maruz kalındığını söyledi. Yakın geçmişte barış ve kardeşlik projesini ortaya koyduklarını da hatırlatan Başbakan Erdoğan o günlerde de yine bu atılan adımları sabote eden, oluşan iyimser havayı ortadan kaldırmaya yönelik terör hadiselerinin devreye girmekte gecikmediğini, son olarak da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yeni anayasa görüşmelerinin başlayacağı gün terörün yine karanlık yüzünü gösterdiğini ve vatandaşları acıya boğduğunu söyledi. Erdoğan "Bütün bunlar elbette tesadüfen olmuyor, bunu her insanımızın çok iyi görmesi, fark etmesi lazım. Medyamızın bu kirli hesabın maskesini somut örneklerle düşürmesi lazım. Aydınlarımızın terörle mücadele eden, etmek mecburiyetinde olan bir devletin zorluklarını daha iyi kavraması, bu konuda daha duyarlı olması lazım. Sivil toplum kuruluşlarımızın ortak aklın oluşmasına katkı sağlaması lazım. Bu yönde her kesimden insanımızda bir bilinç oluşmuştur. Bunun daha da güçlenmesi lazım" diye konuştu.

Haberin Devamı

Dün medyanın üst düzey temsilcileriyle bir görüşme gerçekleştirdiğini ve meseleyi onlarla paylaştığını hatırlatan Erdoğan, medya temsilcilerinin hassasiyet gösterdiğini belirterek teşekkür etti. Ancak muhalefetten böyle bir yaklaşım görmediklerinin altını çizen Erdoğan "Meselenin doğru değerlendirilebilmesi adına herkesin aklıselim içinde, sağduyu içinde hareket etmesi lazım. Fakat siyasi partilerimiz ne yazık ki hala terör örgütünü hedefe koyması gerekirken, iktidar partisi olarak bizi hedefe koymanın gayreti içinde. Bununla bir şey elde edemezsiniz. Halkımızın bu tür oyunlara geleceğini zannediyorsanız bunda da yanılırsınız. Çünkü halkımız neyin, nerede, nasıl cereyan ettiğini çok daha iyi biliyor. Fakat siyaset hala bunu kavramış değil. Onun için biz genel görüşme teklifi ile ilk adımı attık. Dün genel görüşme yapıldı. Kapalı oturumda, ’Buyurun ne söyleyecekseniz söyleyin. Önerileriniz varsa ortaya koyun. Ama öneri yerine siz hala AK Parti iktidarına vurmak suretiyle buradan bir şeyler elde edelim diyorsanız, buradan bir şey elde etmeniz mümkün değil. Çünkü bu iş çözüm istiyor, çözüm. Fırsatçılığa bu işi dönüştürmeyelim. Gün slogan atma zamanı değildir, hamaset zamanı değildir, böylesine hassas bir gündemin reytinginden nemalanmak günü hiç değildir" diye konuştu.

Haberin Devamı

-"KILIK DEĞİŞTİREN TERÖR ODAĞI VAR"-

Erdoğan, Türk Milletinin, böyle zor zamanlarda sabır ve metanetini koruyabilen, ortak aklı harekete geçirebilen ve soğukkanlılığını muhafaza edebilen bir millet olduğunu vurgularken, doğrudan birliğe, beraberliğe, kardeşliğe, toplumsal huzur ve istikrara yönelen bu türden ağır badirelerden de bu dirayetle metanetle bir bütün olarak çıktıklarını ifade etti. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Üzülerek ifade edeyim ki bu büyük milletin olgunluğundan, insanlarımızın metanet ve dirayetinden kendilerine gerekli dersleri çıkaramayanlar da oluyor. Bu zor zamanlardan kendilerine menfaat devşirmeye çalışanları, bu hassas dönemlerin gerektirdiği olgunluğu gösteremeyenleri ibretle izliyoruz. Terör bu ülkenin sadece bugününe ait bir sorun değil. Ülkemiz onlarca yıldır bu karmaşık meseleyle mücadele halindedir. Bu mücadelenin bir tarafında zaman zaman kılık değiştiren, strateji değiştiren, yöntem değiştiren bir terör odağı var. O odak görüldüğü üzere baştan beri insani değerlere, izana, insafa, vicdana zerre kadar değer vermiyor, buna uygun davranmıyor. Buna karşılık devletin bir devlet gibi davranmak mecburiyeti var. Mesele sadece askeri bir mesele değildir, sadece bir güvenlik meselesi de değildir."

-MUHALEFET VE STK’LARA ÇAĞRI-

Erdoğan, konuşmasında siyasi partilere ve STK’lara da terörle mücadelede işbirliği çağrısında bulundu. Ortak aklı oluşturmak suretiyle adımların atılması gerektiğini belirten Erdoğan, "Bir yandan hukukun dışına çıkmayacaksınız bir yandan suçlu ile suçsuzu birbirinden ayıracak dikkati göstereceksiniz. Bir yandan da terörün faturasını en ağır şekilde yaşayan bölge halkının refahı için gayret göstereceksiniz. Mesele zor bir meseledir, karmaşık bir meseledir. Halisten gazel okumanın kabul edilemeyeceği bir meseledir. Çünkü bu mesele milli bir meseledir. Bu hükümetin, bu iktidarın değil Türkiye’nin meselesidir" dedi. Erdoğan şöyle devam etti:

"Bugün muhalefette olanlar da geçmiş iktidarlarında bu mücadelenin içinde olmuşlardır. Bu güçlükleri yaşamışlardır. Bu meselenin yaşanan her acı hadiseden sonra hükümetin istifasını istemekle ya da Olağanüstü Hal talep etmekle çözülemeyeceğini de aslında gayet iyi bilirler. 4 ay önce bu ülkede seçim yapıldı. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyorsak buna inanıyorsak millet ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyerek yüzde 50 oy vermek suretiyle partimizi iktidara taşımıştır. Bu iktidara inandığı içindir, güvendiği içindir. Hükümetin istifasını isteyenler siz ise yüzde 25 oy alabildiniz. Demek ki milletimin size güveni yok, size itimadı yok, size inancı yok. Önce milletin güvenini kazanın ondan sonra böyle bir talepte bulunun. Bu hadise nedir biliyor musunuz? Böyle bir talepte bulunmak terör örgütünü nereye taşımaktır. Terör örgütünün gücünü kabullenmektir. Böyle safça böyle düşünceden mahrum aklı selimden uzak bir yaklaşım tarzı olabilir mi. Bu nasıl bir yaklaşım tarzıdır. Ondan sonra da "terörle mücadelede biz yanınızdayız." Nasıl yanımızdasınız. Bir taraftan hükümetin istifasını isteyeceksin bir taraftan yanınızdayız diyeceksin. Hükümet istifa edecek de ne olacak. Bu bir koalisyon hükümeti değil. Bu hükümet iki kişiden bir kişinin oy verdiği iktidarın iktidarıdır. Şu anda parlamentonun yüzde 63’ü AK Parti milletvekillerinden oluşuyor. Yapılan nedir mecliste sadece görüldüğü gibi kavga gürültü ve bunun içine AK Parti’yi çekmek. Terörü hedefine koy AK Parti’yi değil. Şunu açık ve net ifade edeyim. Bugün Türkiye’nin ihtiyacı olan siyaset dili, dili siyaset anlayışı, siyasetçi modeli bu değildir. Milletimiz siyasetten ve siyasetçiden bu hassas meseleye yapıcı, olgun, çözüme dönük katkılar vermesini bekliyor. Şu bir gerçek ki söylene söylene artık önceden tahmin edilebilen, çözümsüz, meseleden çok hükümeti yıpratmaya yoğunlaşmış açıklamaların ne siyasete ne bu ülkenin terörle mücadelesine bir faydası yoktur."

-"ER YA DA GEÇ BU BELAYI MİLLETİN YAKASINDAN SÖKECEĞİZ"-

Erdoğan, Türkiye’nin tarihinde çok büyük badireler atlattığına da vurgu yaparken hepsinden de dimdik ayakta çıktığını söyledi. "Herkes emin olsun ki terör belasını er ya da geç bu milletin yakasından söküp atacağız" diyen Erdoğan, "Geçmişte bu mücadelede kurunun yanında yaşın da yandığı, yakıldığı olmuştur. Sadece stratejik hesaplar bakımından değil, hukukun zedelenmesi, dikkat isteyen itina isteyen bir mücadelenin toptancı ve hoyratça yaklaşımlarla gölgelenmesi bakımından da yanlışlar yapılmıştır. Biz bütün bu yanlış hesapların da muhasebesini hakkıyla yapıyor, insani dikkatimizi korumak noktasında oda büyük hassasiyet gösteriyoruz. Gereken her şey bir hukuk devletinin taşıması gereken ciddiyet içinde yapılıyor. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Hükümet olarak hukuku ve demokrasiyi hem insanlarımızın birlik ve dirliğini korumakta hem de terörle ödünsüz mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız" dedi.

Çarşamba günü TBMM’de düzenlenecek oturumda siyasi partilerden yapıcı katkılar beklediklerini de dile getiren Erdoğan, "Şu anda güvenlik güçlerimiz bölgede çok geniş çaplı bir operasyon gerçekleştiriyor. Yurt içinde ve sınır ötesinde toplam 5 ayrı bölgede 22 taburun katıldığı geniş kapsamlı hava destekli kara operasyonları yapılıyor. Terör örgütü hak ettiği cevabı alıyor ve almaya devam edecek" dedi.

-OBAMA’YA "DAHA SOMUT ADIMLAR BEKLİYORUZ" MESAJI-

Başbakan Erdoğan, konuşmasında Irak ve İran ile de son günlerde yapılan görüşmelerde Türkiye’nin beklentilerini aktardıklarını kaydetti. Erdoğan, ABD Başkanı Obama’nın taziyelerini iletmek için aradığını da hatırlatarak, "Üçlü mekanizmayı çalıştırma noktasındaki hassasiyetlerini de aynı şekilde kendileri ile paylaştık. Artık sözün ötesine geçmelerini terörü kınayan beyanların ötesinde daha somut adımlar beklediğimizi de kendilerine özellikle ifade ettik" dedi. Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Meseleyi her yönüyle her boyutuyla ele alıyor, atılması gereken her adımı atıyoruz. Bunun sonucunu alacağımıza da inanıyor, bunu görüyoruz. Türkiye bu beladan kurtulacaktır. Terörden bir sonuç almayı bekleyenlerin hayal kırıklığına uğramaları kaçınılmazdır. Türkiye’nin huzur ve istikrarını bozmak isteyenler muhakkak ama muhakkak yenilgiye uğrayacaklardır. Geçtiğimiz 9 yıl boyunca Türkiye’nin elde ettiği kazanımların ne kadar değerli olduğunu ve birilerini ne kadar rahatsız ettiğini biliyoruz. Türkiye’nin dünyadaki itibar ve ağırlığını arttırmasından, bölgesinde ve dünyada geçmişine yakışan bir konuma gelmesinden huzursuzluk duyanların varlığından da haberdarız. Kim bu ülke ile ilgili bir hesap yapıyorsa Türkiye’nin büyüklüğünü iyi ölçüp biçerek yapsın. Türkiye’nin dünyanın yükselen ülkelerinden biri olacak gücü ve direnci nereden aldığını biliyoruz"’